nun adının Alman makamlarınca verilen kararlarda adının geçmediğini ve taraf sıfatının bulunmadığını, dava dilekçesinde sadece tanıma talep edilmesine rağmen, mahkemenin talebi aşarak "tanıma ve tenfize" hükmettiğini, dava dilekçesinin asil değil vekili olduğundan bahisle Av. ....'e tebliğ edildiğini, adı geçen avukata verilen vekaletnamede kabul yetkisinin bulunmadığını, 5718 sayılı MÖHUK'nun 41 ve 51. maddeleri uyarınca ......
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; tanıma beyanının tespiti davasının HMK'nun 114/2 maddesinin atfı ile TMK'nun 295/3 maddesi ve HMK.nun 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden, velayet davasının esastan reddine hükmolunmuştur. Davacı vekili verilen kararı; usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile istinaf etmiş, kararın kaldırılmasını, DNA testi yapılarak tanıma beyanının kabulü ile, küçüğün babanın nüfusuna tesciline ve velayetinin babaya bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Kayyım istinaf başvurusuna cevap vermemiştir. Dava; tanıma beyanının tespiti ve velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununu'nun 295/1. maddesinde; "tanıma, babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmi senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur." 295/3 maddesinde;" başka bir erkek ile soy bağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz" düzenlemesi getirilmiştir....
Bu düzenlemeyle, yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarih ile tanıma tenfiz kararının kesinleştiği tarih arasındaki ara dönemdeki belirsizlik ortadan kaldırılmıştır. Aksi düşünceyle, on yıllık zamanaşımı süresini yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihte başlatmak; tanıma tenfiz kararı verilene kadar geçen sürede eşler, Türk Kanunlarına göre halen evli sayılacaklarından, ara dönemde boşanmaya bağlı olarak Türkiye de açılacak tazminat, nafaka, velayet ve mal rejiminin tasfiyesi gibi bazı dava haklarından yararlanma imkanı olmayacak, açılmış davaların da görülebilirlik ön koşulu (evlilik devam ettiğinden) gerçekleşmediğinden reddedilmesi sonucu ile karşılaşılacaktır. Başka bir anlatımla, tanıma tenfiz kararından önceki ara dönemde, taraflar boşanmaya bağlı diğer dava haklarını kullanamayacak, ancak zamanaşımı işlemeye devam edecektir....
Yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından alınan ön lisans, lisans, yüksek lisans diplomalarının tanıma ve denklik işlemlerinde uyulacak usul ve esasları belirlemek amacıyla 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 7. maddesi, Avrupa Bölgesinde Yükseköğretimle İlgili Belgelerin Tanınmasına İlişkin Sözleşme ve Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hukukuna Göre Kurulmuş Olan Üniversitelerin Karşılıklı Tanınmasına Dair Milletlerarası Anlaşma hükümlerine dayanılarak, Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Tanıma ve Denklik Yönetmeliği hazırlanmıştır....
MÖHUK. m. 58/1) Tanıma halinde de, yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder (5718 s. MÖHUK. m. 59). Başka bir ifade ile, yabancı mahkeme ilamı boşanmaya ilişkin ise, taraflar, tanıma kararının kesinleştiği anda değil, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği anda boşanmış sayılırlar. Boşanma kararının inşai etkisi, tanıma kararıyla değil, yabancı ilamın kesinleştiği andan itibaren doğar. Şu halde, yabancı mahkeme kararının tanınmasına ilişkin istekler, yabancı ilamın kesin hüküm ve kesin delil olarak kabulünün "tespiti" talebinden ibarettir. Dolayısıyla, bu bir boşanma davası olmadığına göre, Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesinde yer alan boşanma davası sırasında eşlerden birinin ölümü halinde, ölen eşin mirasçılarına tanınan "diğer eşin kusurunun tespiti" bakımından davaya devam edebileceklerine ilişkin hüküm, "tanıma" davalarına teşmil edilemez....
