Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairemiz bozma kararına Bölge Adliye Mahkemesince direnilmesi üzerine karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede; 02.03.2022 tarihli ve 2021/15173 Esas, 2022/3397 Karar sayılı bozma kararında da açıklandığı üzere; dava konusu taşınmazların 107-108-171-172 parsellerden oluştuğu, her birinin ayrı ayrı yönetim planlarının bulunduğu ve yönetim planlarında parsellerin birlikte yönetimine ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, taşınmazların tapu kaydında ise 107 parsel 3 No.lu bağımsız bölümün 108-171-172 parsellerin müşterek medhalidir, 107 parsel 3 No.lu bağımsız bölümün tapu kaydında ise 107-108-171-172 parsellerin müşterek medhalidir yazılı olduğu, buna göre 107 parsel 3 No.lu bağımsız bölümün dört ayrı parselin ortak yeri olduğu, iptali istenen toplantının dört ayrı parsel kat maliklerin toplantısı olarak yapıldığı ve dört ayrı parsel yönünden...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemli dava ile birleştirilen tapu iptali ve tescil ile tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda: Asıl dava ile birleştirilen kamulaştırmasız el atma davalarının Hazine yönünden kabulüne, ... yönünden husumetten reddine ve birleştirilen tapu iptali ve tescil davalarının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı ... vd. ile davalı ... vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Asıl dava kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili, birleştirilen davalar ise tapu iptali ve tescil ile tazminat istemine ilişkindir....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/3540 KARAR NO : 2020/1818 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BURSA 4.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2018/69 ESAS, 2018/966 DAVA KONUSU : Tapu Kaydında Düzeltim (Terkin İstemli) KARAR : Bursa 4....

      Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan yolsuz terkin edilen ipoteğin düzeltilerek kanuni ipotek tescili istemli iş bu davada uyuşmazlık taşınmazın aynına ilişkin olup yolsuz terkin edildiği ileri sürülen ve kanuni ipotek tescili istenen taşınmazın arsa niteliği ile davalılar T5, T3 T8 T4 adına paylı mülkiyet şeklinde tapuda kayıtlı olduğu, tapu kaydında davacı idarenin alacaklı olduğu 4 yıl süreli ipotek şerhi mevcut olduğu, davalılar T3 T8 ve T4 hissesinden ipoteğin 04/02/2020 tarihli 1589 yevmiye ile terkin edildiğinin tapu kaydının düşünceler kısmında yazılı bulunduğu, taşınmaz üzerinde davacı belediye lehine konulan ipoteğin maliklerin talebine istinaden terkin edildiği, davacı tarafından ipoteğin yolsuz olarak terkin edildiği ve yolsuz olarak terkin edilen ipoteğin düzeltilerek hisselere kanuni ipotek tescil edilmesi talep edildiğinden anılan yasal düzenlemeler ve yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında davacı tarafından davalılar aleyhine taşınmazın...

      Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan yolsuz terkin edilen ipoteğin düzeltilerek kanuni ipotek tescili istemli iş bu davada uyuşmazlık taşınmazın aynına ilişkin olup yolsuz terkin edildiği ileri sürülen ve kanuni ipotek tescili istenen taşınmazın arsa niteliği ile davalılar T5, T3 T8 T4 adına paylı mülkiyet şeklinde tapuda kayıtlı olduğu, tapu kaydında davacı idarenin alacaklı olduğu 4 yıl süreli ipotek şerhi mevcut olduğu, davalılar T3 T8 ve T4 hissesinden ipoteğin 04/02/2020 tarihli 1589 yevmiye ile terkin edildiğinin tapu kaydının düşünceler kısmında yazılı bulunduğu, taşınmaz üzerinde davacı belediye lehine konulan ipoteğin maliklerin talebine istinaden terkin edildiği, davacı tarafından ipoteğin yolsuz olarak terkin edildiği ve yolsuz olarak terkin edilen ipoteğin düzeltilerek hisselere kanuni ipotek tescil edilmesi talep edildiğinden anılan yasal düzenlemeler ve yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında davacı tarafından davalılar aleyhine taşınmazın...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 20.03.2008 tarihinde H5 (2/9005) parsel numarasıyla ve 124.903,00 metrekare yüzölçümlü olarak Hazine adına, ekilemez arazi niteliğiyle, ihdasen tescil edilen taşınmazın, ihdas sonucu oluşan tapu kaydının onaylı örneği ile sözü edilen tapu kaydında bu tarihten sonra yapılmış olan tüm değişikliklere ilişkin evrakların (iptal, ifraz, imar veya terkin gibi) tarih sırasına göre, tüm bilgi ve belgelerin onaylı örneklerinin Tapu Müdürlüğünden ve Belediye Başkanlığından getirtilerek dosya içerisine konulması, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 30.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Tapuda devrin yapılması için ..., ...’e 19.09.1996 tarihli vekaletname vermiş ise de, tapu kaydında “Projeye uygun bina yapılmadıkça satılamaz” şeklinde şerh bulunması nedeniyle devir gerçekleşmemiş ve anılan şerh 19.10.2004 tarihinde terkin edilmiştir. Tüm bu işlemlerden sonra ...’den, davalı ... tapu kaydındaki satış vaadi sözleşmesi şerhinin kaldırılması ve satış yetkisini içerir 08.10.2007 tarihli vekaletname almış ve 10.10.2007 tarihinde tapu kaydındaki satış vaadi sözleşmesi şerhini terkin ettirerek aynı gün dava konusu taşınmazı davalı annesi ...’a vekaleten devretmiştir. Açıkça görüldüğü gibi, davalı ... tapu kaydındaki 24.02.1988 tarihli satış vaadi sözleşmesi şerhi nedeniyle taşınmazın üçüncü kişiye satışının vaad edildiğini bilmektedir....

