ın 3/20 hissesinin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, ..., ... ve ... için açılan davanın husumetten reddine, 72 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, tüm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK'nın 676 ve müteakip maddelerine dayalı miras taksim anlaşmasından kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, tarafların yakın mirasbırakanı ...'ın 15.11.1983 tarihinde vefat ettiği, mirasçıları olarak davalıların yakın mirasbırakanı ..., davacı ... ve dava dışı diğer mirasçıların kaldığı, mirasçılar arasında ... 2. Noterliği'nin 31.10.1990 tarihli ve 28648 yevmiye numarası ile Düzenleme Suretiyle ... Sözleşmesinin imzalandığı, taksim sözleşmesinin 3/e bendinde dava konusu taşınmazın sınırları belirtilmek sureti ile 15,5 dönümünün davacı ...'a verildiğinin yazılı olduğu, davacı tarafından, dosyaya, davalılardan ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Miras Taksim Sözleşmesinin Tasdiki Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacılar, mirasbırakanlarından intikal eden taşınmazları kardeşler olarak 17.11.2012 tarihli uzlaşma senedi ile rızai şekilde taksim ettiklerini ancak davalının sözleşmeye rağmen tapuda işlem yapmadığını belirterek rızai taksim sözleşmesinin tasdiki ile taşınmazların taksim sözleşmesine uygun olarak paylaştırılması talep ve dava edilmiştir Davalı ...,davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Mahkemece, miras paylaşım sözleşmesinin TMK.nun 676/son maddesine göre yazılı olarak yapılmadığı, TMK.nun 6.maddesine göre davacının davasını ispat edemediği kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, muristen intikal, miras paylaşma sözleşmesi, hile ve muvazaa iddialarına dayalı olarak MK.nun 676., BK.nun 18. ve 28. maddeleri gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali tescil davasıdır. Davaya konu, ... İli, ......
Mahkemece, TMK.nun 676. maddesi gereğince miras taksim sözleşmesinin geçerliliğinin yazılı şekilde yapılmasına bağlı olduğunu, miras payının devri hususunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmenin geçerli olması için resmi şekilde yapılmasıyla mümkün bulunduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK.nun 676.maddesi çerçevesinde çözümlenmesi gereken paylaşma sözleşmesine ilişkindir. Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. 6582 ada 17 sayılı parsel maliki... dosya arasında bulunan 25.04.2008 tarihli Kazan Sulh Hukuk Mahkemesinden alınan veraset belgesine göre 26.08.2008 tarihinde ölmüş olup, geriye mirasçı olarak annesi ... babası ... ile eşi ...’ı mirasçı bıraktığı, başka bir mirasçısının bulunmadığı anlaşılmıştır....
Mahkemece, 19.01.1984 tarihli taksim sözleşmesinde; mirasçılardan 1960 doğumlu ... ve 1964 doğumlu ... adına ...'ın imzasının bulunduğu, ancak, sözleşme tarihi itibariyle her iki mirasçının reşit oldukları, Sabahat'a vekaletname verdiklerine dair herhangi bir belge bulunmadığından geçersiz taksim sözleşmesine dayanan davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; 15 parsel ve 17 parselin 22.07.1954 tarihinde ortak miras bırakan ... adına tapuya tescil edildiği, ...'ın 01.06.1981 tarihinde vefat ettiği ve mirasçılar arasında 19.01.1984 tarihli taksim sözleşmesinin düzenlendiği saptanmıştır. TMK.nun 676. maddesine göre, miras taksim sözleşmesi terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde de yapılabilir. Yine TMK.nun 677. maddesine göre, terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda yapılan yazılı sözleşmelerde geçerlidir. Miras bırakan ...'...
