Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı T3 avukatı tarafından verilen yanıt dilekçesinde özetle; geçit hakkı kurulması davalarında yüzölçümü daha büyük olan taşınmazlardan geçit hakkı kurulması gerektiğini, dolayısıyla dava konusu 268 ve 239 parsele komşu olan ve davacının da hissedarı olduğu 240 parselde kayıtlı taşınmazın yüz ölçümü 12.500 m2' olduğunu, bu nedenle gerek yüz ölçümü açısından daha büyük olması, arazinin geçit hakkı tesisine daha uygun olması ve komşuluk hukuku ilkeleri dikkate alındığında davacının talep ettiği geçidin 240 parsel üzerinden sağlanması daha uygun olacağını bu nedenle davacının maliki olduğu 240 parsel üzerinden geçit tesisi mümkün olduğunu, müvekkiline ait taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde bu parsel aleyhine davacıya ait 240 parsel lehine 25.11.1991 tarihli 2873 yevmiye nolu şerh ile geçit hakkı tesis edildiği görüleceğini, dolayısıyla 240 parsel lehine tesis edilmiş geçit hakkı üzerinden davacının 239 nolu parseli kullanması mümkün iken 268 parsel üzerinden yeniden geçit hakkı tesisi...

Nitekim, vurgulanan bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulu'nun 12/10/2011 gün ve E:2011/3- 629, K:2011/613 sayılı ilamında da benimsenmiştir. Aksi halin kabulü, istinaf ve temyiz sınırlarına göre tarafların kanun yoluna başvuru hakkının elinden alınmasına neden olacağından HMK.nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkının ihlali sonucunu doğuracaktır. Harç ikmali davaya devam şartlarından olduğu için öncelikle incelenmesi gerekmiştir. İnceleme konusu somut olayda; davanın konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün olup tapu iptali ve tescil davası, nispi harca tabidir. Davanın ve davaya konu ve esas teşkil eden alacağın nev-i ve niteliği gözetildiğinde davacının harçtan muaf olmadığı ortadadır. Bu durumda yukarıda açıklanan ilke ve kural doğrultusunda belirlenecek olan eksik peşin nispi karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça, eldeki davaya devam etme olanağı bulunmamaktadır....

Somut olaya gelince; Mahkemenin 2013 /65 Esas sayılı dosyasında dava konusu olduğu için henüz ada ve parsel numarası almamış olan ve fen bilirkişisince 20/06/2014 tarihli ek raporunda "tescil olan arsa" notu ve "A" harfiyle gösterilmiş olan ve davacıya ait olduğu anlaşılan taşınmaz lehine 132 ada 57 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı tesis edilmesine, karar verilmiş ise de; hüküm infaza elverişli değildir. Şöyle ki; davacı geçit hakkını kendisine ait olduğu iddiası ile 132 ada 57 parsel sayılı taşınmazın bir kısmı lehine istemiş; talep doğrultusunda 57 parselden geçit hakkı kurulmuştur. Davacının zilyetliğe dayalı olarak açtığı dava dosyasında Dicle Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/165 -2014/100 Esas -karar sayılı ilamı ile davacı lehine ... iptali ve tescil kararı verilmiş ise de; krokide bu yerin belli olmadığı gibi tapuya tescil de edilmemiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.08.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulmasının istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.09.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle geçit bedelinin 17.06.2011 tarihli zirai bilirkişi raporunda belirtilen miktarlarda aleyhine geçit hakkı kurulan taşınmaz maliklerine ödeneceğinin; ayrıca kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tescil edileceğinin...

      Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır....

        Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır....

          Ancak aynı kanunun 748/3. maddesinde, doğrudan kanundan doğan geçit haklarının tapu kütüğüne tescil edilmeksizin doğacağı belirtilmiş olmakla, bu hükmün karşıt anlamından zorunlu geçit haklarının tescil ile kurulacağı savunulmaktadır. Yargıtay da bir kararında, zorunlu geçit hakkının tescil edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Zorunlu geçit hakkının kurulabilmesinin ilk şartı lehine geçit hakkı tesis edilecek taşınmaz ile aleyhine geçit hakkı tesis edilecek taşınmazların tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete konu olması gerekmektedir. Geçit hakkı kurulabilmesi için geçit ihtiyacı duyulan taşınmazın ya genel yola hiç bağlantısının olmaması veya yeteri kadar bağlantısının bulunmaması gerekmektedir. 36 İlk halde mutlak; ikinci halde nisbî geçit ihtiyacı söz konusudur.Yargıtay uygulamasında da geçit ihtiyacı mutlak ve nisbî olarak ikiye ayrılmaktadır.( YARGITAY 14. HD....

            Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Öte yandan, zorunlu geçit hakkı, mülkiyet hakkının kanundan doğan dolaylı bir sınırlaması olduğundan bu tür sınırlamalar ancak mülkiyet hakkına konu taşınmazlar için söz konusu olabilir. Taşınmaz mallarda mülkiyet hakkı, kural olarak o taşınmazın tapu siciline tescil edilmesi ile doğar. Tapu siciline kayıtlı olmayan bir taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkının varlığından söz edilemez. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur....

            Zira alınan bilirkişi kök ve ek raporunda davacı ve davalıya ait taşınmazların mevkisi, konumu, geometrik yapısı, yüz ölçümleri, imar durumları değerlendirilmiş, aynı zamanda geçit hakkı kurulabilecek çeşitli alternatifler değerlendirilmiş, davacı yararına geçit hakkı kurulmasına en elverişli, yani en uygulanabilir alternatif olarak davalıya ait 136 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı tesis edilmesi olarak değerlendirilmiştir. Her ne kadar davalı vekili tarafından aşamalarda alınan beyanlarda geçit hakkı tesisi için en uygun parselin dava dışı 136 ada 13 parsel olduğu, bu parselde tapu kayıt maliklerinin tapu kaydında soyisimlerinin bulunmaması nedeniyle bu davanın davalı hakkında açılmış olmasının hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığı nedenleriyle 136 ada 13 parsel maliklerinin davaya dahil edilmesini ve 13 parsel aleyhine geçit hakkı kurulmasını talep etmiş ise de, mahkememizce davalı vekilinin bu beyan ve talepleri kabul edilmemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.01.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil ve geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.12.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma talebinin masraf yokluğundan reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 25.06.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu