"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Söke 2....
TMK.nun 676.maddesi gereğince geçerli olduğunu açıklayarak taksim sözleşmesi gereğince tapu kayıtlarının iptali ile taksim sözleşmesinde belirtildiği biçimde parsellerin hak sahibi mirasçılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemişlerdir....
Davalılardan ... vekili, taşınmazın vekil edenine murisinden kaldığını beyanla davanın reddini savunmuş, davalılardan ... ve ... ön inceleme duruşmasında, muris ölünce kardeşler arasında taksim yapıldığını, dava konusu taşınmazın davacıya düştüğünü, yazılı taksim yapmadıklarını ancak tüm kardeşler biraraya gelerek taksimin gerçekleştirildiğini beyan etmişlerdir. Mahkemece, davanın kabulü ile 6 parsel sayılı taşınmazın tarafların murisi adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK’nin 676. maddesi uyarınca açılan miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. TMK’nin 676 ve 677. maddelerine göre; elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlarda elbirliği maliklerinin yazılı olması koşulu ile miras taksim sözleşmesi veya pay devri sözleşmesi yapmaları mümkündür, bu maddeye göre sözleşmenin yazılı yapılması geçerlilik şartıdır....
den 303 parsel sayılı taşınmazın 13.02.1985 tarihli taksim sözleşmesine göre ekli krokide dört numara ile gösterilen 10.328 m2 miktarındaki kısmını satın almayı vaad etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 676. maddesine göre, paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlı olup bütün mirasçıların katılması zorunludur. Dosya içerisinde bulunan taksim krokisinde murisin tüm mirasçılarının yer almadığı, davacının paylaşım yaptıklarını iddia ettiği 18.05.1965 tarihli miras taksim sözleşmesinin de dosya arasında bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece öncelikle yapılması gereken 18.05.1965 tarihli taksim sözleşmesinin dosya arasına getirtilerek geçerli olup olmadığının incelenmesi gerekir. Ayrıca dava konusu taşınmaz ile ilgili Kumluca Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/40 Esas sayılı dosya ile ortaklığın giderilmesi davası olduğu bu dosyanın Kumluca Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/131 Esas sayılı dosyasının sonucu beklediği anlaşılmıştır....
imzalar karşılaştırıldığında aralarında benzerlik ve tutarlılık olmadığının açıkça görüleceği, davalının okur-yazar olmadığı gözetildiğinde imza kullanmasının da mümkün olmayacağı, noterlikçe düzenlenmedikçe yazılı sözleşme yapmasının mümkün olmadığı, TMK 676'ncı maddesi uyarınca miras taksim sözleşmesinin geçerliliği bütün mirasçıların iştiraki ile imza altına alınmış olmasına bağlı olduğu, mirasçı Gülsüm Erdoğan'ın miras taksim sözleşmesinde imzası olmadığından; tüm mirasçıların katılım şartı gerçekleşmediğinden sözleşmenin geçersiz olduğundan bahisle davanın reddini savunmuştur....
Dava; TMK.nun 676.maddesi uyarınca taksim sözleşmesine dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz, tarafların ortak miras bırakanı .... adına tapuda kayıtlıdır. Kayıt maliki 28.01.1975 tarihinde ölmüştür. Taşınmaz elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olup dava mirasçıları arasında açılıp yürüyen bir dava niteliğindedir. Davacı vekili, 12.04.1975 tarihli “taksim ve anlaşma mukavelenamesi” adı altında düzenlenen sözleşmeye dayanmaktadır. TMK.nun 676. maddesinde; mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesinin mirasçıları bağlayacağı, paylaşma sözleşmesiyle mirasçıların, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini kabul edebilecekleri ve paylaşma sözleşmesinin geçerliliğinin yazılı şekilde yapılmasına bağlı olduğu açıklanmıştır....
KARAR Davacı vekili, tarafların ortak murisi olan ...’dan miras kalan dava konusu taşınmazları da kapsayacak şekilde miras taksim sözleşmesi yapıldığını, müvekkillerinin üzerlerine düşeni yaparak anlaşma gereği ilgili taşınmazları davacılara devrettiğini ancak davacıların üzerlerine düşen vecibeleri yerine getirmediğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
Dava, miras taksim sözleşmesine dayalı olarak TMK'nun 676. maddesi gereğince açılan ve mirasçılar arasında yürüyen, mülkiyetin aktırılmasına ilişkin tapu ipt... ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dava konusu 155, 370, 831 ve 548 parsellerin tapulama çalışmaları sonucunda 26.09.1956 tarihinde ortak muris ... adına tapuya tescil edildiği ve murisin dosyada bulunan veraset belgesine göre 01.06.1962 tarihinde öldüğü saptanmıştır. TMK'nun 676/son maddesine göre tapulu taşınmazlara ilişkin olarak mirasçılar arasında yapılan taksim sözleşmeleri yazılı olması şartı ile geçerli olup, sözleşmenin yazılı olması bir ispat şartı değil geçerlilik şartıdır. Somut olayda murisin 1962 yılında ölümünden sonra bütün mirasçıların katılımı ile yapılmış yazılı taksim sözleşmesinin varlığı davacı tarafından ispatlanmamıştır....
Davalı...., dava konusu taşınmazların mirasbırakanlardan intikal ettiğini ancak davacının hakkından fazlasını talep ettiğini, davalı ...., taksim sözleşmesinde yer alan imzanın kendisine ait olduğunu, ancak davacının anlaşmayı bozduğunu, davalı .... vekili de, taksim sözleşmesinin geçerli olmadığını, .....'nın okuma yazma bilmeyip kandırılarak sözleşmenin imzalattırıldığını, taksim sözleşmesinin resmi şekilde yapılması gerektiğini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır....
İşte bunun içindir ki, gerek Türk Medeni Kanunu'nun 676/2. maddesi hükmünde ve gerekse 10.12.1952 tarihli ve 2/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında taksim sözleşmesinin tüm mirasçıların katılımı ve yazılı olması taksimin geçerliliği için yeterli kabul edilmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya gelince; taraflar arasında yazılı bir taksim sözleşmesi bulunmadığı ve davalı ...’nin dava konusu taşınmazın davacıya bırakıldığı iddiasını kabul etmediği sabittir. Her ne kadar Mahkemece kadastro tespitinden sonra ve kadastro tutanağının kesinleşmesinden önce taksimin yapıldığı gerekçesiyle yazılı miras taksim sözleşmesine gerek olmadığı belirtilmişse de; dava konusu taşınmaz dayanak tapu kaydına istinaden tespit gördüğünden yani taşınmazın öncesi de tapulu olduğundan Mahkeme gerekçesi hatalıdır....