Tüketici Mahkemesi'nin 11.02.2015 tarih 2014/1720 sayılı yazısı ile tapu kaydına "Kesinleşmemiş mahkeme kararı vardır" şerhi yazılmıştır. Bu durumda, tapu kaydına şerh konulmasından önce tesis edilen ipotek ve haciz şerhlerinin kaldırılması olanağı bulunmadığı; ancak, 18.02.2015 tarihinden sonra tapu kaydına yazılan şerhlerin lehdarlarının, TMK'nun 1023 maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları açıktır. Mahkemece bütün bu hususlar değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle kararının bozulmasına karar vermiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda “Davanın kısmen kabulü ile, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 41481 ada, 1 parsel, B/Zemin/4 No'lu bağımsız bölümün tapu kaydında yer alan, davalılardan ...'ın takip alacaklısı olduğu ... 1.İcra Müdürlüğünün 2015/2891 Esas sayılı dosyasında 19.03.2015 tarihinde konulan haciz şerhinin, ...'...
Zira ihtiyati tedbir kararı tapu siciline işlendiği tarihten itibaren artık üçüncü kişiler için de alenilik meydana gelir ve kayda konulan şerhten itibaren mülkiyet aktarımına engel teşkil eder ve o andaki kayıt malikinin borcundan ötürü ihtiyati haciz ya da icrayi haciz alacakları için konulan şerhler hüküm ifade etmez. Gerçekten de Türk Medeni Kanununun 1020. maddesi hükmü gereğince “tapu sicilinin açıklığı prensibi” uyarınca tapuyla ilgili işlem yapan herkesin kaydı araştırması, halin icabı ve hayatın olağan akışı gereği olduğundan hiç kimse tapu sicilindeki bu kaydı bilmediğini ileri süremez. Kaldırılması dava konusu yapılan şerh ihtiyati tedbir kararının tapuya işlendiği 28.02.2007 tarihinden sonra 11.02.2008 tarihinde konulduğundan, kural olarak yararına şerh konulan kimse kötü niyetli kabul edilir ve bu karinin aksi ancak davalı tarafından kanıtlanabilir....
Malkemece yapılan yargılama sonunda, tapu kaydında yapılacak düzetme adli yargının görevine girdiğinden görev itirazının reddine, davacı ile davalı şirket arasında dava konusu taşınmazın davacı – kiracıya devri taahhütlü finansal kiralama sözleşmesi akdedilip, tapu kaydına bu yönde şerh verildiği bilahare davalı -kiralayanın borcundan dolayı diğer davalı tarafından tapu kaydında şerh olduğu halde haciz kaydı işlendiği 3226 sayılı kanun'un 20. maddesinde kiralayan aleyhine icra yoluyla takip yapılması halinde finansal kiralamaya konu malların sözleşme süresince haczedilemeyeceğinin hüküm altına alındığı, bu suretle vergi dairesinin haczinin hukuki dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu taşınmaz kaydındaki davalı Hisar Veraset ve Harçlar Vergi Dairesinin 20.8.2007 tarih, 14168 yevmiye nolu haciz şerhinin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Temyiz Sebepleri Davalı şirket temyiz başvuru dilekçesinde özetle, ipotek işleminin yapıldığı tarihte tapu kaydında aile konutu şerhinin bulunmadığını, tapuya güven ilkesi gereğince ipotek tesisinin yapıldığı, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu bilebilecek durumda olmadıklarını, basiretli iş insanı olarak tüm özeni gösterdiklerini ileri sürerek hükmün ipoteğin kaldırılması yönünden bozulmasını talep etmiştir. C....
