Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ve 2022/304 K. sayılı ilamının tapu iptal ve tescil talebimiz yönünden vermiş olduğu ret kararının kaldırılarak davamızın kabulüne, bunun mümkün olmadığı halde terditli talepleri yönünden davalı T4 yönünden verilen ret kararı kaldırılarak davanın kabulüne, yargılama giderleri ve ilam vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil ...ile ...ve ...aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk (Aile ) Mahkemesinden verilen 12.06.2009 gün ve 209/462 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili tarafından davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın kabulü ile 317 ada 10 parselde Mustafa Tunç adına kayıtlı tapunun iptali ile davalı ... adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....

      KARAR : Tapu iptali ve tescil talebinin reddi, terditli alacak isteminin kısmen kabulü Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mersin 1. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine, terditli alacak isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

        Asliye Hukuk Mahkemesi yaptığı araştırma ve inceleme sonucu 10.07.2012 tarih ve 2012/45 Esas , 2012/323 Karar sayılı kararı ile sadece genel muvazaaya dayalı olarak 6098 sayılı TBK.nun 19. maddesi gereğince açılan muvazaa nedenleri üzerinde durmuş ve az yukarıda açıklandığı gibi somut olayda muvazaanın unsurlarının bulunmadığı ve bu nedenlerle davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle isteğin reddine karar verilmiştir. Gerek gerekçe ve gerekse hüküm kısmında herhangi bir alacaktan söz edilmemiştir. Davacı vekilinin, temyiz dilekçesi bir bütün olarak dosyada yer alan dava dilekçesi ve beyanları ile birlikte değerlendirildiğinde, bozma isteğinin muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil ile alacağa yönelik olduğu görülmüştür. Yani, alacak yönünden de hükmün temyiz edildiği anlaşılmaktadır. HMK.nun 25, 31 ve 33 (HUMK. 75,76) maddeleri gereğince maddi olayları ileri sürmek taraflara hukuki nitelendirmeyi yapmak ise Hakime aittir....

          Ne var ki, her ne kadar davacı vekili talebinde tapu iptal tescil isteğinden sonra "olmadığı takdirde" diyerek müdahalenin meni isteğinde bulunmuşsa da söz konusu taleplerin her biri ayrı dava konusu olabileceğinden terditli taleplerde ise, taleplerden birinin kabulü halinde diğeri hakkında hüküm kurmak mümkün olmadığından somut olayın ve taleplerin niteliği gereği davanın terditli dava olarak kabulü mümkün olmamıştır....

            Yapılan yargılama sonucunda, tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin davacının dayandığı sözleşmenin tarafı olan yüklenici ... yönünden kabulüne, diğer davalılar aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm Dairemizin 04.12.2008 günlü kararı ile de onanmıştır. Davalının karar düzeltme isteğine gelince; Davacı, yükleniciden temlik aldığı hakka dayanarak açtığı tapu iptal ve tescil davasında, davalı ...'yı muvazaalı olarak yaratılan borç ililşkisi sonucu yapılan icra takibi ve cebri ihale nedeniyle malik olduğunu ileri sürerek gerek tapu iptal tescil ve gerekse tazminata ilişkin isteminde davalı olarak göstermiş ise de eldeki davada davacı tapu iptali ve tescil davasının reddi halinde tazminata hükmedilmesi isteğinde de bulunmuş olduğundan terditli dava söz konusudur. Nitekim mahkemece de tapu iptali ve tescil davası reddedilerek kademeli istem hüküm altına alınmış, bu davada davalı ...'...

              -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, miras bırakanın, mirastan mal kaçırma amacıyla aslında bağış olduğu halde ara malik kullanmak suretiyle taşınmazları satış suretiyle temlik ettiği saptandığına, öte yandan; davacı vekilinin 15.09.2011 tarihli beyanı ile pay oranında iptal ve tescil isteyerek talebini daralttığı, kaldı ki daraltılan isteğin davacı tarafın terditli talebi olduğu anlaşıldığına göre; davalıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 312.75.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 04.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Davacı vekili 05.03.2018 tarihli duruşmada aynen "dava dilekçesi terditli dava şeklinde hazırlanmıştır, tapu iptal ve tescil talebinden feragat ediyoruz, tapu kaydı taşınmazın bedelinin davacıya ödenmesi yönünde karar verilmesini ayrıca T3 karşı açılmış davadan feragat ediyoruz, talep artırımda bulunmak üzere süre talep ederiz". şeklinde beyanda bulunmuştur....

                Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazlar yönünden tescil imkanı bulunduğu, tapu iptal ve tescil davası olarak görülmesi gereken davanın tespit davası olarak dinlenilme olanağı bulunmadığı, kaldı ki dava konusu parsellere ilişkin mahkemenin başka bir esas numarasında, davalı aleyhine açılmış tapu iptal ve tescil davası bulunduğu, eldeki davanın tespit davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen davalarda davacı vekili temyiz etmiştir. 1) 6100 sayılı HMK 297/2. maddesi uyarınca “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”....

                  UYAP Entegrasyonu