Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kefalet sözleşmesinden kaynaklı borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır. Bu kapsamda; Ankara ...Müdürlüğü'nün 2019/2063 Esas sayılı dosyasında dayanak yapılan 26.06.2004 tarihli kefalet sözleşmedeki imzanın davacıya ait olmadığının ve davacının borçlu olmadığının tespiti, takibin davacı yönünden iptali, %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesi, imzanın davacıya ait olduğuna karar verilirse 26.06.2004 tarihli satış sözleşmesinde kefalet şartları oluşmadığından, geçersiz kefalet nedeniyle icra dosyasından davacının borçlu olmadığının tespiti ile davalı yönünden takibin iptaline, kabul edilemez ise, sözleşmede yazılı haksız nitelikli cezai şartın hükümsüz olduğunun ve takipte uygulanan %180 yıllık faiz oranının mevzuata aykırı olduğunun tespiti ile yasal sınıra indirilmesi istemine ilişkindir....

    İcra Hukuk Mahkemesi'nin 28.03.2016 tarih ve 2016/217 Esas 2016/261 Karar sayılı kararı ile anılan takibin iptaline hükmedildiği, iş bu kararın 12.04.2016 tarihinde alacaklı tarafından temyiz edildiği, bir başka deyişle takibin iptali kararının henüz kesinleşmediği, alacaklının söz konusu takipten feragatının da bulunmadığı, buna rağmen 13.04.2016 tarihinde alacaklı tarafından aynı senede dayalı olarak bu kez genel haciz yolu ile ilâmsız icra takibi başlatıldığı görülmektedir. Bu durumda, alacaklı tarafından borçlu hakkında yapılmış bir icra takibi mevcut iken, bu takibin iptaline ilişkin karar kesinleşmeden ya da anılan takipten feragat edilmeden aynı senede dayanılarak bu kez genel haciz yolu ile ilâmsız icra takibine başlandığı, borçlunun da takibin şekline göre icra müdürlüğüne başvurusunda bu durumu itirazen bildirdiği, dolayısıyla derdestlik itirazının yerinde olduğu anlaşılmaktadır....

      Mahkemece iddia, savunma, ve toplanan delillere göre davalının takip tarihi itibariyle 6.521.95 Euro alacağı bulunduğu, 11.625 Euro üzerinden başlatılan takibin kısmen haksız olduğu gerekçesiyle davacının 2003/2354 sayılı takipten dolayı davalıya 5103,05 Euro borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının bütün, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Menfi tesbit davasının davacı borçlu lehine sonuçlanması halinde borçlu lehine tazminata karar verilebilmesi için borçluyu menfi tesbit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olması gerekir. Alacaklı takibinde kısmen haksız ise de kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından aleyhine tazminata hükmedilmesi isabetsizdir....

        İcra Müdürlüğü 2013/4398 esas sayılı dosyası ile 12 adet bonoya dayanarak icra takibi başlattığını, müvekkilinin bu senetlerden dolayı borcu bulunmadığını, davalının ticari defter ve kayıtları incelendiğinde de davacının böyle bir borcunun bulunmadığının anlaşılacağını, borçlu olmadığı senet bedellerinin kötü niyetle davacıdan tahsilinin amaçlandığını iddia ederek, takipten dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, davalı kötü niyetli olduğundan takip miktarının %20’ sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında ticari münasebet sebebiyle davalının cari hesap alacağının devam ettiğini, davacı aleyhine başlatılan icra takibine herhangi bir itiraz olmadığını, takibin kesinleştiğini, kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olduğunu, bu yönüyle davacının davasını yazılı delille ispat edemediğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir....

          İcra Müdürlüğü 2016/1660 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yaptığını, icra takibinin müvekkil şirket yönünden kesinleştiğini, diğer borçlu Mehmet Bahar' ın icra takibine itiraz ederek takibin kendisi yönünden durdurulmasını sağladığını, davalı bankanın Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/346 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtığını bu dosyanın derdest olduğunu, 4000529693 nolu krediden kaynaklı 106.173,00 TL'lik alacağını davalı bankanın Konya 9. İcra Müd. 2016/1660 esas sayılı dosyasından icra takibi ile müvekkil şirketten talep ettiğini, dosyanın müvekkil şirket yönünden kesinleştiğini, Koya 9. İcra Müd. 2016/1660 esas sayılı dosyasından icra takibine geçilen 4000529693 nolu krediden bölünerek farklı kredi numarası ile 4100066820 nolu, 4100069172 nolu ve 4100078216 nolu kredilerden kaynaklı Konya 9....

          Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe de haksız olarak itiraz etmesi sebebiyle takibin durdurulduğunu belirterek davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, dava dilekçesi, bilirkişi raporu, inceleme gününün tebliğine rağmen beyan ve cevap sunmayarak davayı inkar etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE, Dava ticari satımdan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Büyükçekmece ..... İcra Müdürlüğünün ..... esas sayılı dosyasının incelenmesinde, Davacı tarafından davalı aleyhine 7.048,50 TL satım alacağının tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin 29/11/2019 tarihinde tebliği üzerine, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır....

            İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasından takip başlattığını, takibin kesinleşmesinden sonra haciz işlemlerinin başlaması üzerine bu takipten haberdar olduklarını, takibin TK 35....

              -TL alacağının sabit olduğu gibi davalının icra takibinde haksız olup alacağın likit olduğu, her ne kadar davadan önce kısmi ödeme yapılmış ise de itiraz üzerine takip tamamen durduğundan icra tazminatının haksız itiraz edilen asıl alacak üzerinden belirlenmesi talebinin yerinde olduğu ancak her ne kadar davacı tarafça takip talebinde ve eldeki kısmi itirazın iptali davasında takipten önce işlemiş faiz alacağı talep edilmişse de davalının takipten önce usulüne uygun şekilde temerrüde düştüğü ispat edilemediğinden işlemiş faiz isteminin yerinde olmadığı kanaatine varılmış ve davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun icra takibine yaptığı itirazın kısmen iptaline yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile Davalının Antalya ... Müdürlüğünün ... Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin ......

                Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur....

                  -KARAR- Davacı vekili, kira alacağı için davalının, müvekkili aleyhine 25.12.2006 tarihinde ilamsız icra takibi yaptığını, takipten sonra 3.3.2007 tarihinde kira borçları için 5.5.2007 keşide tarihli 112.000.-TL.lık çekin davalıya verildiğini, yapılan icra takibine karşılık verilen söz konusu çekin karşılıksız çıkması üzerine icra takibine konulduğunu, aynı alacakla ilgili iki ayrı takibin bulunduğunu, ilk takibin konusu kira bedeline karşılık çek verildiğini ve borcun ödendiğini,bu nedenle takibin iptali gerektiğini iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile ilk takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, çekin, iptali istenen icra dosyasına karşılık verildiğini gösterir herhangi bir belge sunulmadığını, çekin kira borcuna mahsuben alındığını, davacının aynı alacağa ilişkin iki ayrı takip yürütüldüğü iddiasının doğru olmadığını savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu