Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, vesayete ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir. Davaya konu istem, yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine ilişkin bulunmaktadır. Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)’un ikinci kısmının ikinci bölümünde düzenlenmiştir. Kanunun 50 ilâ 57. maddeleri tenfize, 58 ile 59. maddeleri ise tanımaya ilişkindir. 5718 sayılı Kanun'un; “Tenfiz Kararı” başlıklı 50. maddesinin 1. fıkrası uyarınca: “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.” “Tenfiz İstemi” başlıklı 52. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesine göre; “Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir.”...

O nedenle tahkim davasının hakem veya hakem kurulunca reddedilmesi ya da hakem kararının icra edilebilir hale gelmesiyle ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararının kendiliğinden ortadan kalkacağı kuralına yer verilmiştir." şeklinde ifade edildiğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığa ilişkin Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) nezdinde devam etmekte olan ve tahkim yerinin de Cenevre, İsviçre olduğu tahkim yargılamasının devam ettiğini, tedbire itirazın yabancı hakem heyeti tarafından değerlendirilmesi ve kabul edilmesi durumunda ayrıca bu kararın tanıma ve tenfiz sürecinden geçmesi gerektiğini, tanıma ve tenfiz yönünden Türkiye hukukunda uygulanabilecek iki ana düzenlemenin New York Konvansiyonu ve MÖHUK olup, New York Konvansiyonu 5/1 maddesine göre yabancı hakem kararlarının taraflar bakımından bağlayıcı olmaması halinde tanıma ve tenfiz talebinin reddedileceğinden, MÖHUK 60 maddesine göre ise kesinleşmmemiş ve icra kabiliyeti kazanmamış yabancı hakem kararların tenfizi mümkün olmadığından...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dosyanın ve icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından tanıma tenfiz davasında alınan ihtiyati haciz kararına istinaden davacılara 89/1 haciz ihbarnamelerinin gönderildiği, şikayetçilerin 89/1 haciz ihbarnamelerine itirazları üzerine, davalı alacaklı vekilinin talebi üzerine icra müdürlüğünce 28.10.2020 tarihinde İİK 120/2 maddesi gereğince yetki belgesi verilmesi talebinin kabulüne karar verildiği, davalı alacaklı ve davacılar arasında arabuluculuk sürecinin 11.11.2020 tarihinde başladığı, 17.12.2020 tarihinde arabuluculuk görüşmesinin sonlandığı, davacıların 03.12.2020 tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak alacaklı lehine düzenlenen yetki belgesinin iptalinin talep edildiği, 04.12.2020 tarihli müdürlük kararıyla talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

    Kanunun 50 ilâ 57.maddeleri “tenfiz” e, 58 ile 59.maddeleri ise “tanıma”ya ilişkindir. 5718 sayılı Kanunun; “Tenfiz Kararı” başlıklı 50.maddesinin 1.fıkrasında: “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.” “Tenfiz İstemi” başlıklı 52.maddesinin 1.fıkrasının 1.cümlesinde: “Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir..”...

      Sözü edilen düzenlemede; yabancı mahkemelerce verilen boşanma kararları için Türk mahkemelerince tenfiz veya tanıma kararı verilip, tanıma ve tenfiz kararının kesinleşmesi halinde; boşanma tarihinin tanıma ve tenfiz kararının kesinleşme tarihi değil; yabancı mahkemece verilmiş olan kararın kesinleşme tarihi olacağı kabul edilmiştir. Aynı Yönetmeliğin 157.maddesinde: "(1)… ….Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun hükümleri uyarınca, yabancı devlet mahkemelerinden verilen ve ilgili devletin kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların işleme konulabilmesi için, yetkili Türk mahkemesince tenfiz edilmesi veya tanınması zorunludur. (2) Devletimizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin bu konudaki hükümleri saklıdır." düzenlemesi yer almaktadır. Bu hükme göre de, yabancı mahkeme kararlarının Nüfus Müdürlüklerince işleme konulabilmesi için, yetkili Türk Mahkemesince tenfizi veya tanınması gerekmektedir....

        tahkim kararında lehine hükmedilen tutara kadar davalıların mal varlığı ile üçüncü kişiler nezdindeki hak ve alacakları üzerinde ihtiyati haciz kararı tesis edilmesini talep ederek, davanın kabulüne tahkim kararının hüküm bölümünde tesis edilen 1.,2.,3.,4.,5.,6.,7.,8., ve 12 maddeleri ile tesis edilen kararların tenfiz edilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....

          CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, mahkemenin yetkili olmadığını, dosyanın yetkili Ankara Mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini, Alman Mahkemesinde görülen dava sırasında davalının cezaevinde hükümlü olarak kalmakta olduğunu, Türk Medeni Kanununa göre hükümlülere vasi tayini yapılmadan haklarında dava görülmesinin mümkün olmadığını, davalının Alman Mahkemesinde görülen davada vasi tayin edilmeden davayı devam ettirmek zorunda kaldığını, kendisini yeterince savunamadığını, Alman Mahkemesinin vermiş olduğu kararın Türk Medeni Kanununa aykırı olmasından dolayı, mahkeme kararının tenfizi ve tanınmasının mümkün olmadığını, tanıma ve tenfiz davasının şartları MÖHUK 54.maddede belirli olarak sayıldığını, tanıma ve tenfiz davasının şartlarının; mütekabiliyet, kamu düzenine aykırı olmamak, savunma hakkının ihlal edilmemiş olması, münhasır yetkiyi aşmamak şeklinde olduğunu, her ne kadar dava konusu olay, tanıma ve tenfiz davasının şartlarını...

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/654 Esas KARAR NO : 2021/197 DAVA : Tanıma Ve TenfizDAVA TARİHİ : 13/12/2019 KARAR TARİHİ : 11/03/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Finlandiya Ticaret Odası Tahkim Enstitüsünün 09/2018 dava no’lu nihai kararının tenfizi ile anılan karar uyarınca davacı müvekkiline ödenmesi öngörülen meblağın, kararda belirtilen tarih ve yüzdeler üzerinden hesaplanacak faiz tutarları ile birlikte tahsilini, tenfiz olunacak kararda hükmedilmiş bulunan meblağ için davalı tarafın menkul ve gayrımenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine başkalarına devir temlik ve teslimini de önlemek zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

            Görüldüğü üzere sözleşme, iki grup tenfiz engeli düzenlemiştir. Birinci gruptakiler davalı tarafından savunma olarak ileri sürülüp ispat edilmesi gereken tenfiz engelleri, ikinci gruptakiler ise mahkemece resen gözetilecek tenfiz engelleridir. Esasen tanıma ve tenfiz davalarında taraflar, maddi vakıaların yeniden tartışılmasını isteyemez ve tenfiz davasında mahkemece yapılacak inceleme, tanıma ve tenfiz engellerinin mevcut olup olmadığıyla sınırlıdır. Mahkeme, hakem kararının maddi hukuk yönünden isabetli olup olmadığı denetleyemez. Aleyhine tanıma ve tenfiz talep edilen taraf, ancak tenfiz şartlarının bulunmadığını (tenfiz engellerinin mevcut olduğunu) öne sürerek itiraz edebilir. Yani, uyuşmazlığın esasına ilişkin savunma sebeplerine dayanamaz ve bunlara ilişkin olarak delil gösteremez. Bu nedenlerle, davalı vekilinin hakem kararının esasına dair iddialarının dinlenmesi mümkün değildir....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/264 Esas KARAR NO : 2023/405 DAVA : Tanıma Ve TenfizDAVA TARİHİ : 30/01/2020 KARAR TARİHİ : 24/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıların ----- Bölge Mahkemesi ----. Hukuk Dairesi'nin ----- dosya numaralı ilamına göre kredi geri ödemesi nedeniyle müvekkiline borçlandığını, ancak borçlarını ifa etmeyen davalılara karşı müvekkili tarafından açılan davanın 21.01.2019 tarihinde görülen duruşmasında tarafların mahkemece sulhe davet edilerek; dava dilekçesi ekinde sundukları ilamın;"Davalılar, davacıya 476.150,00 euro tutarında meblağın yanı sıra geçerli temel faiz oranı üzerinden 01.04.2017 tarihinden bu yana işleyen %5 oranında faiz ödeyecekler. Davacı, davalıların 1....

                UYAP Entegrasyonu