ın baba olduğuna dair belirlemeler bulunmaktadır. 6758 sayılı MÖHUK'nın tenfiz hükümlerine göre yabancı mahkeme ilâmı bir tenfiz kararına konu edilerek kütüğe işlenmiş değildir. Ancak, davacının talebi, tanıma/tenfiz olmayıp babalığın tesbitine ilişkin olup, Medenî Kanuna göre Sayat'ın (MK. m. 301) babası olduğunun tesbiti hakkındadır. Bu nedenle dava soy davası olup, Aile Mahkemesince görülmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Çorlu 1. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 04/11/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Davalı vekili, tenfiz koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın usul ve esas yönünden reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamına göre, tenfiz kararı verilmesi için yasaca aranan tenfiz koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 25/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalılar aleyhine Almanya Krefeld Eyalet Mahkemesi'ne açtığı alacak davasının kabul edilerek kesinleştiğini, tenfiz koşullarının gerçekleştiğini ileri sürerek, anılan mahkeme kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, tenfiz koşullarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, tenfiz koşullarının oluştuğu, Türkiye ile Almanya arasında kararların tenfizine ilişkin fiili uygulamanın bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tenfiz Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, ... Mahkemesi'nin 21.12.2004 tarihli boşanma kararının tenfizini talep etmiş, mahkemece; davalı kadının başvurusu sonucu ... 1. Aile Mehkemesi'nin 24.04.2013 tarihinde kesinleşen E.2012/791 sayılı dosyasında dava konusu yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmesinin eldeki davada tenfiz kararı verilmesine engel olmayacağı ve tenfiz koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, yabancı mahkeme ilamının tenfizine karar verilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; dava konusu yabancı mahkeme ilamının yalnızca boşanma hükmü içerdiği anlaşılmaktadır. Olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme hakime aittir....
Tenfiz kararından sonra davacı kadının başka bir erkekle evlendiği ve halen evli olduğu bildirildiği halde başka bir erkekle evli olan kadına, boşandığı kocasının tedbir ve yoksulluk nafakası vermesi Türk Hukuku ile bağdaşmamaktadır. Açıkladığım sebeplerle değerli çoğunluğun farklı düşüncesine katılmıyorum....
Sulh Mahkemesinin 12/06/2014 tarih 25 XVII Y 49 sayılı tedbir kararı ve 29.01.2015 tarihli kesin kararı ile eşinin kısıtlı adayına vasi olarak atandığını belirterek söz konusu kararların Türkiye'de tanınması ve tenfizini talep etmiştir. 5718 sayılı MÖHUK'nın 51. maddesinde tenfiz kararlarını vermeye görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu düzenlenmiştir. Düzenlemede tenfiz kararının hangi konudaki yabancı mahkeme kararına ilişkin olduğu hususunda bir ayrım yapılmamıştır. Bu durumda, anılan yasal düzenleme karşısında uyuşmazlığın ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 14.06.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Sivil Hukuk Dairesinin 2 O 294/08 numaralı dosyasında verilen 06.10.2009 tarihli kararın ve yargılama masraflarına dair masraf tespit kararının kesinleştiğini ve tenfiz şartlarının oluştuğunu ileri sürerek, bu kararın ve yargılama masraflarına dair masraf tespit kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket vekili; yabancı mahkeme tarafından müvekkilinin savunma hakkının ihlal edildiğini, bu nedenle kararın tenfiz edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; tenfizi istenen yabancı mahkeme kararın kamu düzenine aykırı olduğunun ileri sürülemeyeceği, davaya konu ilamın tenfiz koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir....
Türk tenfiz hukuku yabancı mahkeme kararlarının taşıdığı hükümlerin açıkça Türk kamu düzenini ihlal edip etmeyeceği konusu ile ilgilenir. Bu kapsamda yabancı mahkeme kararlarının alınış sürecindeki usul tenfiz hâkimi tarafından incelenip nazara alınamaz. Tenfiz hakimine kararın gerekçesini incelemek ve dikkate almak görevi ve yetkisi dahi verilmemiştir Tenfiz şartları bu kuralların nasıl ve hangi ölçüde tenfizi engelleyeceğini ayrı ayrı göstermiştir....
Yabancı mahkeme kararının tenfiz edilmesinde hukuki yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir. Tenfiz istemi görevli ve yetkili mahkemeye verilecek bir dilekçe ile olur (5718 sayılı Kanun m. 52). Bu dilekçeye; yabancı mahkeme ilâmının ve bu ilâmın kesinleştiğine ilişkin belgenin, o ülke makamlarınca usulen onanmış aslının veya onaylı sureti ile bu belgelerin onanmış tercümelerinin eklenmesi zorunludur (5718 sayılı Kanun, m. 53). 4....
Bu istek tanıma ve tenfiz istenilen yabancı mahkeme kararında yer almadığı gibi, tanıma ve tenfiz davasının eki niteliğinde bulunmayan bağımsız bir taleptir. Davacı, aynı davalıya karşı olan, aynı yargı çeşidi içinde yer alan birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir (HMK md. 110). Yatırılan başvurma harcı da, bağımsız taleplerin hepsini kapsar. Ne var ki, tanıma ve tenfız davasından bağımsız, onun eki niteliğinde olmayan bu talebin incelenebilmesi, bununla ilgili maktu peşin harç noksanlığının tamamlanması halinde mümkündür. Maktu peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunamaz (Harçlar K. md. 30)....