Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nce temyiz edilmiştir. 1)Dosyanın incelenmesinden, bir kısım davacıların murisi ... ile tapu kayıt maliklerinden ...’ın, tapu maliki ... ile davacılardan ...’ın, tapu maliki ... ile tapu maliki ...’nin, tapu maliki ... ile davacılardan ...’in; ... ile ...’ın aynı kişi olup olmadığı anlaşılamadığından, davacılara sorularak, aynı kişi ise tapudaki ismin dava yoluyla nüfusa uygun hale getirilmesi için davacılara mehil verilerek, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, 2)..., ..., ..., ..., ... paylarının iştirak halinde olduğu, ...’ın müşterek payından başka iştirak halinde payı da olduğu anlaşılmış olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtilen paylar denetlenemediğinden, 1 numaralı bentteki eksiklikler tamamlandıktan sonra bilirkişiden belirtilen hususta ek rapor alınması gerekirken eksik incelemeyle hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir....

    Somut olayda; davacıların murisine ait taşınmazda malik adının '.. oğlu ...' olması gerekirken '... oğlu ...' olarak kaydedildiği iddiasıyla hatalı kaydın düzeltilmesini ve tapuda kayıt maliki ile murislerinin aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini istediği, dava dilekçesinde dava değerinin 10.000 TL olarak belirtildiği, dava tarihi ve günün ekonomik koşulları birarada değerlendirildiğinde taşınmazın değerinin Asliye Hukuk Mahkemesinin görev sınırının üstüne kalacağı anlaşılmış olmakla, uyuşmazlığın dava değerine göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK’nun 22. ve 23. maddeleri gereğince Gelibolu Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 04.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır....

        Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....

          verilen 18/09/1986 tarihli ve 1986/542-1129 sayılı veraset ilamının Hatay Sulh Hukuk Mahkemesinin 18/07/1989 tarihli ve 1987/529 E., 1989/791 K. sayılı kararıyla iptal edildiğini bildikleri halde bu veraset ilamı ile işlemler yaparak davacıların hakkını gasp ettiğini, davacıların da veraset ilamının çıkarılması için açtıkları davanın devam ettiğini ileri sürerek davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tescilini talep etmiştir....

            18/09/1986 tarihli ve 1986/542-1129 sayılı veraset ilamının Hatay Sulh Hukuk Mahkemesinin 18/07/1989 tarihli ve 1987/529 E., 1989/791 K. sayılı kararıyla iptal edildiğini bildikleri halde bu veraset ilamı ile işlemler yaparak davacıların hakkını gasp ettiğini, davacıların da veraset ilamının çıkarılması için açtıkları davanın devam ettiğini ileri sürerek davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tescilini talep etmiştir....

              Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda nüfus müdürlüğünden tapu kayıt maliki ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının mevcut olup olmadığı, ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişinin bulunup bulunmadığı zabıta aracılığı ile araştırılmalı, tespit bilirkişilerinden hayatta olanlar varsa tanık sıfatıyla dinlenmeli, gerekirse keşif yapılmalı, toplanan delillerin sonucuna göre bir karar verilmelidir. Tüm bu hususlar dikkate alınmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 08.07.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Tapu Sicil Müdürlüğü de yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalıdır. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Davacı, dava konusu taşınmazların tapu kaydında murisi ...ın "..." olarak yazılı bulunan baba isminin "Hacı ..." olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Yargılama sırasında kayıt maliki... ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı ilgili nüfus müdürlüğünden sorulmamış, Cumhuriyet Savcılığı aracılığı ile taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki... ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmamış, kayıt maliki olmayan ... ile aynı ismi taşıyan kişi bulunup bulunmadığı yönünde araştırma yapılmıştır....

                  Davacıların dayandığı tapu kaydının batı sınırında okunan "..." sınırının (aynı zamanda dayanak tapu kaydının da batı sınırını oluşturduğu) kuzey batısında bulunan 22 parselin evvelki maliki olduğu yerel bilirkişi tarafından belirtilmesine rağmen söz konusu 130 ada 22 ve komşu aynı ada 26 parsel sayılı taşınmazlar hakkında tespite itiraz davası sonucunda verilen hükmün, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2006/2186 Esas sayılı dosyası ile onandığı halde bu dosyanın getirtilerek dayanağı olan tapu kayıtları eldeki dosyanın keşfinde uygulanmamıştır. Yine davacıların dayandığı tapu kaydının kuzey ve batı sınırı "..." okumakta olup yerel bilirkişi ... yerlerinin daha uzakta bulunduğu belirtilmiş ise de tespite esas alınan kök 326 tarih 11 sayılı tapu kaydının edinme sebebinde "... ait iken ölümüyle çocuklarına kaldığı" belirtilerek ... mirasçıları adına tapu kaydının oluştuğu dikkate alınmamıştır. Eksik inceleme ve araştırma ile karar verilemez....

                    Mülkiyet nakline yol açmamak için yukarıda açıklanan ilkelere uygun araştırma ve soruşturma yapılmalı ve özellikle nüfus müdürlüğünden 18.4.1940 tarih 4/2180 numaralı nüfus kaydının kime ait olduğu araştırılmalı, mahallinde keşif yapılarak tapu kayıt maliki ile davacı miras bırakanının aynı kişi olup olmadığı hususunda yerel bilirkişiler ile taşınmazı kullanan ... ’dan bilgi alınmalı ve tapu kayıt maliki ile davacının miras bırakanının aynı kişi olup olmadığı kesin olarak saptanıp sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik araştırma ve soruşturma ile davanın kabulü doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 02.11.2010 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu