Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı banka tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava aile konutu şerhi konulması ve üzerine eşin rızası alınmadan konulan ipoteğin kaldırılmasına ilişkindir (TMK.md. 194/1). Mahkemece ipoteğin kaldırılması taleplerinin reddine, dava konusu taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiş, hüküm davalı banka tarafından taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması yönünden temyiz edilmiştir. Münhasıran tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davada, davalı bankaya husumet yöneltilemez. Bu nedenle davalı bankanın hükmü temyiz etmesinde hukuki yararı bulunmamaktadır (HUMK md 427/1). Bu sebeple davalının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davanın kötü niyetli olduğunu, davacının aylardır evini boşaltacağını söylediğini, kira da ödemediğini, davacının haksız kazanç kazanma peşinde olduğunu, davalının tapu kaydına güvenerek bu taşınmazı satın aldığını ancak davacının evi boşaltmadığını, kira bedeli de ödemediğini, davacının amacının bu taşınmazı bedelsiz geri almak olduğunu, tüm bu nedenlerle haksız olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/02/2021 Tarih, 2015/273 Esas, 2021/15 Karar sayılı kararı ile; Davanın kabulüne, davacının Denizli 8. İcra Müdürlüğü'nün 2015/2101 esas sayılı dosyası kapsamında davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir....
Türk Medeni Kanununun 194'ncü maddesinin üçüncü fıkrasında, 06.02.2014 tarihli 6518 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini, tapu müdürlüğünden isteyebileceğinin kabul edildiği, anılan yasal değişiklikten sonra, tapu müdürlüğünün, talebi hukuken veya fiilen yerine getirmediği belgelendirilmedikçe, malik olmayan eşin tapu kütüğüne konutla ilgili şerh konulmasını doğrudan dava yoluyla istemekte hukuki yararının bulunmadığı, davacı tarafında tapu müdürlüğüne başvuruda bulunduğuna dair bir iddiasının olmadığı gözetildiğinde bu talebin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değilse de tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davada, davalı bankaya husumet yöneltilemez....
Yine, kiralananan taşınmazın, niteliği itibarı ile 6570 sayılı Yasanın uygulama alanı içinde bulunması durumunda asıl olan, kira müddetinin sonunda da kira akdinin devam etmesidir. Ancak, kira parasına ilişkin olarak, tarafların ihtilafa düşmeleri halinde sözleşmede doğan bu boşluk, 18/11/1964 tarih 2/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı uyarınca hâkim tarafından doldurulur. Borçlar Kanununa tabi olan yerlerde ise, akit kural olarak sözleşmede öngörülen süre hitamında sona erer ve mecurun kira parası hakkında taraflar arasında anlaşmazlık bulunması durumunda kira akdinin asli unsurlarından olan kira bedeli konusundaki uyuşmazlık nedeniyle, artık devam eden bir kira sözleşmesinin varlığından sözetme olanağı yoktur. Ortada devam ettiğinden söz edilebilecek bir kira akdi bulunmadığına göre musakkaf olmayan kiralananlara yönelik açılan kira tespit davasında görev genel kurala göre belirlenir....
-M.K. 3 üncü maddesi;“Kanunun iyiniyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır.” maddelerine göre sonuç olarak Dava konusu taşınmazın tapu kaydına aile konutuna ilişkin bir şerhinin işlenmediğini, müvekkili bankanın iyi niyetli üçüncü şahıs olup tapu kaydına itibar ederek ipotek tesis ettiğini, tapuda aile konutu şerhi olarak görünmeyen taşınmazla ilgili olarak iyi niyetle ayni hak elde eden üçüncü kişinin bu hakkının MK.nun l023 maddesi gereğince korunması gerektiğini, belirterek istinaf mahkemesince davanın yeniden görülmesi, bu mümkün değil ise hükmün bozularak yerel mahkemeye iadesine karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece, kayıtlara vakıf şerhi 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra ve tek taraflı işlemle konulduğundan dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalı idare temyiz etmiştir. 2196 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapulama tespiti 1935 yılında kesinleşmiş, kaydına vakıf şerhi işlenmemiş, “... Paşa Vakfı ve ... Vakfı” şerhi 25.11.2005 tarihinde işlenmiştir. 5737 Sayılı ... Kanunu 27.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Yasanın geçici 5.maddesi hükmüne göre vakıf şerhleri ile ilgili devam etmekte olan davalarda diğer kanunlarda yer alan zaman aşımı ve hak düşürücü sürelere ilişin hükümlerin bu kanun açısından uygulanmayacağı kuralı getirildiğinden burada 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 12/3.maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin dolayısı ile 02.04.2004 tarih ve 1/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının uygulanma olanağı yoktur. Az önce sözü edilen ve 27.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 Sayılı ......
