Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 398 ada 20 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının davacıların miras payları oranında iptaline dair verilen kararın, tescil hükmü kurulmasına yönelik tavzihi davacılar vekili tarafından istenilmiş, mahkemece, talebin temyize konu olabileceği, tavzih ile tescil hükmü kurulamayacağı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mahkemece, 08/06/2005 tarih 2002/709 esas 2005/390 karar sayılı ilam ile davanın kabulü ile dava konusu 398 ada 20 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının davacıların miras payları oranında iptaline karar verildiği, ancak tescil hükmü kurulmadığı, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, dava açılırken tapu iptal ve tescil isteğinde bulunulduğu, ne var ki mahkemece tescil hususunun unutulduğu anlaşılmaktadır....

    Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkin olup, mahkemece, tazminat isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı, çekişme konusu 376 parsel sayılı taşınmazdaki satış yoluyla edindiği payının, tarafı olmadığı kadastro tespitine itiraz davası sonucu kadastro mahkemesince verilen ve kesinleşen ilama istinaden iptal edilerek bir kısım davalılar adına sicil kaydının oluşturulduğunu, bu şekilde hakkının yok edildiğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat isteğinde bulunmuştur. Davalı İdare, davanın reddini savunmuş, diğer davalılar, davaya yanıt vermemişlerdir. Somut olayda; kesinleşmemiş kadastro komisyon kararına dayalı olarak ve tapu kaydına davalı olduğuna ilişkin her hangi bir şerh konulmaksızın dava konusu 376 parsel sayılı 31700 m²'lik taşınmazın 12.11.1976 tarihinde 1/2 payının ..., 1/2 payının... adına tescil edildiği; 1/2 pay sahibi ...'...

      Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 13.12.2016 gün ve 2015/17751 Esas, 2016/10297 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, 1093 parsel sayılı taşınmazda yapılan imar uygulamasının iptal edilmesi nedeniyle kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare ile davalı ... vd. vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davalı ... vd. vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin olduğundan yerinde değildir....

          -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; tapu iptal ve tescil isteği bakımından son kayıt malikinin kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığına ve bilirkişilerce belirlenen bedelin hüküm altına alınması doğru olduğuna göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 18.40.-TL. onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 06.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalıların kullanımında olan yerin 28.11.1951 tarih 53 sıra nolu tapu kapsamında kaldığını ve kayden maliki olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve kadastro çalışması sırasında davalılar adına tescil edilmiş ise tapu iptal ile tescile karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında tapu iptal ve tescil isteğinden ve davalı ... hakkındaki davasından feragat etmiştir. Bir kısım davalılar, atalarından kalan yeni kullandıklarını, davanın haksız açıldığını belirtip reddini savunmuşlardır. Mahkemece, yerinde olmayan davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekilince tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil ..., tereke temsilcisi ... ile ... ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne kısmen karar verilmesine yer olmadığına dair Çerkeş Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.07.2010 gün ve 140/114 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, 144 ada 1 ve 3 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına tespit ve tescil edildiklerini, 12.02.2004 tarihinde 144 ada 1 parselin tapu malikince diğer davalı ...'e satıldığını, oysa bu taşınmazların davacının annesi ...'e, babası olan ...'...

                Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davacı vekilinin tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davasını davalılardan...'a yöneltmiş olmasına, diğer davalıya karşı bu yönde açılmış bir dava bulunmaması ve davalı... hakkında hüküm fıkrasının .... bendinde ayrıca davanının açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması karşısında, hangi davalı yönünden verildiği belirtilmeksizin tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davanın pasif husumet ehliyeti nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru değilse de, yapılan bu yanlışlığın sonuca etkili olmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

                  Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/549 E. 2019/329 K. sayılı ilamının, tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmiş olması ve bu ret kararının aksine karar verilmesi yönünde taraflarca istinaf talebinde bulunulmamış olması, yine zaten ıslah ve istinaf dilekçesinde de belirtildiği gibi tapu iptal ve tescile yönelik bir talebimizin bulunmaması, sadece tazminat taleplerimizin bulunduğu ve bu yönde karar verilmesine yönelik kabul ve beyanları doğrultusunda, tapu iptal ve tescilin talebinin reddine karar verilmesi yönündeki ilamın kesinleştiğini, kimsenin tapu iptal ve tescil istemediği gibi kararı kimsenin bu yönden istinaf da etmediğini, istinaf incelemesindeki tek konu tazminata yönelik olduğuna göre ortada taşınmazın aynından kaynaklanan bir davanın da kalmadığını, dolayısı ile icra takibinin de haklı ve yerinde olup, bu hususlar irdelenmeden takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tedbirin duruşma günü beklenilmeksizin kaldırılmasını talep...

                  Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır....

                    UYAP Entegrasyonu