Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ün maliki olduğu 2163 parsel sayılı taşınmazda kendisinin zilyetliğinde olan ev ve önündeki avlunun tapu kaydının iptali ile 2160 parsel sayılı taşınmaza eklenmesini talep etmiştir. 30.06.1994 tarihli davada ise ..., ...'e ait 2160 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının kadim yol olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve yol olarak terkin talep etmiştir. Mahkemece, açılan üç dava birleştirilmiş ve ...'ün açmış olduğu 2163 parsel sayılı taşınmaza elatmanın önlenmesi davası, kadastro mahkemesinde görülmekte olan davada ileri sürebileceği gerekçesiyle, 2163 parsel sayılı taşınmazda tapu iptali ve tescil isteminde bulunan ... ...'ın taşınmazı tespit malikinden satın aldığı, yargılama aşamasında da ...'e sattığı, bu nedenle kök kayıtlara dayalı hak iddia edemeyeceği gerekçesiyle, tapu iptali ve yol olarak terkin davası ise davalıların tespit malikinden taşınmazı sonradan satın aldıkları ve iyiniyetli oldukları gerekçesiyle reddedilmiştir. Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir....

    KARŞI OY Taraflar arasındaki dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemli olup mahkemece, zamanaşımından dolayı davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Sözleşmenin geçerli olarak Antalya 1. Noterliğinin 24/02/1981 tarih ve 12355 yevmiye sayılı olarak düzenlendiği, Antalya Merkez Ahatlı Köyü 1 pafta, 1848 ada 4 parsel sayılı taşınmazın davalı tarafından satışının vaad edildiği, bedelinin alındığı belirgindir. Tapu kaydının iptali istemli davanın 29/05/2018 tarihinde davacı vekili tarafından açıldığı, tapu kaydının en son olarak Antalya Kepez ilçesi Kültür Mahallesi 10260 ada, 25 parsel numarasını alıp, 01/06/2016 tarihinde kat irtifakı sonucu işlem gördüğü ve davalı adına 4 adet bağımsız bölüm tesisi ile tapuya tescilinin yapıldığı, davanın da neticeten bu 4 adet bağımsız bölüme ilişkin olduğu açıktır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.08.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve yol olarak terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dava konusu yerin kadim yol olduğu halde kadastro tespiti sırasında davalılar adına tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile yol olarak terkini isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı Hazine vekili temyiz etmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388. ve 389.maddeleri gereğince hüküm fıkrasının açık olması gerekir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Terkin istemli KA R A R Davacı, yol olarak tapu iptali ve terkin istemiş bulunduğuna, davada zilyetliğe dayanılmadığına göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yüksek Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Hukuk Mahkemesinin 02.11.1994 gün ve 1994/38-443 sayılı kararı ile tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle tesciline karar verildiği, ancak hâlen tapu sicilinde infazının yapılmadığı belirtilerek yeniden adına tescili, aksi takdirde Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi uyarınca tazminat istemli olarak terditli dava açıldığı, taşınmazın mülkiyetinin Türk Medenî Kanununun 705. maddesi uyarınca kesinleşen mahkeme kararı sonucunda tapu sicilinden önce kazanılması nedeniyle kuru mülkiyeti Hazine, kullanım hakkı Orman Yönetimine geçtiğinden ve tapu sicilinin tutulmasından dolayı Devletin objektif sorumluluğunun bulunduğundan, husumetin Orman Yönetimi ve Hazineye yaygınlaştırılarak taraf teşkili sağlandıktan ve tarafların delilleri toplandıktan sonra uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi ...”] gereğine değinilerek bozulmuştur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Terkin istemli K A R A R 1- Teşrinievvel-1317 tarih ve 1 nolu tapu kaydının kadastro sırasında herhangi bir parsele revizyon görüp görmediğinin, revizyon görmüş ise hangi parsellere revizyon gördüğünün ilgili Kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulması ve karşılık yazıların dosyaya eklenmesi, 2- Dosya içerisinde bulunan Beyağaç Tapu Sicil Müdürlüğünün 15.02.2010 tarihli karşılık yazısının ekinde bulunan Teşrinievvel-1317 tarih ve 1 nolu tapu kaydının gitti hanesinde " Tavas Kadastro Müdürlüğü tarafından 04.11.2009 tarihinde revizyonları işlenmiş ve revizyonları gösterir liste ekte sunulmuştur "açıklaması bulunduğundan, anılan listenin ve varsa eklerinin onaylı okunaklı örneklerinin Beyağaç Tapu Müdürlüğü ve Tavas Kadastro Müdürlüğünden istenilmesi, 3- Dava konusu 101 ada 75 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının Tapu Sicil Müdürlüğünden...

              SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucunun 1 numaralı bendinin sonunda yer alan “tapu kaydının iptali ile yol olarak terkin ve tesciline” sözcüklerinin çıkarılarak yerine “tapu kaydının iptali ile yol olarak terkini ile haritasında yol olarak gösterilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 08.07.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/295 esas sayılı dosyasın da davacının ihyası talep olunan şirket aleyhine açtığı tapu iptali ve tescili istemli davada taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamanın sürdürülebilmesi için Türk Ticaret Kanununun 547/1.maddesi kapsamında Tasfiye Halinde T4 Anonim Şirketi'nin ihyasının ve sicile kaydının zorunlu olduğu sonucuna varılarak, Tasfiye edilerek sicilden terkin olduğu anlaşılan T4 Anonim Şirketinin taraf ehliyeti bulunmadığından aleyhine açılan davanın Hukuk Muhakemeleri Yasasının 115.maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı tasfiye memuru vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının iddialarının, tasfiye edilmiş şirketin tekrar ticaret siciline kaydını gerektirecek yeterli delil delil bulunmadığından, davanın reddi gerekirken kabulünün yasaya ve usule aykırı olduğunu, kararın bozulmasını talep ve istinaf etmiştir. GEREKÇE : Dava,, TTK'nın 547....

                Ticaret Anonim Şirketi aleyhine İstanbul 14.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/295 esas sayılı dosya kapsamında tapu iptali ve tescili istemli dava açtığını, davanın devamında davalı ...Anonim Şirketi’nin tasfiye olunarak sicilden terkin olduğunu ortaya çıktığını, dosyada taraf teşkilinin sağlanması için adı geçen şirketin ihyasının gerekli olduğunu beyanla, davanın kabulü ile...yi ve Ticaret Anonim Şirketi'nin ihyasına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. CEVAP : Davalı tasfiye memuru vekili cevap dilekçesinde özetle; İhyası talep olunan şirket adına kayıtlı taşınmaz olmadığını, tasfiye edilmiş tüzel kişiliğin ihyasında davacının hukuki yararının bulunmadığını, ihyası talep olunan şirket adına kayıtlı taşınmaz bulunmadığından ve bu suretle aleyhine açılan tapu iptali ve tescili davası yerinde olmadığından şirketin ihyasına karar verilemeyeceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.Davalı ......

                  Hukuk Mahkemesinin 02.11.1994 gün 1994/38-443 sayılı ilâmının kesinleşmesinden sonra tapu sicilinin terkin edildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır. Çünkü, terkin tarihine kadar davacı tapu maliki olup, zararın da terkin ile gerçekleştiği dikkate alındığında, zamanaşımının tapunun terkin tarihinden itibaren başlatılması gerekmektedir. Bu hale göre, tapu kaydının halen terkin edilmediği, bu nedenle davada zamanaşımı süresi başlamadığı anlaşıldığından, davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken Medenî Kanunun 1007. maddesi uyarınca, Devletin objektif sorumluluğuna dayalı olarak açılan temyize konu davada, BK'nın 146. maddesinde düzenlenen 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....

                    UYAP Entegrasyonu