WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Temyiz Sebepleri Davacı erkek vekili, Çocukların Velâyetine ilişkin Kararların Tanınması ve Tenfizi ile Çocukların Velâyetinin Yeniden Tesisine ilişkin Avrupa Sözleşmesine ülkemizin katıldığını, Sözleşmenin 7 nci maddesinde akit devletlerden birinde verilmiş velâyete ilişkin bir kararın diğer bir akit devlette tanınacağı ve verildiği devlette kabili infaz olduğu takdirde tenfiz edilebileceğinin düzenlendiği, bu nedenle Fransa`da usulüne uygun verilmiş nafaka ve velâyet kararlarına karşı tanıma ve tenfiz kararı verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, tenfizi istenen velâyet ve nafaka kararının 4721 sayılı Kanun`un 169 uncu maddesindeki düzenlemeyle aynı nitelikte olduğunu, verilen kararın Türk kamu düzenine uygun olduğunu, Türkiye`de aynı nitelikte dava açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, aynı mahkemede boşanma, velâyet ve nafakaya ilişkin kararın tanınması ve tenfizi davasının kabul edildiğini, tenfiz şartlarının oluştuğunu, davanın reddine karar...

    "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tenfiz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının ...’da ikamet eden müvekkiline borçlandığını, ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nden icra emri gönderildiğini, davalının ödeme yapmadığını ileri sürerek icra emri ile oluşan kararın tenfizine, mümkün olmaması halinde 40.320.51.-Euro’nun davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, sözleşmelerde müvekkilinin imzası bulunmadığını, Sulh Mahkemesinin icra emrinin Türkiye’de tanınması ve tenfizinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....

      Dışişleri Bakanlığı tarafından verilen cevaplarda, esasen Türk Mahkemeleri tarafından verilen kararların Suriye'de tanınması ve tenfizine ilişkin olumlu uygulamaya dair bilgi ve belgenin mevcut olmadığı bildirilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 38. maddesi uyarınca da, tenfiz kararı verilebilmesi için Türkiye Cumhuriyeti ile ilamın verildiği Devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiili uygulamanın bulunması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan dosya safahatı uyarınca, tenfize konu kararın kesinleştiği, Türkiye ile Suriye arasında mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin bir ikili sözleşme bulunmadığı ancak mevzuatın tenfize olanak sağladığı anlaşılmaktadır....

        Davalı kadın, davacı tarafından Türkiye'de yaşadığı ve adresi bilindiği halde tanınması istenen karardan haberinin olmadığını, kendisine tebligat yapılmadığını, savunma hakkının kısıtlandığını ve bu durumun kamu düzenine aykırılık teşkil ettiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun uyarınca yabancı mahkeme kararının tanınabilmesi için diğer şartların yanında, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş olması ve bu kişinin sayılan bu hususlardan birine dayanarak yabancı mahkeme kararının tanınması istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması da gereklidir (MÖHUK.md.54/ç-58)....

          Davalının, müvekkile toplam 739.904,00 ABD dolarının (Yediyüz Otuzdokuzbin Dokuzyüz Dört ABD Doları), 24 Kasım 2023 tarihinden ödeme tarihine kadar işleyecek yıllık New En Düşük Faiz Oranına üzerine ek olarak yüzde 1,5 oranının eklenmesiyle bulunacak gecikme faiziyle birlikte ödenmesine, b. 21.991,35 İngiliz Sterlini (Yirmibirbin Dokuzyüz Doksanbir İngiliz Sterlini, Otuzbeş Sent) tutarındaki yargılama giderinin davalı yanca müvekkiline ödenmesine hükmedildiğini, belirterek, MÖHUK madde 60vd hükümleri ve Türkiye ile kararın verildiği ülke olan İngiltere’nin taraf olduğu Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki 10 Haziran Tarihli New York Konvansiyonunda sayılan tenfiz şartlarını yerine getiren hakem kararının New York Konvansiyonu ve MÖHUK md. 60 vd hükümleri uyarınca, kesinleşen ve bağlayıcılık kazanan 3 Kasım 2023 tarih A01/2022/34 sayılı Uluslararası Pamuk Birliği hakem kararının tanınması ve tenfizine, yargılama giderleri ve vekalet ücreti davalı tarafa yükletilmesine...