ın dava konusu taşınmazın mülkiyetini kazanmasının dayanağı olan cebri ihalenin halen geçerli olduğu, bu nedenle ıslah ile açılan tapu iptali tescil davasının reddinin gerektiği, ıslah ile sadece tapu iptal ve tescil talep edilmeyip dava konusu taşınmazın tapu iptali ve tescil davası sonunda dahili davalı ... adına oluşacak tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasının da talep edildiği, ancak tapu iptali tescil davasında verilen hüküm kesinleşmeden bu davanın dinlenmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle üzerine aile konutu şerhi konulmasına ilişkin olarak açılan davanın, ipoteğin kaldırılması talebiyle açılan ve daha sonra tapu iptali ve tescil davası olarak ıslah edilen davada verilen hükmün kesinleşmesi şartına bağlı olarak iş bu dosyadan tefrikine karar verilmesinin uygun olacağı gerekçesi ile ipoteğin kaldırılması talebiyle açılan ve daha sonra tapu iptali ve tescil davası olarak ıslah edilen davada davanın reddine, taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbirin hüküm kesinleşinceye kadar devamına...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava harcının tamamlatılmadığını, bu sebeple de vekalet ücretinin eksik hesaplandığını, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2017/519 Esas ve 2018/11996 Karar, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2005/1661 Esas ve 2005/12785 Karar sayılı ve bir çok emsal kararında "ipoteğin kaldırılması davalarının ipotek değeri üzerinden nispi harca tabi olduğu, bu harcın tamamlatılmadan davaya devam edilemeyeceği ve ipotek miktarına göre nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği"nin açıkça belirtildiğini, ipoteğin kaldırılması davası için müvekkili tarafından satın alınan taşınmazın tapu satış değeri olan 302.000,00 TL üzerinden harç yatırılarak dava açıldığını, ancak daha sonra ipotek değeri (1.120.000,00 TL) üzerinden harcın tamamlatılması gerektiğini öğrendiklerini, bunun üzerine bu konuda son duruşmada sözlü olarak beyanda bulunduklarını, ancak mahkemece harç konusundaki...
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takipte memur muamelesini şikayete ilişkindir. Şikayetçi vekili, ipoteğin kaldırılması taleplerinin reddine dair müdürlük işleminin kaldırılmasını talep etmiştir....
Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi TMK'nın 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür. Somut uyuşmazlıkta, davalı ...hakkında yapılan Sincan İcra Müdürlüğünün 2013/258 sayılı dosyası ile yapılan takip nedeniyle borçlunun murisine ait Çubuk İlçesindeki taşınmazlarına haciz şerhi işlenmesi talep edilmiştir. Bu talep uyarınca dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarına haciz şerhinin işlendiği görülmektedir....
Bank’dan aldığın borç paraya karşılık ipotek konulduğunu, konulan ipotekle kendilerinin bir ilişiği bulunmadığını, ipotek şerhlerinin arsa sahibine ait diğer villalar tapu kaydına kaydırılmasını, birleştirilen davasında ise; ... ... Bankası A.Ş., SSK Kurumu ve ...’i hasım göstererek yine bu taşınmaz kayıtlarındaki muhtelif tarihlerde konan haciz şerhlerinin kaldırılmasını istemiştir. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ipotek haklarını RCT Varlık Yönetim A.Ş.’ye temlik ettiğinden bu şirkette davalı konumuna getirilmiştir. Davalılardan ... savunmada bulunmamış, diğer davalılar tapu kayıtlarının aleniyet prensibine güvenerek işlem yaptıklarını, açılan davanın reddini savunmuştur....
Mahkemece, Türk Medeni Kanunu'nun 1027. maddesi gereğince tapu kaydı üzerinde yapılacak değişiklikler ancak mahkeme kararı ile gerçekleştirilebilir, bu nedenle tapuya idari merciilerce düşürülen vakıf şerhinin yasaya aykırı olduğu nedeni ile davanın kabulüne, 137 ada 6 parsel sayılı taşınmaz tapu kaydı üzerine davalı kurum tarafından 03.02.2006 tarih ve 606 yevmiye nolu işlem ile konulmuş bulunan "Sultan ... Vakfı" şerhinin terkinine 11.03.2008 tarihinde karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve özellikle dava konusu 137 ada 6 parsel sayılı taşınmazın dosyada bulunan kadastro beyannamesinde tutanağına vakıf şerhinin işlenmediği, bu şerhin 137 ada 6 sayılı parsel kaydına 03.02.2006 tarihinde işlendiği ve işlemin mahkeme hükmüne değil, idarenin tek taraflı istemesi, bu isteğin yetkili Tapu Sicil Müdürlüğünce kabul edilmemesi üzerine idari işlemin İdare Mahkemesi Kararı ile iptali üzerine işlendiği görülmektedir....