Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali, tescil ve alacak ... ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali, tescil ve alacak davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 15.11.2011 gün ve 693/751 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise, bir kısım davalılar ... ve müşterekleri vekili taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 29.05.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı ... bizzat geldi. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü....

    Bu nedenle, hükmün 2. fıkrasına göre terditli/feri talep hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilebilmesi için öncelikle asıl talep yönünden olumsuz bir kararın verilmesi gerekmektedir. Eldeki davada öncelikle tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil talep edilmiştir. Yargılamanın devamında davacı tarafından 09.01.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, tapu iptali ve tescil talebine terditli olarak 160.000,00 TL maddi tazminatın eklendiği görülmüştür. Mahkemece, 16.03.2022 tarihinde verilen son kararla, asıl talep olarak ileri sürülen tapu iptal ve tescil talebinin fiili imkansızlık nedeniyle reddine; terditli olarak ileri sürülen maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.252,64 TL’nin ıslah tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş olup vekalet ücretinin terditli talep olan maddi tazminata ilişkin hükmedilen meblağ üzerinden hesaplanması gerekmektedir....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/549 E. 2019/329 K. sayılı ilamının, tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmiş olması ve bu ret kararının aksine karar verilmesi yönünde taraflarca istinaf talebinde bulunulmamış olması, yine zaten ıslah ve istinaf dilekçesinde de belirtildiği gibi tapu iptal ve tescile yönelik bir talebimizin bulunmaması, sadece tazminat taleplerimizin bulunduğu ve bu yönde karar verilmesine yönelik kabul ve beyanları doğrultusunda, tapu iptal ve tescilin talebinin reddine karar verilmesi yönündeki ilamın kesinleştiğini, kimsenin tapu iptal ve tescil istemediği gibi kararı kimsenin bu yönden istinaf da etmediğini, istinaf incelemesindeki tek konu tazminata yönelik olduğuna göre ortada taşınmazın aynından kaynaklanan bir davanın da kalmadığını, dolayısı ile icra takibinin de haklı ve yerinde olup, bu hususlar irdelenmeden takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tedbirin duruşma günü beklenilmeksizin kaldırılmasını talep...

      Davanın konusunun, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi dolayısıyla ve sözleşmeden kaynaklı yüklenicinin sözleşme gereği alması gerekli taşınmazın tapu kaydının iptali ile tescili talebini içerir tapu iptal ve tescil davası, birleşen davanın konusunun da eser sözleşmesinden kaynaklı inşaat ipoteği tesisi, birleşen diğer davanın konusunun da eser sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali, sözleşmenin iptali dolayısıyla tapu iptal ve tescil, bu talep kabul görmediği takdirde tazminat istemine ilişkin alacak davası olup, her ne kadar mahkemece alacağa hükmedilmiş ise de temelde davanın tapu iptal ve tescile ilişkin olduğu, taşınmazın aynına ilişkin olması nedeni ile kesinleşmeden takibe konulmasının da mümkün olmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince takibin iptaline yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan, davalının istinaf talebinin HMK 353(1)-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, Dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre,davanın terditli açıldığı, davada muvazaa sebebi ile tapu iptali tescil talebinde bulunulmuş ise de BK'nun 18.maddesi gereğince taraflar arasında işlemin satışa dayalı olup ortada tapuda muvazaalı şekilde düzenlenmiş bir akit tablosu bulunmadığı gerekçesiyle davacının terditli isteklerinden muvazaa sebebi ile tapu iptaline yönelik talebinin reddine,davacı kademeli istekte bulunduğundan dava tasarrufun iptali niteliğinden sayılarak bedelini borçlunun ödeyeceği taşınmazı tapuda oğlu adına tescil ettirmesi mal kaçırma fiilini oluşturduğu, bu işlemin icra takibine konu borcun doğumundan sonra gerçekleştiği, İİK 278/1.maddesindeki şartlar gözetilerek İİK 283.madde gereğince tasarrufun alacak tutarı ile sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle diğer terditli isteği tasarrufun iptali talebinin kabulü ile dava konusu taşınmazda davalı ... adına olan 1/2 pay bakımından takip konusu asıl alacak ve ferileriyle sınırlı olarak borçlunun...

        İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: "...Terditli ilk talep tapu iptali ve tescil talebi olduğundan, terditli 2. talep olan alacak talebi yönünden davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı sonucuna varılmıştır. Davacının ödemeyi ispat edememesi nedeniyle terditli 2. talep olan alacak talebi yönünden de (Konya BAM ... HD'nin kararından sonra da) davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar Konya BAM .... HD'nin kararı gereğince terditli ilk talep olan tapu iptali ve tescil talebi yönünden eksik harç tamamlanmış ise de, terditli ilk talep duruşma içinde reddedilip terditli 2. talep olan alacak talebinin incelenmesine geçildiğinden, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin terditli 2. talep olan alacak talebine göre değerlendirilmesinin gerektiği..." gerekçesi ile davacının alacak davasının REDDİNE karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ile davacı müvekkili arasında Konya .......

          Eldeki dava, terditli olarak açılan ve asıl talebin tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde yani terditli talep olarak ücret alacağı istemine ilişkindir. Somut olayda, 6100 sayılı HMK’nın 110. maddesiyle düzenleme altına alınan “davaların/taleplerin yığılması” durumu da söz konusu olup, uyuşmazlık, tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde ücret alacağının ödenmesi olmak üzere iki ayrı talep içermektedir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki kanunun dava şartı olarak arabuluculuğun düzenlendiği 73/A maddesinin (d) bendindeki taşınmazın aynına ilişin talepler yasada sayılan istisnalar arasında yer aldığından, tapu iptal ve tescil talebine ilişkin dava, zorunlu arabuluculuğa tabi değildir....

          Dava, haricen satışa dayalı tapu iptal ve tescil, mümkün olmaz ise bedel iadesi talebine ilişkindir. 1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin tapu iptali ve tescil isteğine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Davacı vekili, dava dilekkçesinde, davalının taahhüt etmiş olduğu tapunun vekil edenine verilmesini, aksi takdirde bina ve arsanın rayiç değerinin tespit edilerek, şimdilik 40.000,00 TL’nin davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmiş, ancak davacının terditli talebi olan alacak istemine ilişkin olumlu olumsuz bir karar verilmemiş, davacı vekilinin ayrıca tazminat davası açmakta muhtariyetine denilmekle yetinilmiştir....

            Davanın açıldığı tarihteki duruma göre hüküm fıkrasında, asıl talep ile terditli talepler hakkında, şüphe ve tereddütü gerektirmeyecek biçimde, açık olarak karar verilmelidir. Somut uyuşmazlık incelendiğinde, davacı taraf, dosyaya sunulan satış sözleşmesine istinaden dava konusu taşınmaz yönünden tapu iptal ve tescil, bu talep mümkün olmadığı takdirde, müspet zararın tazmini, bu talep de mümkün olmadığı takdirde, satış sözleşmesine istinaden ödenen 6.000.000 TL nin uyarlanmış hali ile vekil edenine dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı tarafın asli talebi olan tapu iptal ve tescil isteği hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmeden, doğrudan alacak talebi hakkında hüküm tesis edilmesi doğru olmamıştır. O halde, mahkemece yapılacak iş; yukarıda bahsedilen ilkeler ışığında, HMK 297. madde uyarınca, davacının terditli talepleri hakkında ayrı ayrı olumlu-olumsuz bir karar verilmesi olmalıdır....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, taşınmaz bedelinin çek ve araba vermek suretiyle ödendiği, davalıların el ve işbirliği içerisinde davacıyı zararlandırdıklarının ispatlanamadığı ve satışın gerçek olduğu gerekçesiyle tapu iptal tescil talebinin reddine, terditli istem yönünden ise; vekilin kendisine yapılan ödemeyi vekil eden davacıya ödediğini ispatlayamadığı gerekçesiyle, taşınmazın keşfen belirlenen değeri olan 326.367,84 TL’nin tahsili ile dava terditli olarak açıldığından asıl dava yönünden yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hesaplamaya gerek olmadığına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF 1. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacılar ..., ... ve ... vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 2. İstinaf Nedenleri 2.1....

                UYAP Entegrasyonu