Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının nihai amacı, tapu kayıtlarında yazılı hisselerin değiştirilmesi sonucunu doğuracağından, mülkiyetin naklini gerektiren bu tür davaların çekişmesiz yargı işi olarak görülmesi mümkün değil ise de bu olgu, delillerin takdiri aşamasında, tapu kayıtlarında düzeltim istemli davanın reddi sebebi olarak değerlendirilebilecek bir husus olup; eldeki dava "tapu iptal ve tescil" davası değil, "Tapu kaydında düzeltim" davası olduğuna ve davanın tapu müdürlüğüne yöneltilmiş bulunduğuna göre yukarıda açıklanan usûl hükümleri karşısında görevli mahkeme sulh hukuk mahkemeleridir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 04/12/2015 gününde oy birliği ile karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kaydında düzeltim istemine ilişkindir. Davacı, mirasbırakanı ...'ın maliki olduğu 273 parsel (yeni 164 ada 12 parsel) sayılı taşınmazın tapu kaydında baba adının yazılı olmadığını ileri sürerek tapu malikinin isminin nüfus kayıtlarına uygun şekilde ... oğlu ... olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

      Belirtmek gerekir ki, 10 yıllık süre içerisinde açılacak davada davacının mutlaka kadastro tespitinden önceki hukuki sebeplere dayanması zorunludur. Diğer bir anlatımla, davacı kadastrodan önceki bir hakka dayanmalıdır. Somut olaya gelince, dava konusu taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının 11.10.1963 tarihinde düzenlendiği, Hazinenin itirazı üzerine hükmen 08.11.1988 tarihinde taraflar adına tescile karar verildiği, davacıların ise tespitten sonra düzenlendiği anlaşılan 16.05.1977 tarihli taksim sözleşmesi ve 19.01.1981 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayanarak bu davayı açtıkları anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, kadastrodan sonraki bir hukuki sebebe dayanılarak açılan bu davada işin esasının incelenmesi gerekirken hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

        Bunun yanı sıra, dava sonucunda tapu kayıtlarında yazılı hisselerin değiştirilmesi ihtimalinin varlığı halinde de, mülkiyetin naklini gerektiren bu tür davaların çekişmesiz yargı işi olarak görülmesi mümkün değil ise de bu olgu, delillerin takdiri aşamasında, tapu kayıtlarında düzeltim istemli davanın kabul veya ret sebebi olarak değerlendirilebilecek bir husus olup; eldeki dava "tapu iptal ve tescil" davası değil, "tapu kaydında düzeltim" davası olarak ve husumet tapu müdürlüğüne yöneltilerek açılmış bulunduğuna göre, yukarıda açıklanan usûl hükümleri karşısında görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesi olacaktır....

        Esas sayılı dava dosyasında davalı olduğu, tapu kaydında malikinin bulunmadığı ve itirazlı olduğunun yazılı olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinde, [Kadastro mahkemesi, A)...kadastro komisyonu tarafından gönderilen tutanaklara ait davaları B)...askı ilânı içinde açılan davaları C) Mahalli hukuk mahkemelerinden 27. madde gereğince kadastro mahkemesine devredilen davaları D) Kadastro mahkemelerinde dava açıldıktan sonra, tespitten önceki haklara dayanarak, asli müdahil olarak katılanların iddialarına ilişkin uyuşmazlıkları, inceler ve karara bağlar.] şeklinde düzenlenmiştir Dosya kapsamından, davaya konu 345 parsel sayılı taşınmaz hakkında Çubuk Kadastro Mahkemesinin .../... E. - .../......

          HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/543 KARAR NO : 2023/736 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ORDU 2.SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/1903 ESAS, 2022/1972 KARAR DAVA KONUSU : Tapu Kaydında Düzeltim (Kayıt Düzeltim İstemli) KARAR : Ordu 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/1903 esas, 2022/1972 karar sayılı dava dosyasında verilen tapu kaydında düzeltim (kayıt düzeltim istemli) talebinin kabulüne karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin annesi AYŞE YILDIRIM (TC:) 07/04/1999 tarihinde vefat ettiğini, Ordu İli, Altınordu İlçesi, Eyüplü Mah. , Müezzinoğlu Mevkii , 4332 Ada, 3 Parsel, 26 Cilt, 2559 Sayfa No'lu taşınmaz"da müvekkilinin hem kendisinin hem de murisin annesinin hisseleri mevcutken , müvekkil kendisine ait olan hisseyi Haziran...

          Vergi Dairesi ve Tapu Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ... ... oğlu ..., kadastro sırasında çekişmeli taşınmazlarda baba adının Ali ... yerine ... olarak yazıldığını, davalı ... oğlu ...’ın akrabası olduğunu ve onun borçları nedeniyle davalı kurumlar tarafından taşınmazların tapu kayıtlarına haciz şerhi konulduğunu belirterek, kadastro öncesi nedene dayalı olarak dava açmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde, “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmüne yer verilmiştir. Dava konusu 103 ada 193 parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağı 19.01.1995 tarihinde, 149 ada 197 parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağı ise 27.01.1996 tarihinde kesinleşerek taşınmazlar tapuya tescil edilmiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 02.11.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.01.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle davaya konu taşınmaz tutanağının kesinleşme tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar 10 yılı aşkın süre geçmiş olduğundan tespitten önceki hukuki nedene dayalı eldeki davanın 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesi gereğince dinlenme olanağı bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 01.06.2007 tarihinde...

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/707 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : 1- Hakimler ve Savcılar Kurulunun 01.07.2022 tarihli ve 1047 İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İş Bölümü Kararı gereğince istinaf kanun yoluna başvuru incelemesinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerektiğinden dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2- Dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi gönderilmesine, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 06/07/2023 tarihinde, dosya üzerinden davacılar, vekili ve davalıların yokluğunda oy birliği ile karar verildi....

              Hal böyle olunca, davacının tapusunun iptali sebebiyle bir zararının oluştuğu kabul edilse bile bu zararın tapu sicil kayıtlarının doğru tutulmamasından kaynaklandığı söylenemeyeceği gibi tapu kaydında orman tahditi sınırları içinde kaldığına dair şerh bulunan taşınmazı bilerek ve isteyerek satın alan ayrıca önceki tapu maliki ... tarafından şerhin tasarruf hakkını kısıtladığı gerekçesiyle açılan tapu kaydının iptali ile tazminat istemli davadaki alacağı temlik almasından dolayı uğradığı zararı TMK'nın 1007 nci maddesi uyarınca Devletten isteyen davacının uğradığı zarar ile tapu işlemleri arasında nedensellik bağının varlığından da bahsetmek mümkün olmayacağından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu