Köyü 176 parsel numaralı taşınmazdaki hisselerinin devrinin taahhüt edildiğini belirterek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. Davalıların, sözleşmenin geçerli olmadığını, davanın süresinde açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, tapu kaydında malik olan ... kızı ... ile satış vaadinde bulunanların murisinin aynı kişi olduğu belirli olmadığından dava tarihi itibariyle sözleşmenin ifa olanağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, Hükmü, davacılar ve vekalet ücreti yönündende davalılar temyiz etmiştir....
Dava Türk Medeni Kanununun 1027.maddesi gereğince tapuda isim düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Kayıt düzeltme davalarında mülkiyet nakline meydan vermemek için tapu maliki ile adının düzeltilmesi istenen kişinin aynı şahıs olup olmadığının saptanması amaçlandığından kayıt malikinin adındaki yanlışlığın düzeltilmesi yerine malikin tamamen değişmesi ve dolayısıyla mülkiyet nakli sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulması ve nihayet sorunun tapu kaydında isim düzeltilmesi davası ile değil ancak tapu iptal tescil davası ile çözülebileceği gözetilmeksizin kayıt maliki "..." yönünden istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 11.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
Belediyesi vekilinin temyiz itirazları yönünden ise; dava konusu taşınmazların malik hanesinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına tespitine karar verilmiş ancak tescil hükmü kurulmamıştır. Kadastro hakimi infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde doğru ve gerçek sicil oluşturmak zorundadır. Mahkemece tescil hususunda hüküm kurulmaması isabetsiz olup bozma nedeni ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden kararın hüküm fıkrasının 1.parağrafının 2.satırındaki “tespitine” kelimesinden sonra gelmek üzere “ve tesciline” kelimelerinin eklenmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 01.07.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davacı Hazine dava konusu taşınmazın malik hanesinin boş olduğunu ileri sürerek Hazine adına tapuya tescil istemi ile dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu 10091 ada 20 parsel sayılı taşınmazın açık olan malik hanesinin davacı Hazine adına doldurulmasına ve taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline, dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın davalı ...'na ait olduğunun tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 31.03.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....
Bunun sonucu olarakda yanlışlığın tapu sicilindeki tapu kaydında olmayıp murisin nüfus hanesindeki baba adının yanlış yazılmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Davacının tapu sicilinin düzeltilmesini değil, nüfus kaydındaki yanlışlığın giderilmesini istenmesi gerekir. Mahkemece, tapu kaydında malik murisin baba adının düzeltilmesi doğru olmamış, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.11.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 24.05.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında doğum tarihi tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dava dilekçesinde, 327 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazın malik hanesinde doğum tarihinin 1935 olarak yazıldığını, gerçekte 10.02.1928 doğumlu olduğunu belirterek; tapu kaydında malik gözüken kişinin nüfus kayıtlarına uygun olarak "10.02.1928 doğumlu ..." olduğunun tespitini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, "... ili ... ilçesi, ......
Dosya içeriğinden, çekişmeli taşınmazların malik hanesinin Karadeniz Ereğli Asliye Hukuk Mahkemesinin 1964/266 Esas sayılı dava dosyasında davalı olması nedeniyle boş olarak tespit edildiği, adı geçen dava dosyasının görevsizlik kararı ile Kadastro Mahkemesi'ne devredildiği ve Kadastro Mahkemesinin 1975/16-82 sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verildiği, ancak bu kararın kesinleştirilmediği, bu nedenle kadastro tespitinin henüz kesinleşmediği ve taşınmazın malik hanesinin açık olduğu anlaşılmaktadır. Kadastro Mahkemesinin görev ve yetkisi, her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günden başlayıp taşınmaza ait tutanağın hukukça kabul edilen usule uygun olarak kesinleştiği güne kadar devam eder. Kadastro tespiti sırasında malik hanesi açık bırakılan taşınmazın malik hanesinin doldurulması görevi Kadastro Mahkemesine ait olup görev hususu yargılamanın her safhasında re'sen gözetilmesi gereken hususlardandır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.06.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında isim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.08.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, 702 parsel sayılı taşınmaz malikinin tapu kaydında "..." olarak geçen isminin nüfus kaydında olduğu şekli ile " ..." olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş " 702 parsel sayılı taşınmazın malik hanesindeki ... oğlu 1929 D.lu ... kaydının iptali ile ... oğlu 1929 D.lu ..." olarak kayıt düzeltilmiştir....
Dava, Türk Medeni Kanununun 1027. maddesi gereğince tapuda isim düzeltilmesi istemine ilişkindir. Tapu kayıtlarının düzgün tutulmasında kamu yararı bulunup, kamu düzenine ilişkin kayıt düzeltme davalarında mülkiyet nakline meydan vermemek için tapu maliki ile adının düzeltilmesi istenen kişinin aynı şahıs olup olmadığının saptanması gerekir.Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Dosya içerisine getirtilen nüfus kayıtlarının incelenmesinde; 1049 parsel sayılı taşınmaz malik hanesinde malik baba adının “...” olarak tescil edildiği; nüfus kaydında ise baba adının “... yazıldığı anlaşılmıştır.....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 16.05.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Davalı idare, davanın reddini savunmuştur....