Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 02.04.2004 tarih, 2003/1 Esas, 2004/1 Karar sayılı kararı gerekçesinden) Kadastro ya da tapulama ile oluşturulmuş tapu sicillerine karşı açılacak davalarda hakkın türünü, 766 ve 2613 sayılı Kanunlar ile 3402 sayılı Kanun hükümleri sınırlandırmış değildir. Genel bir tanımlama ile “Tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağını ve dava açılamayacağını” öngörmüş ve sicile geçmiş olan hakkın türü ne olursa olsun on yıl geçtikten sonra dava açılmasına anılan kanunlar izin vermemiştir....

    Bu durumda, dava sırasında tespit tutanağının kesinleşmediği ve tespitten önceki haklara dayandığı anlaşılmakla, davanın Çubuk Kadastro Mahkemesinde bakılıp sonuçlandırılması gerekir SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Çubuk Kadastro Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 18.04.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      Hal böyle olunca, davacının tapu iptali ve tescil talebi yönüyle, dayandığı tapu kaydının oluşum tarihinin, 588 parsele ait tapu kaydının oluşum tarihinden sonra olması nedeniyle, geçerli ve doğru temele dayanan ve davacının dayandığı tapu kaydına nazaran daha eski tarihli bulunan 588 parselin tapu kaydına değer verilmesi gerektiğinden, davacının 588 parsele ait tapu kaydının bir bölümünün iptali ve adına tescili isteminin bu nedenle reddi gerekirken, hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsiz olup, hükmün bozulması gerekmekte ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden gerekçesinin DÜZELTİLMİŞ şekliyle hükmün ONANMASINA, Davacının tazminat talebine gelince; Davacının dayandığı Mart 1978 tarih 3 nolu tapu kaydının ...tevzii çalışmaları sonucunda ... adına oluşan Şubat 1958 tarihli kök tapu kaydının intikali sonucunda oluştuğuna ve söz konusu tapu kaydının daha önce kadastrosu yapılıp kesinleşen Aşağıpınarbaşı Köyü 588 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünü...

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1233 KARAR NO : 2022/1371 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : YEŞİLHİSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/04/2022 NUMARASI : 2021/93 ESAS 2022/73 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından mahkememize vermiş bulunduğu 16/07/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Kayseri ili Yeşilhisar ilçesi Güzelöz Köyü 129 Ada 1K/373 parsel olarak kayıtlı bulunan taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında davalı mirasçıların murisi olan İsa Özcan (davalılardan Kezban İsanın karısı- Meryem ile Nuri de İsanın çocukları olduğunun) adına tespit görmüş ve kesinleşme sonrasında müvekkilin...

        Dava, kadastro öncesi zilyetliğe dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Davacı vekili dava dilekçesinde tapu iptal ve tescil istemi dışında, dava konusu taşınmazlar üzerindeki kullanıcı şerhinin terkinini de talep etmiş olmakla, taşınmazların beyanlar hanesinde ismi yazılı olanların hukukunu ilgilendiren bu talep nedeniyle, bu kişilerin davada taraf olması gerekli olup, taraf teşkili sağlanmadan ve bu talepler hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden hüküm kurulması ve davacılar İpek ve Onur’un 259 ada 31, 264 ada 4 ve 6 parsellere yönelik bir istekleri bulunmadığı halde bu davacıların adına bu parseller için tescil kararı verilmesi doğru olmamıştır. Davacı Aysel, tespit tarihinden sonra, dava konusu taşınmazları zilyetlerinden, haricen satın almakla kadastro öncesine ait müstakil bir kullanımı bulunmadığından, kendinden önceki kullanıcısının zilyetliğine dayanmaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.12.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen 29.09.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Başkanlığı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mülkiyet hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece 277, 325 ve 326 parseller hakkındaki davanın kabulüne, diğer parsellere ilişkin davanın ise davalıların sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükmü davalılardan ... Belediye Tüzel Kişiliği temyiz etmiştir. 277, 325 ve 326 parsellerin kadastro işlemleri 24.09.1984 tarihinde kesinleşmiş, dava ise 25.12.2003 tarihinde açılmıştır....

          Temyiz Nedenleri Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi miras hakkı ve zilyetliğe dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir. 3....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve terkin istekli davanın yapılan yargılaması sonunda, önceki tarihli bozma kararına uyularak verilen davanın reddine dair karar, süresi içinde davacı ... tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı ..., kadastro sırasında davalı adına tapuya kayıt ve tescil edilen çekişmeli 119 ada 1 parsel sayılı taşınmazın iddiasına konu bölümün kuzeyinde yer alan yolun devamı niteliğinde olduğu halde kadastro sonucunda davalı adına kayıtlı taşınmaza dahil edilmek suretiyle tapuya tescil edildiğini, nizalı yerin öteden beri yol olarak kullanıldığını iddia ederek, tapu iptali ve terkini isteğiyle dava açmıştır. II....

              Temyiz Sebepleri Davacı vekili, Yargıtayın istikrar kazanmış kararlarında 10 yıllık hak düşürücü sürenin kamu malı niteliğinde olan taşınmazlar açısından geçerli olamayacağının belirtildiğini ve bu taşınmazlar için her zaman tapu iptali davası açılmasının mümkün olduğunun vurgulandığını, taşınmazların mera niteliğinde olup kamu malı vasfına çevrildiğini, yalnızca bu sebeple dahi İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge adliye Mahkemesinin kararlarının hukuka aykırı olduğunu, bunların yanı sıra, tesis edilen hükümlerde kadastro çalışmalarının yapılması ile tespitten önceki zilyetliğin kesildiğine bu sebeple de 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımının dolmadığına değinilmiş olup bu hususun da açıkça ... Medeni Kanunu hükümlerine aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 2....

                Mahkemece, davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/B-b maddesine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu, bu maddeden istifade edebilmek için tapu dışı sözleşmenin tespitten önce yapılması gerektiği, davacının dayandığı senedin tespitten sonra yapıldığı, bu kapsamda anılan yasa hükmünün uygulanmasına olanak bulunmadığı gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun olmadığı gibi, yapılan araştırma ve inceleme de hüküm vermeye yeterli değildir. Davacı dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında, açıkça kadastro öncesi nedene dayandığını bildirmiş olup, her ne kadar dosyaya tarihi itibariyle tespit sonrası yapıldığı anlaşılan adi yazılı bir sözleşme sunmuş ise de, bu sözleşmeyi taşınmazı kadastrodan sonra davalıdan satın aldığını ileri sürmek için değil, taşınmazın kadastro öncesinde de kendisine ait olduğunu davalının da kabul ettiğini göstermek amacıyla sunduğunu bildirmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu