"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, Mera Komisyonu çalışmaları sonucunda mera olarak özel siciline tescil edilen taşınmaz hakkında açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, kesinleşen Mera Komisyon Kararına itiraz niteliğindedir. O halde, hükmün temyizen incelemesi görevi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 14. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.03.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil müdahil tarafada tapu iptali ve mera olarak sınırlandırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23.05.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi müdahil davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, 20 parsel sayılı taşınmazın davacı ......
Davalı köy temsilcisi, mera işlemlerinin 1960 yılında kesinleştiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, meralara karşı zilyetliğe dayalı olarak tapu iptali ve tescil davası açılamayacağını, davacının kullandığı parselin meraya komşu olması nedeniyle merayı kendi parseline katarak taşınmazını genişletmek yoluna gittiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı Hazine vekili, kadastrodan önceki nedene dayanılarak tapu iptali ve tescil istendiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, zilyetlikle edinme için gerekli koşulların oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili ve davalı Hazine temsilcisi temyiz etmiştir. Hukuki nitelikleri itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olan meralar özel mülkiyete konu olamazlar....
Davalı köy temsilcisi, mera işlemlerinin 1960 yılında kesinleştiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, meralara karşı zilyetliğe dayalı olarak tapu iptali ve tescil davası açılamayacağını, davacının kullandığı parselin meraya komşu olması nedeniyle merayı kendi parseline katarak taşınmazını genişletmek yoluna gittiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı Hazine vekili, kadastrodan önceki nedene dayanılarak tapu iptali ve tescil istendiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, zilyetlikle edinme için gerekli koşulların oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili ve davalı Hazine temsilcisi temyiz etmiştir. Hukuki nitelikleri itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olan meralar özel mülkiyete konu olamazlar....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ... ada ... parsel sayılı 58184.93 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadimden beri .. halkı tarafından mera olarak kullanılması nedeniyle mera vasfıyla orta malı olarak sınırlandırılmak suretiyle tespit edilmiş ve Kadastro Mahkemesinin 2004/227 Esas, 2006/22 Karar sayılı ve 10.07.2006 tarihli ilamı ile de tespit kesinleşmiştir. Davacı ... ve G.. Ç.. adlarına tespit edilen aynı ada ... parsel sayılı taşınmaza revizyon gören tapu kaydına ve miras yolu ile gelen hakka dayanarak, ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ve adlarına tescili istemi ile dava açmışlardır....
Dava kadim mera iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dava konusu 95 sayılı parsel 1983 tarihinde 173500 m2 olarak tespit edilmiş ve Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı olduğundan malik hanesi boş bırakılmıştır. Kişiler arasında görülen, ... ve Köyün taraf olmadığı Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/45 Esas, 1987/133 Karar sayılı Kararı ile 11.12.1989 tarihinde... ve ... adına tescil edilmiştir. Davalılar 15.06.1960 tarihli 42 No'lu tapu kaydı ve 11.05.1983 tarihli vergi kaydına dayanmaktadırlar. Davalıların dayanak 15.06.1960 tarihli 42 No'lu tapu kaydı miktarı 183800 m2 olup geldisi olan S.Şevval 1290 tarihli tapu kaydı ise 200 dönümdür. Gayrisabit sınırlı tapu kayıtları miktarı ile geçerlidir. Diğer taraftan kamu malı niteliğindeki meralar zilyetlikle iktisap edilemez. Davalı tapu kaydı sınırları göl, tarik, çay ve taş okumakla gayrisabittir. Dava konusu taşınmazın güneyindeki parselin .... Köyü sınırı içinde mera olduğu görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, ...,... ada 1 sayılı parselin, kadastro sırasında orman olarak tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın içinde bulunan ... mevkiinde 44 Dekar, ... mevkiinde 24 Dekar ve Yanık mevkiinde 30 Dekar yüzölçümünde kadimden beri mera olarak kullanılan taşınmazların bulunduğunu belirterek tapu kaydının iptali ile mera olan kısımlarının mera olarak tespit ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir....
Ancak, hükmüne uyulan bozma ilamında, nizalı taşınmaz bölümü Mera Komisyonunca mera olarak ayrılarak özel siciline tescil edilmek suretiyle kamu emlakine dönüştüğünden, zilyetlikle iktisap koşullarının davacılar yararına oluştuğunun tespit edilmesi halinde, taşınmazın mülkiyetinin aidiyetinin tespitine karar verilebileceğinin gözetilmesi gereğine değinildiği halde, Mahkemece nizalı taşınmaz bölümünde davacıların mülkiyetinin tespitine karar verilmesi gerekirken, taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesi isabetsiz ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan "tapu kaydının iptali ile aynı adanın son parsel numarası verilmek sureti ile 1/2 hissesinin 28141542838 kimlik nolu ... adına, 1/2 hissesinin ise 28060545538 kimlik nolu ... adına tapuya kayıt ve tesciline" sözlerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine "eşit hisseler ile davacılar 28141542838 kimlik nolu ... ve 28060545538 kimlik...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mera kaydının iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro sırasında, ... Köyü 103 ada 4 parsel sayılı 9554.12 m2 yüzölçümlü taşınmaz, mera olarak sınırlandırılarak özel siciline yazılmıştır. Davacı, taşınmazın bir bölümünün kendisine ait dava dışı 2 ve 3 sayılı parsellere uygulanan Aralık 1957 tarih olan ve kök tapu 2 nolu tapu kaydı kapsamında kaldığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, mera kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir....
HUKUK DAİRESİ İLK DERECE MAHKEMESİ : YUSUFELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Yargıtaya Geliş Tarihi: 08/07/2021 -KARAR- 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40. ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava kadastro tespiti sonucunda hali arazi niteliği ile Hazine adına tescil edilen taşınmaz hakkında tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, yargılama sırasında kadastro çalışmalarından sonra çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede İl Mera Komisyonunca mera tahsis çalışması yapıldığı ve çekişmeli taşınmazın mera olarak tahsis edilen alanda kaldığı anlaşılmaktadır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir....