Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, orman içinden geçen davalıya ait elektrik hattının kopması nedeniyle orman yangını meydana geldiğini, 3 hektar ormanlık alanının yandığını, ağaçların tamamen hayatiyetlerini kaybettiğini belirterek zararın giderilmesini istemiştir. Davalı, herhangi bir kusurunun bulunmadığını, olay mahallinde orman arazisi olarak gösterilmesine rağmen sadece sürgün adı verilen otsu bitkiler olduğunu, dava konusu yerde olay öncesinde bir arıza meydana gelmediğini, mevzuat uyarınca direk etrafında ve hat boyunca ekinlerin olmaması gerektiğini, davacının kendi sorumluluğundaki orman arazisini koruyup kollama görevini yerine getirmediğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir....

    Ceza dosyasında hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda : suç konusu yerin, tamamının kesinleşmiş orman sınırları içinde "Devlet ormanı sayılan yerlerden" olduğu, suça konu sahanın Orman Yasasının 2/B maddesi "Orman sınırları dışında çıkarılan yerlerden" olmadığı, fen bilirkişi tarafından yapılan ölçümde açma yapılan sahanın içerisindeki maki florasının tahra ile kesilerek temizlendiği , toplam 22.565, 55 M2 alanda yaşlı delice köklerinden çıkan zeytinlerin sürgünleri aşılanarak sahanın zeytinliğe dönüştürüldüğünü , 3 ile 15 yaş arasında aşılama zeytin fidanı olduğunu, sahada 5- 7 yıl önce tahra ile kesilmiş maki elemanlarının kök izlerinden anlaşıldığını, sahada toprak işlemesi yapılmadığını ,suç tarihi ile suç tutanağının uyumlu olduğu, suça konu sahada orman örtüsünün tamamının temizlenerek orman örtüsünün tahrip edilmiş olduğu bu nedenle tahrip edilen saha üzerinde idarenin ağaçlandırma gideri zararı oluştuğu, suça konu sahanın Orman Yasasının 114.maddesine göre "ağaçlandırma...

    e ait balyalama makinesinden sıçrayan kıvılcım nedeniyle tarlada başlayan yangının ormana sıçraması nedeniyle çıkan orman yangını sonucu meydana gelen maddi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalılardan ..., kusurunun olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ...'in sorumluluğu olmadığından bu davalı yönünden davanın reddine, davalı ...'in araç maliki olarak kusursuz sorumlu olduğu, davalı ...'in ise balyalama makinesini kullanan kişi olduğundan çıkan yangından ve zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle bu davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya arasında bulunan Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2009/331 esas, 2011/110 karar sayılı dosyası içeriğinden sanık-davalılar ... ve ...'in taksirle orman yangınına sebebiyetten mahkumiyetlerine karar verildiği ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır....

      Şöyle ki; Dairemizin bozma ilamından önce yapılan keşif sonrası düzenlenen 09/04/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda, davalıların eylemleri neticesinde toplam 158 adet sedir ağacının tepe sürgünlerinin tahrip olduğu, buna göre davacı idarenin 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 112. maddesine göre 6.692,88 TL fidan zararı, aynı kanunun 114. maddesine göre ise 654,84 TL ağaçlandırma gideri zararı olduğu belirlenmiştir. Dairemizin 13/12/2017 tarihli 2016/2311 esas ve 2017/8280 karar sayılı bozma ilamında ise yalnızca, davacının Orman Kanunu’nun 114. maddesine göre hesaplanan ağaçlandırma giderine yönelik talebinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamına aykırı davranılarak davanın tümden reddine karar verilmiştir....

        Mahallî rayiç; bu Kanuna aykırılık oluşturan fiilin işlendiği yere en yakın orman satış istif yerinde, söz konusu orman mahsulü emvalin bir evvelki yıla ait bilanço döneminde yapılan açık artırmalı satışlarda aynı cins ve türdeki emval için beliren satışlar ortalamasıdır. 112 nci maddenin son fıkrası hükmü bu madde için de geçerlidir." şeklinde düzenlenmiştir. 3. Anılan Kanunun 114 üncü maddesi; " Her türlü orman suçları ile tahrip olunan veya yakılan sahalar için, bu Kanunda yazılı tazminattan başka ayrıca, ağaç cinsine göre cari yıl içindeki mahalli birim saha ağaçlandırma gideri esas tutularak ağaçlandırma masrafına da hükmolunur. 112 nci maddenin son fıkrası hükmü bu madde için de aynen uygulanır. (Ek fıkra: 23/01/2008-5728/221 md.) Bu Kanunun 112 ve 113 üncü maddeleri ile bu madde hükümleri uyarınca açılacak tazminata ve ağaçlandırma giderine ilişkin davalar hukuk mahkemesinde görülür. Bu davalarda orman idaresi harçtan muaftır. " şeklinde düzenlenmiştir. 3....

          , kesin izinlerde ise; ağaçlandırma bedeli, arazi izin bedeli, orköy bedeli ve erozyon bedelinin alınacağının düzenlendiği, dolayısıyla idare tarafından verilen izinler nedeniyle orman sayılan alanda izin verilmesi sonucu bu yerlerin ağaçlandırılması için yapılacak giderlerin karşılığı olarak alınacak bedel olarak ön izin bedeli, ağaçlandırma bedeli, arazi izin bedeli, orköy bedeli ve erozyon bedelinden söz edildiği, bunun dışında "ilave ağaçlandırma bedeli" adı altında bir yükümlülüğün düzenlenmediğinin görüldüğü, uyuşmazlık konusu olayda; davacı şirkete RES faaliyetinde bulunmak üzere usulüne uygun olarak izin aldığı orman vasıflı arazi için ağaçlandırma bedeli ödemesi gerektiği konusunda duraksama bulunmamakla birlikte davacı şirketten istenen ilave ağaçlandırma bedelinin yasal dayanağının bulunmadığı, her ne kadar dava konusu işlemler 16/07/2013 tarih ve 880 sayılı Genelge gereğince tesis edildiği ifade edilmiş ise de; anılan genelge içeriğinde ilave ağaçlandırma bedelinin yasal dayanağının...

            YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğünün … gün ve E-… sayılı işleminin 989.153,88-TL (KDV dahil) ilave ağaçlandırma bedeline ilişkin kısmının iptali istenilmiştir....

              Davacı idare, davalının ormandan işgal ve faydalanma eyleminde bulunduğunu iddia ederek ağaçlandırma gideri isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar vermiştir. Dosya kapsamından; davalının Sulh Ceza Mahkemesi 2012/337 esas, 2012/839 karar sayılı dosyasında yargılandığı, 6831 sayılı Kanunu'nun 93/1 maddesi gereğince işgal ve faydalanma suçundan cezalandırıldığı, kararın Yargıtay 3. Ceza dairesi tarafından onandığı anlaşılmış olup, davalının ağaç kestiği davacı tarafından kanıtlanamamıştır. Davalı ceza davasında açma suçundan mahkum olmamıştır. Her ne kadar alınan bilirkişi raporunda, davalının eylemi nedeni ile orman örtüsüne zarar verildiği belirtilmiş olsa da, davalı tarafından gerçekleştirilmiş ağaç kesme eylemi söz konusu olmadığından ağaçlandırma gideri zararı oluşmamıştır....

                Davaya konu orman vasfında olduğu tespit edilen yere 7-8 yaşlarında fındık fidanlarının dikildiği ve davalı tarafça bakımının yapıldığı işgal ve faydalanmanın sürdüğü bu şekilde doğal orman örtüsünün oluşumunu engellediği sabittir.Dosya içeriğine ve yerel mahkemenin kabulüne göre ormanda işgal ve faydalanma yapmış olan davalının eylemi 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 93. maddesine uyan orman suçunu oluşturduğu ve bu halde orman alanının olağan halinin bozulduğu ve bu halde her türlü orman suçunda tahrip edilen sahanın ağaçlandırma giderine hükmedileceğini açıklayan Orman Kanunun 114. maddesine göre ağaçlandırma giderine hükmedilmesi gerektiği halde yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                  Mahkemece, açma yapıldığı iddia edilen yerin orman sayılan yerlerden olmadığı, bu nedenle ormandan açma yapılmasının söz konusu olmadığı, ağaçlandırma gideri ve tazminata hükmedilmesinin de mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından ve bilhassa ceza dosyasında keşif sonucu alınan 21/04/2007 tarihli bilirkişi raporundan, davaya konu sahanın orman sayılan yerlerden olduğu, sahanın üzerinde herhangi bir ağaç kesme ve diri orman örtüsü yok etme eylemine rastlanmadığı, fiilin işgal ve faydalanma olduğu, ceza dosyasında da işgal ve faydalanma suçundan hüküm kurulduğu, dosya kapsamında dinlenen tanık beyanlarından taşınmazın, davalılardan önce murisleri olan babaları tarafından kullanılageldiği, davalıların açma yaptıklarının davacı kurum tarafından kanıtlanamadığı, bu durumda Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre ağaçlandırma gideri ve tazminata hükmedilmesine yer olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemenin gerekçesi, dosya kapsamına göre yerinde değildir....

                    UYAP Entegrasyonu