Münhasır yetki konusu, Türk Hukuku bakımından bir tanıma/tenfiz engelidir. (MÖHUK m.54/b). Diğer yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 12. maddesi, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesine kesin yetki kuralı olarak benimsemiştir. Anılan HMK. 12. ve MÖHUK 21/4. maddedeki ayni haklara ilişkin kural birlikte değerlendirildiğine; Türkiye'de bulunan taşınmazlar bakımından, Türk Mahkemelerinin münhasır yetkili olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Bunun sonucu olarak; bir yabancı mahkeme, Türkiye'de bulanan taşınmaz hakkında ayni hak tesisine ilişkin bir karar verirse; mühhesır yetki engeli sebebiyle bu kararın tanıma/tenfizi mümkün olmayacaktır. Bu açıklamalar karşısında tanıma/tenfizi istenen yabancı mahkeme (Rusya Federasyonu Mahkemesi) kararı değerlendirildiğinde; evlilik malı netiliğindeki Türkiye/Marmaris'teki taşınmaza ait karar, ayni hak tesisine ilişkin değildir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Dava dilekçesinde, tanıma kararı verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dairemizin 23.01.2014 tarihli geri çevirme kararı gereği tam olarak yerine getirilmeden dosya gönderilmiştir. Davacı vekiline tebligat yapılmadan, karar ve temyiz dilekçesi davacı asile tebliğ edilmiştir. Dava tanıma isteğine ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 74. maddesi uyarınca vekil açıkça yetki verilmemiş ve hangileri hakkında yetki verildiği açıklanmadıkça kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili davaları açamaz ve takip edemez....
Tanıma yada tenfiz kararı kesinleştiği tarihten itibaren yabancı mahkemenin boşanma kararı hukuki sonuçlarını doğurur, yargısına varıldığı takdirde karşılaşılan şu sonuçları ortaya koymak mümkündür. 1-Mal rejimi yabancı mahkemede açılan boşanma davasının dava tarihinde değil, yabancı mahkeme kararının tanıma ya da tenfizi kararının kesinleştiği andan itibaren sona erer ve tasfiye bu tarihten sonra yapılabilir. 2-Zaman aşımının başlangıcı; zaman aşımı tanıma/tenfiz edilen ve kesinleşen bu kararlardan sonra yabancı boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren değil, yani tanıma ve tenfiz kararının kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlar. 3-Eşler arasındaki evlilik, bu durum karşısında yabancı boşanma kararının tanınmasından ya da tenfizinden sonra kesinleştiği tarihte değil, tanıma/tenfiz karanının kesinleştiği tarihte sona ermiş olur. 4-Boşanmanın fer'i (eki) haklarına ilişkin olarak zaman aşımının yer aldığı TMK.nun 178. maddesindeki bir yıllık özel zaman...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, tanıma beyanının tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, tanıma beyanının tespiti davasında DNA testi yapılmasının yasal olarak zorunlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 295 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 3....
Tanıma tenfiz davalarında yurt dışında mahkemelerce verilen kararların tanıma ve tenfizinin yapılabileceği, Türk Hukukunda boşanma kararlarının mahkemeler tarafından verildiği, bu konuda yürütmenin yetkisinin olmadığı, dolayısıyla yurt dışında mahkeme dışındaki birimler tarafından verilen boşanma kararlarının Türk kamu düzenine açıkça aykırılık teşkil ettiği ve bu nedenle tanıma tenfizinin mümkün olmadığı, buna göre tanıma tenfiz istenilen tarafların boşanmalarına ilişkin kararın Devlet İdaresi tarafından verilmiş karar olduğu, boşanma kararının idari merciler tarafından verildiği, Türk hukuku açısından bağlayıcı bir yönünün bulunmadığı anlaşılmakla, söz konusu ilamın tanınmasına ve tenfizine karar verilmesi kamu düzenine aykırılık nedeniyle mümkün değildir. Bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesince verilen ret kararının yerinde olduğu anlaşıldığından davacının istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....