WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesince; davacı tarafından 150.000 TL tutarındaki alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, takip öncesi davalı tarafından borca mahsuben davacının eşi Kamer’e 40.000 TL ödemede bulunulduğu, işbu ödemenin davacıya yapılmış ödeme olarak kabul edileceği, davalının ödemesi gereken takibe konu bakiye alacak olan 110.000 TL’yi ise takip sonrası ödediği, bu nedenlerle davalının takip tarihi itibariyle borca itirazının 40.000 TL üzerinden haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının takibe vaki itirazının kısmen iptaline, takibin 110.000 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa yasal faiz işletilmesine, takip sonrası yapılan ödemelerin tahsilde tekerrür olmamak üzere infaz aşamasında dikkate alınmasına, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararına karşı, taraflarca istinaf yoluna başvurulmuştur....

    HMK'nun 33. maddesinde; başvurunun hukuki tavsifinin hakime ait olduğu hükmüne yer verilmiş olup; bu durumda, her ne kadar, mahkemece, istem İİK'nun 168. maddesine dayalı takip öncesi döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olarak kabul edilmek suretiyle sonuca gidilmiş ise de; borçluların isteminin, iddianın yukarıda özetlenen içeriği itibariyle, takibin şekline göre İİK'nun 170/b maddesi göndermesi ile olayda uygulanması gereken İİK'nun 71 ve 33-a maddelerine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımına yönelik şikayet niteliğinde olduğu açıktır. Öte yandan, takip dayanağı bononun, tanzim tarihi itibariyle uygulanması gereken, 6762 sayılı TTK'nun 688. maddesindeki unsurları tam olarak taşıması nedeniyle kambiyo senedi niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, takip konusu bono yönünden, 6762 sayılı TTK'nun 690. maddesi göndermesiyle aynı Kanun'un 661, 662 ve 663. maddelerinin uygulanması gerekir....

      Somut olayda; mahkemece yüze karşı verilen kısa kararda; " ...Açılan davanın reddine..." şeklinde karar verilmesine karşın, gerekçeli kararda, "...Açılan davanın kısmen kabulü ile 10.07.2018 vade tarihli senetle ilgili olarak zamanaşımı nedeniyle icra takibinin iptaline...10.10.2018 vade tarihli senetle ilgili olarak zamanaşımı, imzaya itirazı ve tahrifat itirazlarının reddine..." hükmedildiği görülmektedir....

      Davalı vekili, davacının zamanaşımı itirazında bulunamayacağını, mirasın reddine ilişkin bir mahkeme kararı varsa ibraz edilmesi gerektiğini, çekilen yersiz ödemelerin mirasçı olan davacı tarafından ödenmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalı kurumun ilk takip dosyasına yapılan itirazın iptali için dava açmak yerine yeni bir takip başlatma yoluna gittiği, haksız eylemi ve faili ilk takip tarihi olan 01/04/2010 tarihi itibariyle öğrenmiş sayılacağı ancak 02/03/2012 tarihinde başlatılan ikinci takibin tarihi itibariyle 818 sayılı yasanın 60. maddesinde öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, davacının iş bu davasında zamanaşımı itirazı ile birlikte borçlu olmadığının tespiti talebinde bulunduğu ve bu talebinde haklı olduğu gerekçesiyle takibe konu alacağın ... 1. İcra Müdürlüğünün 2012/1393 esas sayılı dosyasının takip tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı kanaatine varılarak ... 1....

        süresinin takip tarihi olan 26/01/2018 tarihinden geriye doğru hesaplanması gerektiğini ve davacının takip talebinde 29/01/2018 tarihine kadar birikmiş faizi talep ettiğini, davacının 397.203,19- TL asıl alacağın, 26/01/2008 tarihi ile 26/01/2018 arası birikmiş faiz alacağının bulunduğunu ancak faiz alacağı zamanaşımına uğramadığı için faizin kaza tarihinden itibaren hesaplanması gerektiğini, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve işverenin haksız ve kötüniyetli itirazı sebebi ile alacak miktarının % 20'sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....

