MAHKEME KARARI Mahkemece, davacı ... tarafından açılan davanın feragat nedeniyle, davacı ... tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası ile senet iptali davasının ise esastan reddine karar verilmiştir. IV. TEMYİZ 1.Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Bozma Kararı Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 04.12.2017 tarihli ve 2015/12978 E.-2017/8420 K. sayılı kararı ile “...gerek tapu iptali ve tescil davasında, gerekse de birleşen senet iptali davasında davacı konumunda bulunan ...’ın yargılama devam ederken 14.07.2014 tarihinde vefat ettiği ancak ... ile ... dışındaki diğer mirasçıların davaya dahil edilmedikleri anlaşılmaktadır. Taraf koşulu dava şartlarından olup bu şart yerine getirilmedikçe davanın esasına girilerek hüküm kurulamaz....
Mahkemece, dava konusu taşınmazın Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan bir taşınmaz olduğunun anlaşıldığı ve taşınmazın beyanlar hanesine zilyet adına yapılan tespitin, bedeli mukabilinde mülkiyet hakkının tescili imkanını doğurduğu ve davalı tarafından dava konusu taşınmazın beyanlar hanesine yapılan tespite dayanarak Hazineden davalıya satış yapıldığı, 6292 sayılı Kanun ile sahiplerine satış yapılarak sahipleri adına tapu kaydı oluştuktan sonra tespitten önceki nedene dayalı kullanıcı şerhi davasının dinlenemeyeceği ve değerlendirilemeyeceği, bu nedenle davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığına kanaat getirilmekle davanın usulden reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesince, taşınmazda kullanıcı şerhi sahibi olarak gözüken davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tespitten önceki hukuki sebeplere dayalı KARAR Davada; davacı, kadastro öncesi sebeplere dayanarak taşınmazın kamu orta mallarından mer'a ve dere yatağı olduğunu ileri sürdüğüne göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 sayılı Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 11.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil ... ile Hazine ve Turluhan Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 07.06.2011 gün ve 83/162 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ..., kadastro paftasında köy boşluğu olarak gösterilen tapusuz taşınmazın zilyetlik hukuki nedenine dayanarak adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine temsilcisi davanın reddine karar verilmesini savunmuş, diğer davalı ... Köyü Tüzel Kişiliği davayı takip etmemiştir....
Mahkemece, “davanın kabulü ile dava konusu ........104 ada 14 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine dava konusu taşınmazın 2128,41 m²'lik kısmının ..............’in kullanımında ve zilyetliğinde olduğunun şerh verilmesine” karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili tarafından süresinde, istek dışına çıkılarak Mahkemece hüküm kurulduğu gerekçesiyle esastan ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir. Dava, kadastrodan önceki zilyetlik ve eklemeli zilyetlik ve hibe hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1., 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 15. maddesi gereğince mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır....
Bölge Adliye Mahkemesince, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tespit edildiği, askı ilanlarının 05.06.2009-06.07.2009 tarihleri arasında yapıldığı, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine kadastro tespitinin kesinleşerek taşınmazın tapuya tescil edildiği, taşınmazın halen aynı vasıf ve yüzölçümle tapuda kayıtlı olduğu, eldeki davanın ise 18.10.2019 tarihinde açıldığı, kadastrodan öncesi haklara ve hukuki sebeplere dayanılarak kadastro tutanağının kesinleşmesinden itibaren on yıl geçtikten sonra dava açılamayacağı, tüm dosya kapsamına göre, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-b.1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacılar vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
Temyiz Sebepleri Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; eldeki davada yolsuz tescile neden olan vaka tespit çalışmalarında ölçü krokisinin yapılan tapulama tespitlerine aykırı olarak parsel numaralarının ters verilmesi ve paftanın yine ölçü krokisine göre oluşturulması nedeniyle ters oluşmasından kaynaklandığı, dolayısıyla tespitten önceki bir hukuki nedene değil tespitten sonra fakat kesinleşmeden önceki olay olan kadastro müdürlüğünün hatası vakasına dayanan yolsuz tescilin iptali talebi oldugundan hak düşürücü süre geçmediği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41/son hükmünde benzer durumlar olan maddi hataların düzeltilmesinde hak düşürücü sürenin uygulanmayacağının belirtildiğini, haklı davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescili istemine ilişkindir. 2....
DELİLLER: Kadastro tutanak örneği, tapu kaydı, özel sicil kaydı, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı, GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir. Söz konusu hak düşürücü süre dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir. Kadastro sırasında Kangal İlçesi Yeşil Kale köyü 128 ada 20 ve 127 ada 31 parsel sayılı taşınmazlar ham toprak niteliğiyle hazine adına tespit edilmiş, askı ilanları ise 24.04.2009 ila 25.05.2009 tarihleri arasında yapılarak itirazsız kesinleşmiştir....
Tarih ve sayılı ilamları). Somut olayda, dava konusu taşınmazın kadastro işlemi sonunda 10.02.2007 tarihinde davalı adına tespit gördüğü, kadastro tespitinin 30.04.2007 tarihinde kesinleşmesi üzerine taşınmazın tapuda davalı adına tescil edildiği ve halen aynı şekilde tapuda kayıtlı olduğu, davacı yanın, kadastro tespitinden önceki hukuki sebebe dayanarak 17/06/2021 tarihinde harç yatırarak eldeki tapu iptal ve tescil davasını açtığı, bu durumda tutanağın kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeni ile davacı yanın kadastro öncesi sebebe dayalı talepleri yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28.10.2020 NUMARASI : 2019/297 ESAS - 2020/336 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Zilyetliğe Dayalı) KARAR : Taraflar arasında görülen "Tapu İptali Ve Tescil (Zilyetliğe Dayalı)" davasının yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....