          Ancak; Dava konusu taşınmazın tapu kaydında mevcut olan haciz ve vakıf şerhinin tespit edilen bedele yansıtılması ile yetinilmesi gerekirken ve Tapu Müdürlüğünden mahkemeye gönderilen 22.10.2010 tarihli yazıda dava konusu taşınmaz üzerindeki haciz şerhinin mahkemenin karar vermesinden sonra 22.10.2010 tarihinde terkin edilmiş olduğu da bildirilmiş olmakla, "Tapu kaydındaki haciz şerhlerinin yatırılan paradan alınacak şekilde bloke edilen bedele kaydırılmasına ve tapu kaydının haciz şerhsiz olarak davacı adına tescilinin sağlanmasına, bedelin hacize ilişkin hükümler saklı kalmak ve davalılara ödenmek üzere ilgili bankaya yazılmasına, Tapu kaydında taşınmazın zemininin Kadı İlyas Bey Vakfı'ndan mukataalı olması nedeniyle, depo edilecek kamulaştırma bedelinden vakıf taviz bedelinin ayrılarak ödenmesine" şeklinde infazda karışıklığa neden olacak biçimde hüküm kurulması doğru değil ise de, bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılanmayı gerektirmediğinden gerekçeli kararın hüküm fıkrasının...

            Yönetimi vekili 05/04/2012 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; ... ili... köyü 2031 nolu parselin ... sayılan yerlerden olduğunu belirterek taşınmazın dava dilekçesine ekli koordinatlı krokide belirlenen alanının tapu kaydının iptali ile taşınmazın ... vasfı ile Hazine adına tesciline, müdahalenin önlenmesine, şerhlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu 2031 parsel sayılı taşınmazın krokide (A) harfi ile gösterilen 193,26 m2, (B2) ile gösterilen 361,75 m2, (B3) ile gösterilen 843,04 m2’lik kısmının tapu kaydının iptali ile ... vasfıyla Hazine adına tesciline, şerhin kaldırılması talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, müdahalenin önlenmesi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından dava konusu taşınmazın 2/B kapsamında kaldığı iddiasıyla temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşmiş tahdide dayalı tapu iptal ve tescil davasıdır....

              Hukuk Mahkemesinin 02.11.1994 gün 1994/38-443 sayılı ilâmının kesinleşmesinden sonra tapu sicilinin terkin edildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır. Çünkü, terkin tarihine kadar davacı tapu maliki olup, zararın da terkin ile gerçekleştiği dikkate alındığında, zamanaşımının tapunun terkin tarihinden itibaren başlatılması gerekmektedir. Bu hale göre, tapu kaydının halen terkin edilmediği, bu nedenle davada zamanaşımı süresi başlamadığı anlaşıldığından, davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken Medenî Kanunun 1007. maddesi uyarınca, Devletin objektif sorumluluğuna dayalı olarak açılan temyize konu davada, BK'nın 146. maddesinde düzenlenen 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....

                UYAP Entegrasyonu