WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesi uyarınca, re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava, yabancı mahkeme ilamının tanınmasına ve tenfizine yöneliktir. Dosyanın geçirdiği safahatın incelenmesinde; davacı tarafça açılan iş bu davanın Ankara 4. Aile Mahkemesi'nin 2017/1433 E numarasına kaydedildiği, 2017/1433 E 2018/906 K sayılı 15/05/2018 tarihli karar ile iş bu dosyanın Ankara 9. Aile Mahkemesi'nin 2014/1626 E sayılı davacı kadın tarafından açılan velâyet dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, akabinde tekrar ayırma kararı verilerek tanıma-tenfiz davasının Ankara 9. Aile Mahkemesi'nin 2018/1878 E numarasına kaydedildiği ve velâyet dosyasında tanıma-tenfiz davasının bekletici mesele yapıldığı anlaşılmıştır. Tanıma, yabancı mahkeme kararına kesin delil veya kesin hüküm vasfını kazandırır (MÖHUK m. 58)....

Hukuki sebep 6.2.1. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu'nun 50. maddesine göre; "(1) Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. (2) Yabancı mahkemelerin ceza ilâmlarında yer alan kişisel haklarla ilgili hükümler hakkında da tenfiz kararı istenebilir." 51. maddesinde; "(1) Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. (2) Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sâkin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye'de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir." 6.2.2. 5718 sayılı MÖHUK 50-59 maddeleri tanıma ve tenfiz kurumlarını düzenlemekte olup buna göre yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz...

    Tanıma” başlıklı 58.maddesinde; “(1) Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz, (2) İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tâbidir, (3) Yabancı mahkeme ilâmına dayanılarak Türkiye'de idarî bir işlemin yapılmasında da aynı usul uygulanır.” 5718 sayılı Yasanın 53.maddesi gereğince tenfiz ve tanıma davalarında; dava dilekçesine yabancı mahkeme ilamının ve kesinleşme şerhinin o ülke makamlarınca usulen onanmış aslının veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve o ülke yargı makamı, noter veya konsolosluk makamı tarafından onanmış tercümesinin eklenmesi gerekmektedir. Mahkemece bu hususa uyulmaması isabetsizdir. MÖHUK 55. "Madde Tenfiz istemine ilişkin dilekçe, duruşma günü ile birlikte karşı tarafa tebliğ edilir....

    Değerlendirme Davalı-davacı erkek tarafından, tarafların boşanmalarına dair yabancı mahkemece verilen kararın tanınması ve tenfizi için 20.12.2023 tarihinde, İnegöl Aile Mahkemesinde dava açıldığı, yargılamanın devam ettiği görülmektedir. Tanıma ve tenfiz kararının kesinleşmesi halinde, yabancı ilamın kesin hüküm etkisi yabancı mahkeme kararının o ülkede kesinleştiği andan itibaren hüküm ve sonuç doğuracağına göre, taraflar o tarihte boşanmış olacaktır. Bu itibarla, tanıma ve tenfiz davasının neticesi bu davayı etkileyeceğinden, tanıma ve tenfiz kararının kesinleşmesinin beklenerek hasıl olacak neticeye göre hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir. VI....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/846 KARAR NO : 2021/1918 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KULU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/12/2020 NUMARASI : 2020/411 ESAS 2020/672 KARAR DAVA KONUSU : Tanıma Ve Tenfiz KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2020 NUMARASI : 2019/544 ESAS 2020/278 KARAR DAVA KONUSU : Tanıma Ve Tenfiz KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

      in, muris ...’in kardeşi ...’nin torunu olduğunu, davacı vekilinin dava dilekçesinin sonuç kısmında; 02.10.2003 tarihli vasiyetnamenin, Atina Asliye Hukuk Mahkemesinin vasiyetnamenin okunmasına dair kararının, Atina Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen veraset belgesinin ayrı ayrı olarak tanınmasını ve tenfizini talep ettiğini, öncelikle her bir belgenin niteliğine göre tam olarak neyin (tanıma ve/veya tenfiz) talep edildiğinin açıkça belirtilmesi gerektiğini, zira her bir talep için takip edilmesi gereken usul ve uygulanacak mevzuatın farklı olduğunu, dava konusu vasiyetnamenin Türkiye’deki taşınmazların intikaline ilişkin olduğunu, 5718 sayılı MÖHUK'nun 20. ve 43. maddelerine göre Türk Mahkemelerinin münhasır yetkili olduğunu ve yabancı mahkeme tarafından verilen ve kesin hüküm niteliğinde olmayan veraset belgesine dayanarak tanıma veya tenfiz kararı verilemeyeceğini, vasiyetnamenin tenfizi davalarının nispi harca tabi olduğunu, davacının dava konusu taşınmazın değerinin açıklaması...

        Kanunun 50 ilâ 57.maddeleri “tenfiz” e, 58 ile 59.maddeleri ise “tanıma”ya ilişkindir. 5718 sayılı Kanunun; “Tenfiz Kararı” başlıklı 50.maddesinin 1.fıkrasında: “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.” “Tenfiz İstemi” başlıklı 52.maddesinin 1.fıkrasının 1.cümlesinde: “Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir..” " Tenfiz dilekçesine aşağıdaki belgeler eklenir" başlıklı 53.madde de; Dilekçeye eklenecek belgeler "a) Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi. b) İlâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi." olarak belirtilmiştir....

          İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından tanınmasına karar verilen yabanca mahkeme ilamına konu olaya ilişkin kendilerine tebligat yapılmadığını, savunma hakkının kısıtlandığını bu nedenle tanıma-tenfiz talebinin reddine karar verilmesini istinafen talep etmişlerdir. Dosyaya sunulan yabancı mahkeme kararının tercümesi incelendiğinde, karar içeriğinde taraflara tebligatın yapıldığının belirtildiği anlaşılmaktadır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 19/10/2017 tarih, 2016/25373 Esas ve 2017/11365 Karar sayılı ilamında işaret edildiği üzere MÖHUK 54/ç maddesine göre ilgilisine tebligat yapılmaksızın savunma hakkı kısıtlanarak hüküm verilmiş olması tanıma ve tenfiz istemine engel teşkil eder. Başka bir ifadeyle, yabancı mahkemede aleyhine hüküm verilen tarafın savunma hakkının kısıtlanması ilgili tarafa usulü dairesinde tebligat yapılmaması halinde tanıma ve tenfiz talebi reddedilecektir....

          Tanıma ve tenfiz yargılamasına bakan mahkemenin görevi temelde 5718 sayılı yasanın 62. maddesindeki red sebeplerinin olup olmadığını irdelemek ve 4686sayılı MTK hükümlerine göre tanıma ve tenfiz talebini kabul ya da reddetmektir. O halde, somut olayda taraflar arasındaki sözleşme ve tahkim yargılaması, aradaki alacak borç ilişkisini ödünç para manasına gelen “kredi” olarak nitelendirdiğine göre, tanıma ve tenfiz yargılamasını yapacak mahkeme de bu niteleme ile bağlıdır. Yabancı memleketlerde, kredi verme işlemlerinin ülkemizde olduğu gibi banka ve finans kuruluşlarının tekelinde olmaması, başkaca özel yatırımcı kişi ya da şirketler tarafında da, gerek yatırım ortağı alırken ve gerekse de sair surette kredi kullandırılması, yani ödünç para verilmesi de bu durumu değiştirmez. Taraflar tüzel kişi tacir olup, aradaki ilişki iç mevzuatımız yönünden, 6102 sayılı TTK’nın 4/1(f) maddesinde belirtildiği gibi ödünç para verme işlemidir....

            UYAP Entegrasyonu