Zira alınan bilirkişi kök ve ek raporunda davacı ve davalıya ait taşınmazların mevkisi, konumu, geometrik yapısı, yüz ölçümleri, imar durumları değerlendirilmiş, aynı zamanda geçit hakkı kurulabilecek çeşitli alternatifler değerlendirilmiş, davacı yararına geçit hakkı kurulmasına en elverişli, yani en uygulanabilir alternatif olarak davalıya ait 136 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı tesis edilmesi olarak değerlendirilmiştir. Her ne kadar davalı vekili tarafından aşamalarda alınan beyanlarda geçit hakkı tesisi için en uygun parselin dava dışı 136 ada 13 parsel olduğu, bu parselde tapu kayıt maliklerinin tapu kaydında soyisimlerinin bulunmaması nedeniyle bu davanın davalı hakkında açılmış olmasının hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığı nedenleriyle 136 ada 13 parsel maliklerinin davaya dahil edilmesini ve 13 parsel aleyhine geçit hakkı kurulmasını talep etmiş ise de, mahkememizce davalı vekilinin bu beyan ve talepleri kabul edilmemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesince tapu kaydının iptaline karar verilen 10 No'lu parsel üzerindeki bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen alanın eldeki davada geçit hakkı tesisi edilen alanla örtüştüğü ve davacıya ait 108 ada 10 parsel sayılı taşınmaz ile geçit kurulan alanın irtibatı kesildiği, oluşan son durumun kesintisizlik ilkesinin ihlaline yol açtığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, taşınmaz başında bilirkişiler eşliğinde tekrar keşif yapılarak, bilirkişilerden yararına geçit hakkı tesisi istenen taşınmazın genel yola bağlantısını sağlayacak şekilde, geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi gözetilerek, geçit seçeneklerini gösterir rapor düzenlemeleri ve krokide göstermeleri istenerek, yararına geçit hakkı tesisi istenen 108 ada 10 parsel sayılı taşınmazın genel yola kesintisiz bağlanmasını sağlayacak şekilde en uygun alternatiften geçit hakkı tesisine karar verilmesi gerekir. Açıklanan bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir....
GEREKÇE VE DEĞERLENDİRME: Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri, istinaf sebepleriyle bağlılık ilkesi ve kamu düzeni dikkate alındığında, Dava konusu taşınmaz üzerinde tesisi edilen enerji nakil hattı nedeni ile tapu kaydı üzerinde TEK Genel Müdürlüğü lehine 24/05/1973 tarihinde irtifak hakkı tesis edildiği, ancak sonrasında hat toplatılarak yer altına alındığı halde tapu kaydındaki şerhin terkin edilmediği, davalı idarenin irtifak hakkı tesisi nedeniyle kayıt malikine bedel ödendiğine ilişkin bir delil ibraz edemediği dosya kapsamından anlaşıldığından, davanın kabulüne dair mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık olmadığı anlaşıldığından, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Diğer yandan kaydın beyanlar hanesinde yazılan intifa hakkı sahibinin, ... .... olduğudur. Beyanlar hanesinde intifa hakkı sahibine ilişkin başkaca bir bilgi yoktur. Bu arada belirtilmek gerekirse intifa hakkı sahibinin, anne ve baba adları kayıtlara yansımamıştır. Kayıtlara yansımayan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mahkemeden istenemez. Ancak kayıttaki bilgiler oluşturulurken örneğin akit tablosunun tesisi sırasında olduğu gibi resmi senedin düzenlenmesi işlemin de memurdan kaynaklanan bir hata meydana gelmişse bu gibi yanlışlıkların düzeltilmesi tapu sicil tüzüğünün 87. maddesine dayanılarak ilgili müdürlüklerden istenebilir. Böyle olunca mahkemece yapılması gereken iş davalı gösterilen Tapu Sicil Müdürlüğü hakkındaki davayı husumet noktasından reddetmek, davaya intifa hakkı sahibi ... ....’nin mirasçılarına katmak, istemi de yukarıda belirtilen açıklamalara uygun değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurmak olmalıdır....
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir. Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır. Somut olayda, geçit tesis edilen ve hüküm sonucunda davalılardan ...'e ait olduğu belirtilen .... Köyü 106 ada 97 sayılı parselin Tapu Müdürlüğünün 11.02.2013 tarihli yazısı ile “davalı” olduğu bildirilmiştir. Tapu kaydında "davalı" şerhi bulunan bu taşınmazın malikinin henüz kim olduğu bilinmediğinden gerçek malikine husumet yönetilmeden bu taşınmaz üzerinden geçit kurulması mümkün değildir....
Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise; hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir. (TMK.m.795) İntifa hakkı; bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer(TMK.m.796). Kanuni intifa hakları hariç (TMK.m.495 vd.) intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceği kararlaştırılabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.05.2006 ve 04.03.2010 gününde verilen dilekçeler ile intifa hakkı tesisi veya tazminat birleştirilen dava ile de tapu iptali ve tescil veya intifa hakkı tesisi veya tazminat istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; birleştirilen davanın açılmamış sayılmasına asıl davanın reddine dair verilen 26.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 12.03.2013 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı Hazine vekili Av. ..., davalı ... vekili Av. ... ve ... Büyükşehir vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün "İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili" başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir. Somut olaya gelince, hükme esas bilirkişi raporunda 2320 ada 5 parsel lehine geçit hakkı tesis edilebilecek tek bir güzergah belirlenmiş, belirtilen bu güzergah üzerinde davalı Hazineye ait 2320 ada 1 parsel sayılı taşınmazı ikiye bölecek şekilde yol tesis edilmiştir. Ancak davalı taşınmazını ikiye bölerek ekonomik ve geometrik bütünlüğünü bozacak şekilde geçit hakkı tesisi, yükümlü taşınmaza en az zarar verme ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkelerine aykırılık oluşturmaktadır....
Somut olayda davalı 15 sayılı parsel dahili davalı 13 sayılı parselden çok küçük olduğu gibi 15 sayılı parselin tapu müzekkeresi ekinde gönderilen tapu kaydı da 12 sayılı parsele ait olduğu görülmektedir. Bu durumda öncelikle davalı 15 sayılı parselin tapu kaydı getirtilip ayrıca usulüne uygun harcı da verilmek suretiyle 13 sayılı parsel hakkında da davacı tarafından dava açıldıktan sonra geçidin daha büyük olan 13 sayılı parselden kurulması veya 13 ve 15 sayılı parsellerin ortak sınırından kurulması hususunun araştırılması gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; Türk Medeni Kanununun 747.maddesi gereğince geçit hakkı kurulması gerekirken üst hakkı tesisine karar verilmesi yasaya aykırı olduğu gibi hüküm tarihine yakın tespit edilecek geçit bedelinin Mahkeme veznesine karardan önce depo ettirilmesi bu suretle yükümlü taşınmaz malikinin mağduriyetinin önlenmesi gerekir....
Uyuşmazlıkta, davacı şirket lehine 21/06/1994 tarihinde kurulan 49 yıllık üst hakkı süresi sona ermiş olsaydı yeniden tesis edilecek üst hakkı tesisinde de ödenecek olan üst hakkı bedeli üzerinden nispi tapu harcı alınacağı değerlendirildiğinde, … tarih ve … yevmiye numaralı resmi senetle üst hakkı süresinin 24 yıl 6 ay 6 gün uzatılmasına ilişkin yapılan değişikliğin yeni ilave daimi ve müstakil hakkın tapuda tescili ve tesisi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır....