"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; “davacı tarafça şerh istemiyle açılan davanın, yargılama sırasında tapu iptali ve tescil olarak ıslah edilmiş olup, çekişmeli taşınmazda kullanıcı şerhi sahibi olarak görünen davalı ..., çekişmeli taşınmazı Hazineden usulüne uygun şekilde satın almış olduğuna göre, adına oluşan tapu kaydının yolsuz olduğunun kabulüne olanak bulunmaması nedeniyle mahkemece davanın reddine karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın Hazinenin mülkiyetinden çıkıp 3. şahıs adına tapuya tescil edildikten sonra tapu iptaline yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmadığı, davacının eldeki davayı 6292 ... Kanun uyarınca yapılan satış işleminden sonra açtığı, davalı tarafa ait tapu kaydı idarece yapılan satış işlemi neticesinde oluştuğu, dayanak satış işlemi iptal edilmedikçe tapu kaydının iptali ve tescili ile gerçek kişi davalılar adlarına tapu kaydı oluştuktan sonra, idari yoldan satış iptal edilmedikçe kullanıcı şerhi verilmesinin de mümkün olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 ... Kanun) 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
Dava, beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmesi istemine yönelik olup bu davanın görülebilmesi için 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek-4. maddesi kapsamında kullanım kadastrosu yapılması gerekmektedir. Kullanım kadastrosu ise, ya bu kapsamda yeni bir tutanak düzenlenmesi ya da daha önce tutanakda kullanıcı şerhi varsa bu şerhin güncellenmesi suretiyle yapılabilir. Kadastro tutanağında daha önce mevcut bir kullanıcı şerhi bulunmaması halinde kullanım kadastrosunun güncelleme sureti ile yapılması mümkün olmayıp, ancak yeni bir tutanak düzenlenerek yapılması zorunludur. Somut olayda, 1995 yılında yapılan kadastro sonucu çekişmeli taşınmaz, beyanlar hanesine ve edinme sütununa kullanıcı şerhi yazılmaksızın tespit edilmiş ve tespitin 04.02.1998 tarihinde kesinleşmesi ile tapuya tescil edilmiştir. Davacı 06.07.2012 tarihinde dava açarak taşınmazın 2005 yılından beri kendi kullanımında olduğunu belirtmiş ve adına şerh verilmesini istemiştir....
Mahkemece, usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacının Hazine aleyhine açtığı tapu iptali ve tescil ile kullanıcı şerhi verilmesi istemine ilişkin davasının reddine, dava konusu 1147 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına taşınmazın üzerindeki, 01.03.2016 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen 8-13 yaşlarında 22 adet aşılı zeytin ağacı ile 13 adet aşılı armut ağacının davacı ...' ya ait olduğuna dair, Kadastro Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca muhdesat şerhi verilmesine, dahili davalı ... aleyhine açılan davanın ise pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Ancak dava, kullanım kadastrosu sonucu oluşan tapu kaydındaki beyanlar hanesinde yer alan mevcut şerhin iptali ile talep doğrultusunda yeni bir şerh verilmesi istemine ilişkin olduğu ve mahkemece gerçek kullanıcı belirlenerek adına şerh verildiği halde beyanlar hanesindeki mevcut şerhin iptal edilmeden infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması isabetsiz ve bozma nedeni ise de, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın hüküm fıkrasının 1. bendinin 2. satırında yer alan "parsel sayılı taşınmazın" ifadelerinden sonra gelmek üzere "beyanlar hanesindeki ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/258 Esas sayılı dosyasında davalıdır şerhinin kaldırılmasına," ibarelerinin eklenmesine ve hükmün DÜZELTİLEN bu şekli ile ONANMASINA, 12.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 1998 yılında yapılan kadastro sırasında, ...ilçesi,... mahallesi...ada 7 parsel sayılı 386,38 m² yüzölçümündeki taşınmaz, arsa niteliği ile 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarıldığı ve davalı ...’in kullanımında olduğu şerh edilerek Hazine adına tesbit ve tapuya tescil edilmiştir. Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; 2/B niteliği ile Hazine adına kayıtlı bulunan taşınmazı 1995 yılında müvekkilinin satın aldığını ve üzerindeki yapıyı davacının yaptığını belirterek tapu kaydında kullanıcı olarak yer alan davalının isminin iptal edilmesini ve davacının kullanıcı olduğunun tespit edilmesini istemiştir....
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, çekişmeli taşınmazın fiili kullanıcısının kullanım kadastrosunun yapıldığı tarihte eldeki davanın tarafları olarak belirlendiği, Hazinenin de taşınmazı fiili kullanıcı olarak tespit edilen taraflara 1/4 er hisse olarak sattığı, davacıların satış işleminden önce açılmış bir davasının bulunmadığı, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıkıp üçüncü şahıs adına tapuya tescil edildikten sonra tapu iptaline yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmadığı ve davalılara ait tapu kaydının idarece yapılan satış işlemi neticesinde oluştuğundan dayanak satış işlemi iptal edilmedikçe tapu kaydının iptali ve tescil istemli dava açılamayacağı gibi yeni maliklere karşı zilyetlik iddiası ileri sürülemeyeceği, dava konusu taşınmaz satılarak mülkiyeti Hazine uhdesinden çıktığından satın alan gerçek kişiye ait tapu kaydına zilyetlik şerhi verilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle açılan davada hukuki yararının...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kullanıcı Şerhinin İptali İle Davacı Adına Kullanıcı Şerhi Verilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı vekili, müvekkilinin dava konusu 134 ada 128 parseldeki ... ... zilyetliğini 04.04.1995 tarihinde devraldığını belirterek, taşınmazın beyanlar hanesindeki 1963 yılından beri ... oğlu ... ... zilyetliğinde bulunduğu şerhinin iptal edilerek, kullanıcı ve hak sahibinin müvekkili olduğunun yazılmasını talep etmiştir. Mahkemece, davacının davasının kabulüne, davalı ... Hazinesinin maliki bulunduğu ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sonucunda,... Köyü çalışma alanında bulunan, 565, 566 ve 567 parsel sayılı 7.056.00, 4.714,00 ve 4.366,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve sırasıyla; ..., ...ve ...’ın fiili kullanımında olduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla, Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. 575 parsel sayılı taşınmaz ise 2/B ve kullanıcı şerhi olmaksızın çalılık niteliğinde Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Yörede 2009 yılında yapılan güncelleme işlemleri sonucunda taşınmazların kullanıcıları hakkında değişiklik yapılmamıştır. Davacı ......
Daha önce yapılan kadastro tespitleri sırasında fiili kullanıcı tespiti yapılan taşınmazlarda ise, güncelleme çalışmaları sırasında değişiklik yapılabilmesi için, sonraki zilyetlerin, bu zilyetliklerini tapu kaydında yazılı fiili kullanıcıdan yasal bir yolla (akdi ya da irsi) devraldıklarını kanıtlamaları zorunludur. Yukarıda sözü edilen genelgelerde, devir için öngörülen belgeler ispat şartı olmadığından, açılacak davalarda devir iddiası her türlü delille kanıtlanabilir. Somut olayda, 1998 yılında kesinleşen kadastro sonucu çekişmeli taşınmaz, fiili kullanıcısının ...olduğu şerhi ile tapuya tescil edilmiştir. 2009 yılında yapılan kullanıcı güncelleme çalışması sonucunda ise kullanıcının değişmediği belirlenmiştir....