Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 08/12/2014 gün ve 2014/22576 E. - 2014/18019 K. sayılı sulh hukuk mahkemesinin merci tayinine dair karardan suret verilerek görevsizlik kararı verilmesini talep ettiği ve Yargıtay ilamı aynı yönetim aleyhine açılan davada sulh hukuk mahkemesi görevli olduğunu ve yönetimin davacı sıfatını kabul ettiğini, dava konusu somut olayda da davacı 55, 76 ve 77 sayılı parsellerde bağımsız bölüm maliki olup, davanın 28/04/2013 tarihli olağanüstü kat malikleri kurulunun iptali ve alınan kararların iptali talebine ilişkin olduğu gerekçeleriyle 634 sayılı Kanunun uygulanması gerektiği kanaatiyle aynı Kanunun Ek 1. maddesine göre görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiş. Dava, 28/04/2013 tarihinde yapılan olağanüstü site kat malikleri kurulunun ve toplantıda alınan kararların iptali talebine ilişkindir....

    Mahkemece, söz konusu bağımsız bölümün satışı noktasında kooperatif genel kurulu tarafından yönetim kuruluna yetki verilmediği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne karar verilmiş ise de; dava dosyasına sunulan 21.07.2010 tarih ve 1 nolu Ortaklar Kurulu kararı ile yönetim kuruluna kooperatif adına düşen dairelerden dilediklerini sözleşme veya kat irtifakı kurularak kat irtifakı tapusu ile 150.000,00 TL’den aşağı olmamak üzere satması yönünde yetki verildiği, bu ortaklar kurulu kararından sonra 06.08.2010 tarihli genel kurul kararı ile de ...’nun yönetim kurulu üyeliğine seçildiği ve bu kişi tarafından imzalanan protokol ile de dava konusu bağımsız bölümün davalıya satışına karar verildiği anlaşıldığından, genel kurul tarafından yönetim kuruluna verilen yetkiye dayanılarak satış sözleşmesinin yapıldığının mahkemece kabulü gerekmektedir. Bu protokole dayanılarak 19.10.2012 tarihli kat irtifakı ile dava konusu taşınmaz davalı adına tescil edilmiştir....

      Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman sınırı içinde kalan tapu iptali tescil ve el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 15.07.1992 tarihinde ilan edilip kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1958 yılında kesinleşmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın (A) işaretli bölümünün kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle bu bölümün tapu kaydının iptaline ve davacı yönetim adına tapuya tesciline, taşınmaz üzerindeki irtifak hakkının silinmesi istemiyle ilgili olarak da irtifak hakkının ... lehine kurulmuş olması nedeniyle pasif husumet yönünden istemin reddine karar verilmişse de delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür. Şöyle ki; 12.08.1993 tarih ve 93/4789 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile ...'nun tüzelkişiliği sona erdirilerek .... ve ... ünvanlı iki ayrı iktisadi devlet teşekkülünün kurulduğu ve ...'...

        Somut uyuşmazlıkta, tedbir talep edilen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali talep edilmediğinden bu taşınmazların uyuşmazlık konusu olmadığı açıktır. Davada, yönetim kurulu kararının usulsüz olması nedeniyle butlanı istenmiş ve şirketin önemli mal varlığının satışına ilişkin olarak genel kurul kararı alınmaması nedeniyle yönetim kurulu kararı ile yapılan satış işlemlerinin batıl olduğu belirtilerek bu işlemlerin iptali istenmiştir. İcra edilen yönetim kurulu kararına yönelik bir tedbir talebi söz konusu değildir. Yasadaki, tedbirin konusuna ilişkin düzenleme yorum gerektirmeyecek derecede açık olup, taşınmazlara ilişkin bir talep ve uyuşmazlık konusu olmadığından ihtiyati tedbir kararı verilmemesi isabetlidir. Bu nedene, dava şartları ile yaklaşık ispata ilişkin bir değerlendirme yapılmasına gerek görülmemiş ve davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf başvuru nedenlerinin reddine karar vermek gerekmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, ortak gider ve aidat alacağı nedeniyle yapılan takibe davalı tarafından yapılan itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dairemizin 23.01.2014 tarihli geri çevirme kararı üzerine gelen belgelerden, tapu kayıtlarının taraflarla ilgisinin tespit edilemediği, yönetim planının da ... sitesi hakkında olduğu, davalının icra dosyasına yaptığı itirazda davacı sitede dairesinin olduğunu beyan ettiği ancak tapu kayıtlarında adına taşınmaz bulunmadığı, davacı vekilinin 13.03.2014 havale tarihli dilekçesine ekli kat malikleri kurulu toplantısında isimleri geçen maliklerin tapu kaydında yer almadığı anlaşılmaktadır....

          Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanunun 440 ncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve HUMK’nın 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uymayan sair karar düzeltme itirazlarının reddine karar verilmiştir. 3- Dava, tapu iptali ve tescil ile ecrimisil istemine ilişkin olup, mahkemece davalı arsa sahibi aleyhine davacının tapu iptal ve tescil talebinin kabulüne, davalı kooperatif aleyhine ecrimisil talebinin kısmen kabulüne dair verilen ilk kararın, davalı arsa sahibi tarafından tapu iptal ve tescil talebi yönünden temyiz edilmesi üzerine karar bozulmuş, ecrimisil talebi yönünden verilen karar davalı kooperatif tarafından temyiz edilmemiştir....

            aykırı ve batıl olduğunu, batıl sayılmaması halinde gündemin öncelikle ibraya ilişkin olmak üzere tüm maddelerinin, aksi halde 7 ve 10.maddelerinin iptal edilmesi zımnında; "Ortaklar harici ve üçüncü kişilere hisse verilmesi" ile ilgili toplantının 7.maddesinde alınan kararın baştan itibaren geçersiz olması ve ilgili kararın ortakların doğrudan şahsi kazanılmış haklarını ortadan kaldıran ve sınırlayan kararlardan olması (KK.md.10,16,24,26,48,53) bakımından ve aynı zamanda Dikili Tapu Müdürlüğünün 30.07.1996 gün ve 2162 sayılı yevmiye ile "Toplumun Yararlanmasına Ayrılan Yapı ve Turizm Tesisidir. " şerhinin tapu kütüğünün beyanlar hanesinde işli olması nedenleriyle; "ortaklar harici ve üçüncü kişilere" hisse verilmemesine ve herhangi bir tescil işleminin yapılmamasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve bu konuda Dikili Tapu Müdürlüğü' ne müzekkere yazılarak; hisse karşılığı müteahhide (dava dışı ......

              Somut olayda, davacı ...’ın 28.08.1994 tarihli yönetim kurulu kararı ile üye olarak kabul edildiği ve dava konusu bağımsız bölümün davacıya tahsis edildiği, davacı hakkında 30.06.2001 tarihinde ihraç kararı verildiği fakat ihraç kararının davacıya tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmemesine rağmen daha sonraki yönetim kurulu kararı ile aynı dairenin birleşen davada davacı olan ...’a tahsis edildiği anlaşılmıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 16/son maddesi ve anasözleşmenin 14/son maddesi uyarınca haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz ve bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri ortaklıktan çıkma kararı kesinleşinceye kadar devam eder. Yine aynı Yasa'nın 23. maddesi gereğince ortaklar hak ve yükümlülüklerinde eşittirler....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2017/741 Esas KARAR NO : 2017/963 KARAR TARİHİ: 25/12/2017 DAVA: Tapu İptali ve Tescil BİRLEŞEN DAVA ( İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO 2017/963 KARAR NO 2017/946 ) DOSYASI; DAVA :Tapu İptali ve Tescil KARAR TARİHİ:09/06/2021 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesi ile; Davacı Yapı Kooperatifin kuruluş amacına aykırı olarak, davacı yapı kooperatifine ait olan İstanbul ili ... İlçesi ... Mah. ... parsel ......

                  Ticaret Mahkemesi'nde açılmış, ... sayılı tapu iptali ve tazminat davası dosyasında, iptali istenen 32 (35) numaralı daire tapuda ... adına tescil edilmiş olduğundan ve açılan davada, tapuda malik görünen üçüncü şahıs davalı olarak gösterilmediği için tapu kaydının iptali istenemeyeceği, Bu dava dosyasında iptali istenen 32 (35) numaralı daire tapuda ... adına tescil edilmiş olduğundan ve açılan davada, tapuda malik görünen üçüncü şahıs davalı olarak gösterilmediği için, tapu kaydının iptali istenemeyeceği, Davacıya ait iki hissesine isabet eden daireler için ödemesi gereken banka borcu ve aidatlar toplamı olarak raporda tespit edilen borçlarını ödemesi gerektiği, .." hususlarında görüş bildirilmiştir. Bilirkişi Raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Birleşen 48. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 22/04/2013 tarihli ara karar gereğince Bilirkişi Heyet Raporu aldırılmıştır. Mali Müşavir Bilirkişi ... ve Hukukçu Bilirkişi ...'...

                    UYAP Entegrasyonu