Dava konusu taşınmazlardan 20 parsel 27.06.1997 tarihinde dava dışı Nuriye Biçer adına, diğer parseller ise 1974, 1978 ve 1979 yıllarında taksim ve intikaller yoluyla 1/2 paylı olarak tarafların ortak miras bırakanı ..., 1/2 paylı olarak dava dışı paydaşlar adına tescil edilmiştir. Dava; TMK.nun 676. maddesi uyarınca miras taksim sözleşmesine dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmazlar üzerindeki 1/2 payın 16.02.1983 tarihinde ölen ortak miras bırakan ...’ten kaldığı ve 04.12.1996 tarihinde tüm mirasçıların katılımı ile düzenlenen taksim sözleşmesi ile paylaşıldığı hususunda duraksama bulunmamaktadır. Bu husus mahkemenin de kabulündedir. Uyuşmazlık; 1/2 paylı olarak tarafların miras bırakanı Mehmet üzerinde kayıtlı taşınmazların taksim sözleşmesi uyarınca tapu kayıtlarının iptaline karar verilip verilemeyeceği konusunda toplanmaktadır. Başka bir anlatımla, taksim sözleşmesinin infazın mümkün olup olmadığı ile ilgilidir....
Sayılı YİBK ile dava tarihinde yürürlükte olan ve önceki kanunla aynı nitelikte düzenleme içeren TMK.nın 676/3. maddelerine göre, mirasçılar arasında yapılan taksim sözleşmesinin tüm mirasçıların katılımı ile ve yazılı şekilde olması gerekmektedir.Tapuda kayıtlı bulunan taşınmazlarla ilgili taksimin yazılı şekilde yapılması gerekmektedir.Açıklanan bu şekil geçerlilik koşulu olup geçersiz bir taksime dayalı olarak istekte bulunulması da mümkün değildir (Yargıtay 8.H.D. 08/05/2015 T. 2015/14071 E. 2018/12296 K.). Ayrıca, taksim sözleşmesinden sonra, mirasçılar muristen intikal eden taşınmazları Tapu müdürlüğünde yapmış oldukları intikal işlemi ile paylı mülkiyete dönüştürmüş iseler, artık mirasçıların taksim sözleşmesinden döndüklerinin de kabulü gerekecektir....
Hukuk Dairesi'nin gönderme kararında, mirastan feragat sözleşmesi hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davalardan yalnızca tapu iptali ve tescil istemiyle açılan davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevlerinin bulunduğu, dolayısıyla sadece mirastan feragat sözleşmesinin iptali istemiyle açılan davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevlerinin bulunmadığı belirtilmiştir. Ancak mirastan feragat sözleşmesi hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemli davalar ile mirastan feragat sözleşmesinin iptali istemli davalar hukuki mahiyetleri itibariyle tamamıyla aynıdır. Bu iki davanın farklı davalar gibi düşünülmesi ve iş bölümü kararında birinin adına yer verilmediği gerekçesiyle ilgili Dairenin görev alanına girmediğinin kabul edilmesi mümkün değildir. Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun iş bölümüne ilişkin kararındaki temel amacın ve düzenleme şeklinin mirastan feragat sözleşmesiyle ilgili davaların 4....
Davalı vekili ise taraflar arasında yazılı taksim sözleşmesi yapıldığını ve noterden onaylattırıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Dava konusu edilen taşınmaz tapu kaydında ½ hisse oranında davacı ve davalı adına paylı mülkiyet hükümlerine göre kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Taşınmaz paylı mülkiyet hükümlerine tabi olduğu ve taraflar arasında miras hukukundan kaynaklanan mirasçılık sıfatına ilişkin bir ortaklık bulunmadığından uyuşmazlığın TMK 676.maddesine göre değil TMK 698 ve devamı maddelerine göre çözümlenmesi gerekir.Bu nedenle davalının dayandığı 5.7.1988 tarihli harici taksim senedine değer verilmesi mümkün olmadığından işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Hükmün yukarda açıklanan nedenle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 12.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İşte bunun içindir ki, gerek Türk Medeni Kanununun 676/2. maddesi hükmünde ve gerekse 10.12.1952 tarihli ve 2/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında taksim sözleşmesinin tüm mirasçıların katılımı ve yazılı olması taksimin geçerliliği için yeterli kabul edilmiştir 5.5.Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya gelince; taraflar arasında yazılı bir taksim sözleşmesi bulunmadığı ve davalı ...’nin dava konusu taşınmazın davacıya bırakıldığı iddiasını kabul etmediği sabittir....