            Davalı, Almanya mahkemesi kararının tenfizi ve tanınması için yasal koşulların oluşmadığı, tenfiz talebinin reddi konusunda kesin hüküm olduğu gerekçesiyle davanın reddini istemiştir. Mahkemece, Dessau Mahkemesi kararında alacaklının DG-Bank olarak gösterildiği, davacı tarafça icraya konabilecek bir hüküm bulunmadığı için tenfiz talebinin reddine, davanın yargılama aşamasında yapılan ıslah talebinin kabulü ile MÖHUK. 34. ve 42.maddeleri gereği ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 20431/96 sayılı kararının tanınmasına dair verdiği karar, davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlerle ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2009/4434-2010/5 2-...Mahkemesinde davacı ......

              Davalı, Almanya mahkemesi kararının tenfizi ve tanınması için yasal koşulların oluşmadığı, tenfiz talebinin reddi konusunda kesin hüküm olduğu gerekçesiyle davanın reddini istemiştir. Mahkemece, Dessau Mahkemesi kararında alacaklının DG-Bank olarak gösterildiği, davacı tarafça icraya konabilecek bir hüküm bulunmadığı için tenfiz talebinin reddine, davanın yargılama aşamasında yapılan ıslah talebinin kabulü ile MÖHUK. 34. ve 42.maddeleri gereği ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 20431/96 sayılı kararının tanınmasına dair verdiği karar, davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlerle ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2009/4434-2010/5 2-Almanya Dessau Mahkemesinde davacı ......

                Dava, yabancı mahkemece hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve Devlet Kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan Rusya Federasyonu Sankt-Petersburg Şehri Leningard Bölgesi Ticaret Mahkemesi’nin (“Rusya Mahkemesi”) NoA56-124981/2018 sayılı dosyasından verilen kararın Türkiye'de icra olunabilmesi için 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku hakkındaki kanunun (MÖHUK) 50-54. maddesi uyarınca tanınması ve tenfizi talebine ilişkindir....

                  Mahkemece; ilk yapılan yargılamada, 5718 Sayılı Kanunun 53/1-b maddesi hükmüne göre, tenfiz dilekçesine ilamın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin eklenmesi gerektiği, tenfizi istenilen ilamın kesinleştiğini gösteren belge dava dilekçesine eklenmediği gibi yargılama sırasında da ibraz edilmediği ve tenfiz şartları bu nedenle mevcut olmadığından davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından yapılan temyiz itirazı üzerine Dairenin 04.05.2015 tarihli ve 2014/4654 Esas-2015/9923 Karar sayılı ilamıyla taraflar hakkında boşanmanın tanınması kararının kesinleşmesi bekletici mesele yapılmaksızın karar verilmesinin doğru olmadığı, ancak Yargıtay temyiz incelemesi aşamasında UYAP üzerinden yapılan incelemede tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme ilamının Türkiye'deki tanınmasına ilişkin kararın 06.11.2013 tarihinde kesinleştiğinin görüldüğü, boşanma davasına ilişkin tanıma davası 17.04.2010 tarihinde açılmış...

                    KARAR Davacı vekili dava dilekçesinde, yurtdışında müvekkili ve oğluna ilişkin verilen soybağının reddi kararının tenfizine karar verilmesini istemiş, Mahkemece "davacının tenfizini talep ettiği yabancı Mahkeme Kararının tanınması mümkün olmakla birlikte tenfizinin mümkün olmaması ve husumetin soybağı reddedilen kişiye yöneltilmemesi" gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. 5718 Sayılı yasanın 50. maddesinde, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilen ve o devlet kanunlarına göre kesinleşen ilâmların .....ye'de icra olunabilmesi yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlanmış, tanımayı düzenleyen 58. maddesinde ise, yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlı olduğu; tenfiz şartlarını düzenleyen 54/1.c maddesinde de, yetkili mahkemenin tenfiz kararı vermesinin hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmamasına bağlı olduğu, hükme bağlanmıştır...

                      UYAP Entegrasyonu