Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Milas Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/1353 esas 2009/2635 soruşturma sayılı dosyasında T3 orman yangınına sebebiyet verme suçu yönünden dosyanın ayrılarak Milas Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/1352 esas 2009/2685 soruşturma numarasına kaydedildiği,25/05/2009 tarihli 2009/670 sayılı iddianame ile T3 ve Erol Yılmaz hakkında taksirle orman yangınına sebebiyet verme suçundan cezalandırılmaları istemi ile dava açıldığı , Milas 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/399 esas 2011/416 karar sayılı dosyasında 01/03/2010 tarihli bilirkişi raporunda 4 nolu alanın 850 m2 olduğu , içinde bulunan yabani çileklerin balta ve tahra ile kesilerek açma yapıldığı , azma artıklarının öbekler halinde toplanıp yakıldığı , 5 nolu 2460 m2 alanda diri orman örtüsünün yandığından bahisle toplam 0.3310 Ha alan üzerinden ağaçlandırma bedelinin hesaplandığı , sanık Bayram ' ın beraatine , Erol' un hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği , Kararın Yargıtay 3....

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede: Yangın sahasında yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile, yangından dolayı herhangi bir ağacın zarar görmediği, yangının örtü yangını şeklinde seyrettiği tespit edilmiş olup, 6831 sayılı Kanun'un 110/3. maddesinde düzenlenen gerçek zararın hesabında yanan sahada hasar gören ağaç ve ağaçcıklarla, bitki örtüsüne göre oluşan zarar, ağaç ve ağaçcıkların hayatiyetini kaybedip etmediği, geride kalan emvalin değerlendirilme miktarı, yok olan canlı varlıktan ve toprağın verim gücündeki azalma gibi hususların nazara alınması gerekip ağaçlandırma gideri ve yangın söndürme masraflarının dikkate alınmaması gerektiğine göre; Sanığın bilirkişi raporuyla tespit edilen ve toprağın verim gücündeki azalma dikkate alınarak hesaplanan gerçek zararı giderdiğinin anlaşılması karşısında; sanık hakkında objektif şartları oluşan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin...

    Vicdani kanının oluşturduğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelenmede; 1- 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesi gereği fiili işlediği tarihte 65 yaşını bitirmiş olan ve engel adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin kanuni zorunluluk olduğunun gözetilmemesi, 2-Yangın sahasında yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, olayın ölü örtü yangını olduğu belirtilmiş olup, 6831 sayılı Kanun'un 110/3. maddesinde düzenlenen gerçek zararın hesabında yanan sahada hasar gören ağaç ve ağaçcıklarla, bitki örtüsüne göre oluşan zarar, ağaç ve ağaçcıkların hayatiyetini kaybedip etmediği, geride kalan emvalin değerlendirilme miktarı, yok olan canlı varlıktan ve toprağın verim gücündeki azalma gibi suç sebebiyle oluşan doğrudan zararların nazara alınması gerekip ağaçlandırma gideri ve yangın söndürme masraflarının dikkate alınmaması gerektiğine göre; yangın söndürme...

      Davacı idare, davalının orman alanına yakın arazisinde yakılan ateşten çıkan kıvılcımların orman yangınına neden olduğunu ve ceza mahkemesinde yargılanarak ceza aldığını da iddia ederek, maddi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, orman yangınından davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle istemin kabulüne karar verilmiştir. Davacının davalıdan istediği tazminat miktarı, orman yangınına müdahale eden helikoptere ilişkin gideri de kapsamaktadır. İdarenin sadece dava konusu yangın nedeniyle helikopter kullanım bedeli ödeyip ödemediği ise dosya kapsamından anlaşılmamaktadır....

        Davacı Hazine, dava dilekçesinde çekişmeli taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacak, Devletin hüküm ve tasarrufu altında yerlerden olduğu gerekçesiyle dava açmış olduğuna, mahkemece usûlünce yapılan araştırmada çekişmeli taşınmazların 1990 yılında meydana gelen orman yangını sonunda tamamen yanık saha içinde kaldığı, 1991 yılında orman işletmesi tarafından ağaçlandırma projesi ile fıstık çamı dikilmek suretiyle Devlet Ormanı ile beraber ağaçlandırılarak eylemli orman haline getirildiği, halen de eylemli orman olduğu, ancak, çekişmeli taşınmazın yörede 1968 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdit çalışmaları sırasında orman sınırları dışında bırakıldığı belirlenerek hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, çekişmeli taşınmazların da orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş olduğuna göre, Hazine ve Orman Yönetiminin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerekmiştir....

          Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Davanın dayanağını oluşturan 6831 sayılı Kanun'un 82/4. maddesi gereği hilaf ispat oluncaya kadar muteber olan ve orman muhafaza memurları tarafından tutulan tutanağa göre 2305 m2 ormanlık alanın örtü yangını şeklinde yandığının belirtilmesi nedeniyle sanık hakkında taksirle orman yangınına sebebiyet verme suçundan suç duyurusunda bulunularak, dava açılması halinde davaların birleştirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, Kanuna aykırı ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 13/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Sanığın mahkumiyetine dair, Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Sanığın daha öncesinde kasıtlı suçtan mahkumiyeti bulunması sebebi ile 5271 sayılı kanunun 231.maddesi uygulanmasının mümkün bulunmaması ve 6831 sayılı kanunun 93/1.maddesine 5728 sayılı kanun ile lehe bir değişiklik getirilmemiş olması karşısında tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş ve sair itirazlar yerinde görülmemiştir.Ancak; Suç tutanağı, keşif, bilirkişi raporu, tüm dosya münderecaatı ve kabule uygun olarak eylemin, daha önce tutanak düzenlenen orman sahasına sebze ekerek işgal ve faydalanmada bulunmak olduğu ve suç tarihi itibariyle orman örtüsü kaldırılmadığı gözetilmeden sanığa ağaçlandırma gideri ve buna bağlı olarak nisbi vekalet ücreti ve nisbi harç yükletilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı...

              Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine; Ancak; Müdahil orman idaresinin sahşi hak talepleriyle ilgili olarak ağaçlandırma gideri ve tazminata hükmedilmeyeceğinin düşünülmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK'nun 322. maddesi gereğince" 1813 YTL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 6831 sayılı Yasanın 113. maddesi gereğince 1.028.96 YTL.ağaçlandırma giderinin 6831 sayılı Yasanın 114. maddesi gereğince sanıktan tahsili ile katılan ... idaresine verilmesine, fazlaya ilişkin ağaçlandırma gideri talebinin reddine" cümlesinin karar metninden çıkarılmasına "şahsi hak taleplerine ilişkin olarak hukuk mahkemelerinde dava açmakta muhtariyetine" cümlesinin karar metnine eklenmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                TCK'nun 53/1-c maddesindeki, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyumluk yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar cümlesinin ilave edilmesi ve tazminat, ağaçlandırma gideri, nisbi harca ilişkin bendlerin hüküm fıkrasından çıkarılmaları suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Aksine ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda; davaya konu yerde herhangi bir orman ağacının kesilmediği, orman diri ve ölü örtüsünün tahrip edilmediği, toprağın sürülmediği belirtilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ağaçlandırma gideri hesaplanmış ise de, davalının pırnal meşesi keserek temizlik yaptığı hususu sabit değildir. Şu halde; davalının 6831 sayılı Kanun uyarınca ağaçlandırma giderinden sorumluluğuna karar verilemez. Açıklanan nedenlerle davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu