Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; yabancı mahkeme kararınını usulune uygun olarak onanmış kesinleşme şerhli aslı ile onanmış tercümesinin sunulduğu, nafaka davasının Türk Mahkemelerinin münhasır yetki kapsamında kalmadığı, usul ve esas yönünden kamu düzenine aykırı bir uygulama tespit edilmediği, tanıma ve tenfiz şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulü ile........

    Tanıma yada tenfiz kararı kesinleştiği tarihten itibaren yabancı mahkemenin boşanma kararı hukuki sonuçlarını doğurur, yargısına varıldığı takdirde karşılaşılan şu sonuçları ortaya koymak mümkündür. ...-Mal rejimi yabancı mahkemede açılan boşanma davasının dava tarihinde değil, yabancı mahkeme kararının tanıma ya da tenfizi kararının kesinleştiği andan itibaren sona erer ve tasfiye bu tarihten sonra yapılabilir. ...-Zaman aşımının başlangıcı; tanıma/tenfiz edilen ve kesinleşen bu kararlardan sonra yabancı boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren değil, yani tanıma ve tenfiz kararının kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlar. ...-Eşler arasındaki evlilik, bu durum karşısında yabancı boşanma kararının tanınmasından ya da tenfizinden sonra kesinleştiği tarihte değil, tanıma/tenfiz karanının kesinleştiği tarihte sona ermiş olur. ......

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/43 KARAR NO : 2021/104 DAVA : Tanıma Ve TenfizDAVA TARİHİ : 21/02/2020 KARAR TARİHİ : 03/02/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalılardan ----arasında davacıya ait ürünlerin ---- tarihinden geçerli olmak üzere,----- tarafından satılmasına ilişkin münhasır bir ---- imzalandığını; bu Sözleşme uyarınca diğer davalı -------- imzalandığını; Davalı ----- uyarınca davacı şirkete ----ödeme yapması gerekirken yapmadığını; bunun üzerine taraflar arasında ---- tarihinde------imzalandığını; bu Protokol ile öngörülen tarihlerde davalılar tarafından ödeme yapılmaması üzerine davacı şirket tarafından ---- feshedildiğini ve bu protokolde yer alan tahkim şartı uyarınca ----- tahkim yargılaması başlatıldığını ve ---- tarafından seçilen tek hakem tarafından, davalıların ---- davacı şirkete -------- tutarındaki borç için...

        Davalı vekili istinaf dilekçesi ile MÖHUK'nun 51. maddesinde yer alan "Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir." şeklindeki hüküm gereğince görevli mahkemenin açıkça belirtildiğini, tanıma ve tenfiz davalarında mahkemenin, sadece tenfiz şartlarını incelediğini, diğer bir ifade ile tanıma ve tenfiz mahkemesinin içerik denetimi yapmadığını, dolayısı ile tanıma ve tenfiz davalarının asliye ticaret mahkemesi olarak ihtisas mahkemelerinde görülmesinin gerekmediğini, bu nedenle mahkemenin görevsiz olduğunu, somut uyuşmazlık kapsamında, tanıma ve tenfiz davalarında aranan "Kararın Kesinleşmiş Olması" ön şartının yerine gelmediğini, dava dilekçesinin ekinde sunulmuş olan deliller arasında Tunus Mahkemelerinin vermiş olduğu kararlar bulunduğunu, ancak, davacının Tunus Mahkemelerinde kararların nasıl kesinleştiğine ilişkin herhangi bir belge sunmadığı gibi kesinleşme şerhini de dilekçesine eklemediğini, dava dilekçesi ekinde yer alan Tunus Cumhuriyeti Temyiz Mahkemesi tarafından...

          Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/05/2016 tarih ve 2015/175-2016/182 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı, ..... ... Yöresel Mahkemesinin 30178/09 esas sayılı kararının tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, 5718 sayılı MÖHUK’un 51. maddesine göre tanıma ve tenfiz davalarının kendisine karşı tenfiz istenen kişinin ikametgahının olduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği, müvekkilinin merkezinin ...-... Karayolu .... K....ı –.... adresinde olduğunu, yetkili mahkemenin ..... Mahkemeleri olduğundan bahisle yetki itirazında bulunmuş, davanın reddini talep etmiştir....

            nedeniyle mirasçılık belgesinin hasımlı olması ve iki ülke arasında bu hususta Tapu Kanununun 35. maddesine göre hukuki ve fiili karşılıklılığın bulunması ve aynı maddeye göre taşınmaz edinme şartlarının mevcut olması gerektiğini bildirerek tanıma ve tenfiz şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir....

            Tanıma ve tenfiz kararının önemi dolayısıyla yabancı kararı veren mahkemenin hangi mahkeme olduğuna bakılmaksızın asliye mahkemelerinin görevli olması uygun görülmüştür. Burada, tanıma ve tenfiz davasının, yerel mahkeme içinde sulh hukuk mahkemesine göre daha üst düzey bir mahkeme olan asliye mahkemesi tarafından bakılması amaçlanmıştır (Nomer, E.: Devletler Hususi Hukuku, İstanbul 2013, s. 492). Yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizinde asliye mahkemeleri de görev ilişkisi çerçevesinde davaya bakar ( HGK 15.06.2016 tarihli ve 2014/19- 1090 E., 2016/819 K.). Görüldüğü üzere ilgili madde, asliye mahkemesini görevli kabul etmekte ve davanın konusunu teşkil eden ihtilafın niteliğini göz önünde bulundurmamaktadır. İhtilâfsız yargı alanında verilen mahkeme kararlarının tanınması da aynı hükümlere tabi tutulmuştur (MÖHUK m. 58/2)....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/584 ESAS 2021/461 KARAR DAVA KONUSU : Tanıma ve Tenfiz KARAR : Tanıma ve tenfiz talebi sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacının Almanya Federal Cumhuriyeti Spaichingen Sulh Hukuk Mahkemesinin 23/10/2018 tarih ve 3XVII 295/18 dosya numaralı kararı ile Sevim Kedikli'nin vasisi olarak atandığını ve akabinde bu işlemi yerine getirmeye başladığını, Kısıtlı Sevim Kedikli'nin isminin kararda T3 olarak geçtiğini, ek bir karar ile aynı dosya numarası üzerinden bu yanlışlığın düzeltildiğini, bu süreçte davacının kısıtlının ülkeye dönüş yaptığını, anılan kararın Türkiyet'de henüz bir gerçerliliğinin olmadığını, bu sebepten dolayı kısıtlının işlemlerinde sıkıntılar yaşandığını, davacının ve kısıtlının daha fazla hak...

              Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/374 Esas sayılı dosyası ile aynı dava açıldığını söz konusu davanın reddedildiğini, tarafları ve konusu aynı daha önce açılmış bir dava olduğundan derdestlik itirazlarının bulunduğunu, davacının dava dilekçesinde dayanmış olduğu iddiaları somutlaştıramamış ve hangi delil ile neyi ispatlayacağını belirtmediğini, vasiyetnamenin açılması ve onanmasına ilişkin olarak verilen yabancı mahkeme kararının tanınmasını ve tenfizini talep ettiğini, böyle bir vasiyetnameden haberleri olmadığını, gerçek bir vasiyetname olmadığını, hiç bir şekilde bu vasiyetnameyi kabul etmediklerini, ayrıca davaya konu kararın yurtdışında usulüne uygun olarak kesinleştirilmediğini, Türkiye'nin münhasır yetkisine giren konuda tanıma ve tenfiz kararı verilemeyeceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....

                Taraflar arasındaki tanıma ve tenfiz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

                  UYAP Entegrasyonu