        Zamanaşımı itirazı yönünden;Takibe konu bononun keşide tarihinin 10.08.2012, vade tarihinin 25.12.2012, takip tarihinin ise 15.12.2015 tarihi olduğunu, takip öncesi 3 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde takibe geçildiği takip öncesi zamanaşımına uğramadığını, borçluların takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nun 71/2. ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı isteminin incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı olmadığını, takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan, davaya konu olayda takip dayanağı senedin tanzim ve takip tarihi itibarı ile bonolar için 3 yıllık zamanaşımı öngörüldüğünü, TBK'nun 750. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler “dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi” şeklinde sınırlı olarak sayıldığını, zamanaşımı kesilince son işlem tarihinden itibaren, müddeti aynı olan yeni bir zamanaşımı işlemeye başlayacağını, alacaklı tarafından yapılan...

        Borçlar Kanunu’nun 133. maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan ve TTK.’nun 730/18. maddesi gereğince çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 662. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler, dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. Öte yandan, alacaklı tarafından yapılan icra takip işlemleri de zamanaşımını keser. Alacaklının yapacağı icra işlemleri ile süre her defasında yenilenir, yeni bir altı aylık süre başlar.” İcra takip dosyasının incelenmesinde; 12.04.2005-11.09.2006 tarihleri arasında borçlu şirketler hakkında altı aylık zamanaşımı süresi içinde takibi ilerletmeye yönelik talepte bulunulmadığından TTK'nın 726. maddesinde yazılı 6 aylık zamanaşımı süresi dolmuştur....

          Dosyanın incelenmesinde; Selçuk İcra Müdürlüğünün 2014/1257 esas sayılı dosyası ile alacaklı ... tarafından borçlu Sireç Süer aleyhine davalıya ait taşınmazdan kaynaklanan imar yol katılım payı alacağı ve bu alacağa bağlı gecikme zammı alacağı olarak hesaplanan toplam 12.082,00 TL nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, eldeki davada davalının itirazı ile takibin durduğu belirtilerek itirazın iptali ve icra inkâr tazminatına karar verilmesinin istenildiği, mahkemece; kanun gereği taşınmaz malikinin mükellefi bulunduğu yol harcamalarına katılma payı alacağına dair alınan bilirkişi raporuna göre davacı belediyece davalı adına tarh edilen harcın hesaplanmasında bir sorun bulunmadığı, icra dosyasının incelenmesinde gecikme faizinin de asıl alacağa dahil edilerek takip yapıldığı, takibe itiraz aşamasından sonra açılan davada esasen dava sürecine kadar olan gecikme faizinin de ayrıca talep edildiği, bu talebin takip sonrası döneme denk gelmesi ve ayrı bir takibin konusu olabileceği...

            Bu nedenle 12.05.1993- 06.08.2003 tarihleri arasındaki dönem için yine 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüş, 06.08.2003 sonrası dönem içinse 5 yıllık zamanaşımı süresi kabul edilmiştir. 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesi ise idari para cezalarının on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, zamanaşımı süresinin, fiilin işlendiği tarihten itibaren başlayacağını açıkça hükme bağlamıştır. Dolayısıyla 06.08.2003- 01.10.2008 tarihleri arasındaki dönemde zamanaşımı süresi 5 yıl, 01.10.2008 tarihinden sonraki dönemde ise 10 yıl olarak benimsenmiştir. Öte yandan, 506 sayılı Kanunun 140. maddesinde Kurum tarafından verilen idari para cezaları ile ilgili usul ve esaslar özel bir şekilde düzenlenmiştir....

            Borçlunun başvurusu bu hali ile icra takibinin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olup, İİK'nun 169/a maddesine dayalıdır. Anılan maddenin 5. fıkrası uyarınca; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur.” Mahkemece borçlunun zamanaşımı itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılmasına hükmedilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile .......

              UYAP Entegrasyonu