nun adının Alman makamlarınca verilen kararlarda adının geçmediğini ve taraf sıfatının bulunmadığını, dava dilekçesinde sadece tanıma talep edilmesine rağmen, mahkemenin talebi aşarak "tanıma ve tenfize" hükmettiğini, dava dilekçesinin asil değil vekili olduğundan bahisle Av. ....'e tebliğ edildiğini, adı geçen avukata verilen vekaletnamede kabul yetkisinin bulunmadığını, 5718 sayılı MÖHUK'nun 41 ve 51. maddeleri uyarınca ......
Bu düzenlemeyle, yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarih ile tanıma tenfiz kararının kesinleştiği tarih arasındaki ara dönemdeki belirsizlik ortadan kaldırılmıştır. Aksi düşünceyle, on yıllık zamanaşımı süresini yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihte başlatmak; tanıma tenfiz kararı verilene kadar geçen sürede eşler, Türk Kanunlarına göre halen evli sayılacaklarından, ara dönemde boşanmaya bağlı olarak Türkiye de açılacak tazminat, nafaka, velayet ve mal rejiminin tasfiyesi gibi bazı dava haklarından yararlanma imkanı olmayacak, açılmış davaların da görülebilirlik ön koşulu (evlilik devam ettiğinden) gerçekleşmediğinden reddedilmesi sonucu ile karşılaşılacaktır. Başka bir anlatımla, tanıma tenfiz kararından önceki ara dönemde, taraflar boşanmaya bağlı diğer dava haklarını kullanamayacak, ancak zamanaşımı işlemeye devam edecektir....
Yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından alınan ön lisans, lisans, yüksek lisans diplomalarının tanıma ve denklik işlemlerinde uyulacak usul ve esasları belirlemek amacıyla 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 7. maddesi, Avrupa Bölgesinde Yükseköğretimle İlgili Belgelerin Tanınmasına İlişkin Sözleşme ve Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hukukuna Göre Kurulmuş Olan Üniversitelerin Karşılıklı Tanınmasına Dair Milletlerarası Anlaşma hükümlerine dayanılarak, Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Tanıma ve Denklik Yönetmeliği hazırlanmıştır....
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili aracı satın aldığı tarihten itibaren bütün hava yastıklarını faaliyete geçirecek ateşleme fişeğinin değişmesi gerektiği problemi yaşandığını, yerel mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda tespiti gerçekleştirilmeyen bir arıza ya da süre gelen bir araca ait sorun tespiti yapılamamasının ayıp durumu olarak kabul edilmemesinin hukuken mümkün olmadığını, müvekkilinin satın aldığı otomobilin beklenilen amacı sağlayacak vasıfları taşımadığından ayıplı kabul edilmesi gerektiğini, dava da herhangi bir taraf ehliyeti olmayan davacının eşinin beyanının hükme esas alınamayacağını, beyanı esas alınacaksa bile müvekkilinin onarım talebini kabul etmemiş olmasının Tüketicinin Korunması Hakkında Kanundan doğan haklarını kullanımına engel olmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, Salim ve İsmail Balcı'nın muris T4'nın Ayşe'den olma çocukları olduğunun tespitine ilişkindir. 4721 sayılı TMK'nın 282. maddesi uyarınca, anne ile çocuk arasındaki soybağı doğum ile; baba ile çocuk arasındaki soybağı ise “anne ile evlenme”, “tanıma” ve “hakimin hükmü” ile kurulmaktadır. Diğer taraftan, evlat edinme de soybağı oluşturan hallerdendir. TMK'nın 285. maddesinde yer alan “babalık karinesi” uyarınca, evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile kendiliğinden kurulacağından, anne yönünden soybağı tesisi amacıyla değil, sadece, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti amacıyla dava açılabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Dava dilekçesinde, babalığın tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dairenin geri çevirme kararının gereği tam olarak yerine getirilmeden dosyanın gönderildiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hükümlü veya tutuklunun kaçması HÜKÜM : Hükümlülük Gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazların reddine, ancak; TCK.nun 292.maddesinde düzenlenen hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunda failin CMK.nun 101. maddesi uyarınca hakkında tutuklama kararı verilmiş yada hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü bulunan bir kimse olması gerektiği sözkonusu suçların özgü suç niteliğinde olup bu suçların yalnızca durum ve sıfatı anılan maddelerdeki tanıma uyan kişilerin işleyebileceği gözetilip bu ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde; savunmasının tespiti amacıyla hakkında yakalama emri düzenlenen sanığın kendisini yakalayan kolluk görevlilerinin elinden kaçması şeklindeki eyleminde atılı suçun unsurları oluşmadığı gözetilerek CMK’nun 223/2...a maddesi uyarınca beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hükümlü veya tutuklunun kaçması HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazların reddine, ancak; TCK.nun 292. maddesinde düzenlenen hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunda failin CMK.nun 101. maddesi uyarınca hakkında tutuklama kararı verilmiş yada hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü bulunan bir kimse olması gerektiği sözkonusu suçların özgü suç niteliğinde olup bu suçların yalnızca durum ve sıfatı anılan maddelerdeki tanıma uyan kişilerin işleyebileceği gözetilip bu ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde; savunmasının tespiti amacıyla hakkında yakalama emri düzenlenen sanığın, polis merkezine teslimi sonrasında polis merkezinden kaçması şeklindeki eyleminde atılı suçun unsurları oluşmadığı gözetilerek CMK’nun 223/2-a maddesi uyarınca beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün...
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince, mahkemece kendi ikametgahlarında mirasın gerçek reddini, talep edenlerin isteğinin süresinde olup olmadığı ve reddedenlerin mirasçılık sıfatının bulunup bulunmadığının tespiti ile süresinde başvuru ve usulüne uygun bir talep bulunduğunun anlaşılması halinde ret beyanının tespitine, ret beyanının özel kütüğe tescili için ise kararın bir örneğinin murisin son ikametgahı veya Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken belirtilen husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, 17/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Münhasır yetki konusu, Türk Hukuku bakımından bir tanıma/tenfiz engelidir. (MÖHUK m.54/b). Diğer yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 12. maddesi, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesine kesin yetki kuralı olarak benimsemiştir. Anılan HMK. 12. ve MÖHUK 21/4. maddedeki ayni haklara ilişkin kural birlikte değerlendirildiğine; Türkiye'de bulunan taşınmazlar bakımından, Türk Mahkemelerinin münhasır yetkili olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Bunun sonucu olarak; bir yabancı mahkeme, Türkiye'de bulanan taşınmaz hakkında ayni hak tesisine ilişkin bir karar verirse; mühhesır yetki engeli sebebiyle bu kararın tanıma/tenfizi mümkün olmayacaktır. Bu açıklamalar karşısında tanıma/tenfizi istenen yabancı mahkeme (Rusya Federasyonu Mahkemesi) kararı değerlendirildiğinde; evlilik malı netiliğindeki Türkiye/Marmaris'teki taşınmaza ait karar, ayni hak tesisine ilişkin değildir....