Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; 1)Bedeline hükmedilen taşınmazın TMK’ nın 999. maddesi uyarınca yol olarak terkinine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2)Tapu kaydındaki haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru değilse de, bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; Gerekçeli kararın; a) Hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Dava konusu 11900 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 30.11.2012 günlü krokili raporda (A) harfi ile gösterilen 166 m²’lik bölümünün tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan TERKİNİNE,) b) Hüküm fıkrasının 2. bendindeki (verilmesine) kelimesinden sonra (Tapu kaydındaki haciz şerhlerinin, hükmedilen bedele yansıtılmasına,) Cümlelerinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Tokat İli,Zile İlçesi, Bahçelievler Mah. 277 ada 72 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı üzerinde bulunan 18.11.1940 tarihli haciz şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmektedir....

    ayrı bir bent olarak (Tapu kaydındaki davacı ... payındaki ipotek şerhinin ve davacı ... payındaki haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin yazılmasına Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalı idareden peşin alınan temyiz harcı ile karar düzeltem harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 06/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Ancak; 1-Kamulaştırılan taşınmazın TMK'nın 999. maddesi gereğince terkinine karar verilmesi gerekirken tescil hükmü kurulması, 2-Tapu kaydındaki haciz şerhleri ile ilgili infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması, Doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2. bendinden (her türlü haciz, ipotek ve takyidatlar terkin edilerek davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline) kelimelerinin çıkartılmasına, yerine (TMK'nın maddesi uyarınca terkinine) kelimelerinin eklenmesine, b)Gerekçeli kararın 1. bendinin sonuna (Tapu kaydındaki haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece, haciz lehtarlarının iyiniyetli olduğu, ihtiyati tedbir kararının haczi engellemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacılar temyiz etmişlerdir. Dava, haciz şerhinin terkini istemine ilişkindir. Haciz, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara alacaklının icra müdürlüğü aracılığı ile el koymasıdır. İcra İflas Kanununun 91.maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında kurulan ilişki Türk Medeni Kanununun 1010.maddesi uyarınca tapu kütüğüne şerh verilmekle de sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı ileri sürülebilir hale gelir. Somut olayda da, dava konusu taşınmazların tapu kaydında değişik tarihlerde konulmuş haciz şerhleri bulunmaktadır. Bu durumda, davalı alacaklının bu hakkını taşınmazın mülkiyetini sonradan kazanan kişilere karşı da ileri sürebilme olanağı elde ettiğinden söz edilebilir....

          , noterler tarafından tanzim edilen gayrimenkul satış vadi sözleşmeleri  ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri de, taraflardan biri isterse gayrimenkul siciline şerh verilebilir ve şerhten itibaren beş yıl içinde satış yapılmaz veya irtifak hakkı tesis ve tapuya tescil edilmezse, işbu şerh tapu sicil müdürü veya tapu sicil görevlileri tarafından re'sen terkin olunur....

          Somut olayda; 47 ada 51 parsel tapu kaydının beyanlar hanesine miktar fazlası şerhinin Hazine tarafından tutanağın kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık süre içerisinde işlendiğine, kadastro tutanağı 04.01.1955 tarihinde kesinleştiğine, dava ise, 12.05.2005 tarihinde açıldığına göre, hak düşürücü sürenin varlığı nedeniyle davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Diğer taraftan davacı, Hazine’ye ait tarım arazilerinin satışı hakkındaki 4070 Sayılı, tapu fazlalıklarının Hazine’ye ait olduğuna ilişkin tapu kayıtlarında şerh bulunan taşınmaz mallardaki fazlalıkların bedeli karşılığı tapu maliki veya mirasçılarına satılmasına dair 4706 ve 4706 Sayılı Kanunda değişiklik yapan 4916 Sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvurulduğunu da ileri sürmemiştir....

            Dosyanın tetkikinde, davalı alacaklı tarafından, dava dışı borçluya karşı genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, takibin kesinleşmesi üzerine aralarında şikayete konu taşınmazın da bulunduğu mallara haciz konulmasının talep edildiği, icra müdürlüğünce 20/12/2017 tarihinde haciz kararı verildiği ve aynı tarihte haciz müzekkeresinin yazıldığı, tapu müdürlüğünce haciz şerhinin 25/12/2017 tarihinde tapu kaydına şerh edildiği, davacı üçüncü kişi tarafından şikayete konu taşınmazın haciz şerhi bulunduğu halde satış suretiyle devralındığı, alacaklı tarafından ilk olarak 24/04/2018 tarihinde satış talep edildiği ancak satış avansı yatırılmadığı, akabinde 24/12/2018 tarihinde tekrardan satış talep edildiği ve aynı tarihte bir miktar satış avansının yatırıldığı anlaşılmıştır. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin yerleşik içtihatları ile kabul edildiği üzere, haciz tarihi, icra müdürlüğünce haciz kararı verilen tarihtir....

            Gerek ihtiyati tedbir kararı, gerekse ihtiyati haciz kararı verildikten sonra bu kararın ilgili tapuya işlenmesi sonucu ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararları TMK m.1020 hükmü gereğince “tapu sicilinin açıklığı” prensibi uyarınca aleniyet kazanır ve bundan sonra hiç kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez. Bunun dışında o tapuyla ilgili işlem yapan herkesin kaydın nedenini araştırması, halin icabı ve hayatın olağan akışı gereğidir. Yoksa ne ihtiyati tedbir kararının ne de ihtiyati haciz kararının bir önemi, tapu siciline şerh edilmesinin bir anlamı kalmaz. Somut uyuşmazlıkta; davacının mülkiyet aktarımı için açtığı dava sebebiyle lehine sağladığı ihtiyati tedbir kararı 13.06.2006 tarihlidir. Bu karar tapuya işlenip aleniyet kazandıktan sonra tedbir kararının varlığı davacıyı dava konusu hakka ilişkin ileride doğacak tehlikelerden korur....

              Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/379 Esasına kayıtlı ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilmesinin üzerinden 5 yıl geçtiği için etkisini kaybettiğini ve bu şerhe dayanılarak tapudaki takyidatların kaldırılmasının talep edilemeyeceğini, satış vaadi sözleşmesinin muvazaalı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Birleştirilen dosyada davalı ...’nin 30.03.2015 havale tarihli yazısında 21.02.2014 tarihli yazılarıyla ..... tapu Müdürlüğü’nden lehlerine olan ihtiyati haciz şerhinin kaldırılmasını talep edildiğini, ..... Tapu Müdürlüğü’nün 24.03.2014 tarih 2962 yevmiye numaralı yazılarıyla da bahse konu taşınmazlar üzerindeki ihtiyati haczin terkin edildiğinin bildirildiğini, davada taraf olma durumunun 24.03.2014 tarihi itibariyle ortadan kalktığını belirtilmiştir. Yerel mahkemece açılan ve birleştirilen davanın kabulü ile dava konusu ...., ... İlçesi, .... Mahallesi, 520 ada, 17 parsel sayılı taşınmazda 4. Kat, 13....

                UYAP Entegrasyonu