taşınmazın aile konutu olduğunu, davacı eşin açık rızası olmadığını bilebilecek durumda olduğunu, müvekkilinden satışın gizlendiğini, müvekkilinin açık rızasının bulunmadığını belirterek dava konusu Bağlarbaşı Mahallesi Gölçiçeği sokak No: 1/6 Keçiören/Ankara adresinde bulunan Bağlarbaşı Mahallesi 4423 ada, 27 parsel, 6 nolu bağımsız bölümde tapuya kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı eş T5 adına tapuya kayıt ve tesciline, tapu kaydına aile konutu şerhi işlenmesine karar verilmesini istemiştir....
un; davalı oğlu ...adına dava konusu taşınmazlar üzerine 09.12 2010 tarihinde 01.01.2011 başlangıç tarihli 5 yıl müddetli ve diğer davalı oğlu ... adına dava konusu taşınmaz üzerine 06.12.2010 tarihinde 01.01.2011 başlangıç tarihli 5 yıl müddetli kira şerhi verdiği, davaya konu alacağın dayanağının 13.01.2003 tarihinde açılan ve 18.10.2010 tarihinde davacılar lehine sonuçlanan alacak davası olduğu anlaşılmakla, mahkemece öncesine dayanan kira ilişkilerinin mevcudiyeti, taşınmazların davalılar ... ve ... tarafından çiftçilik yapılmak suretiyle işletildiği ve bu davalılar tarafından kredi alındığı, ... takibine bağlı olarak taşınmazların mevcut kira şerhli haliyle dahi haczinin mümkün olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; az yukarıda belirtilen İİK 279 ve 280. madde hükümleri ile tapu siciline şerh verilen şahsi haklar tapu sicilinin aleni olması itibariyle tapuda yapılacak her türlü işlemde üçüncü şahıslara karşı öne sürülebileceğinden mahkemenin bu görüşüne katılmak...
Mahallesi 46 Ada 4 Parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına, ... oğlu ... lehine 17.10.1989 tarih ve ... yevmiye ile satış vaadi şerhi verildiği, bu şerhe dayalı tapu iptal ve tescil davasının 02.04.2010 tarihinde açıldığı, bu dava sonucunda; taşınmazın, lehine satış vaadi şerhi verilen ... adına tescilinin 16.05.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, satış vaadi şerhi tarihinden sonra, tescil tarihi itibariyle 5 yıldan fazla zaman geçtiğine ve satış vaadi lehtarı olan 3. kişinin, şerh tarihinden itibaren 5 yıl içinde (17/10/1994 tarihine kadar) mahkemede tescil davası açtığına ve lehine tescil kararı verildiğine yönelik bir belge ve delil de olmadığına göre, artık bu hakkın, 3. kişilere karşı ileri sürülmesi imkanı yasal olarak ortadan kalkmıştır. Dolayısıyla şahsi bir hak olan satış vaadi sözleşmesine dayalı bu hak, tapuda malik gözüken kişinin borcu sebebiyle haciz koyan alacaklıya karşı hüküm ifade etmez....
KARŞI OY YAZISI Davacı, Türk Medeni Kanununun madde 194. hükmüne göre "kooperatif kaydına" aile konutu şerhi verilmesini isteyerek davalı eşine husumet yöneltmiştir. Yerel mahkeme "Türk Medeni Kanununun 194. maddesi uyarınca davalının ...adresindeki taşınmazın KOOPERATİF ÜYELİĞİ kaydına aile konu şerhi konulmasına" karar vermiştir. Uygulama Türk Medeni Kanununun hükümlerine açık aykırılık oluşturmaktadır. 1-Aile Konutu şerhi Türk Medeni Kanununun madde 194/3.hükmüne göre sadece sadece TAPU KÜTÜĞÜNE konulabilir. Başka bir anlatımla KOOPERATİF ÜYELİĞİ KAYDINA şerh konulamaz 2-... kişinin tapu kaydına dahi aile konutu şerhi konulamaz. Ancak bireysel mülkiyete geçilmişse o konuta aile konutu şerhi konulabilir. Kabul şekli bakımından; Kooperatifin yer almadığı bir davada kooperatif kayıtları üzerinde değişiklik yapılması mümkün değildir. Farklı düşünüyorum....