Aynı Kanunun 169/a-5. maddesi uyarınca itirazın kabulü halinde takibin durmasına karar verilir. Somut olayda; borçlunun teminat iddiası alacaklı tarafından kabul edildiğinden İcra ve İflas Kanunu'nun 169/a-5. maddesi gereğince itirazın kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir. O halde; mahkemece, ''takibin durdurulması'' yerine ''takibin iptaline'' karar verilmesi isabetsiz ise de; yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzelterek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklıların temyiz itirazlarının kabulü ile ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlu mirasçılarının, takibin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....
Hukuk Dairesi'nin 06/11/2018 tarih ve 2018/1688 E. 2018/2404 K. sayılı kararının hüküm bölümünün “3” nolu bendinde yer alan “takibin İİK’nun 170/a maddesi gereğince takibin şirket yönünden iptaline” sözcüğünün karar metninden çıkartılmasına, yerine “takibin davacı şirket yönünden durdurulmasına” sözcüğünün yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 370/2. maddesi uyarınca ONANMASINA, karar düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, 21.01.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Somut olayda borçlu, aleyhinde başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takibin dayanağı faturalara dayalı olarak daha önce ... 8.İcra Müdürlüğü'nün 2016/10978 Esas ile icra takibi yürütüldüğünü ve halen derdest olduğunu ileri sürerek icra mahkemesinden mükerrer takibin iptalini talep etmiştir. Buna göre yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddi gerekirken, borçlunun istinaf başvurusunun ve şikayetin kabulü ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 20....
Alacaklı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; icra dosyası içeriğinden talebe konu haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği ve takibe dayanak senet üzerinde yazılı adreste yapıldığı anlaşıldığından, mahkemece takibin devamına karar vermekle yetinilmesi gerektiği halde, mahcuz hakkında açılmış istihkak davası varmış gibi esastan değerlendirme yapılarak 3. kişinin istihkak iddiasının yerinde görüldüğüne ilişkin gerekçe ve hüküm ile takibin talikine karar verilmesi yasaya uygun olmamıştır. Ayrıca İcra ve İflas Kanunu'nun 97/6. fıkrası uyarınca, takibin talikiveya devamına karar verildiği hallerde, icra mahkemesinde istihkak davası açabilmesi için, 3. kişiye süre verilmesi gerekirken, alacaklıya süre verilmiş olması ... olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borçlu, takibin kesinleşmesinden önceki dönemde zamanaşımı süresinin dolduğunu ileri sürmüş olup, belirtilen dönemde henüz ödeme emrinin tebliğ edilemediği, dolayısıyla takibin kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda takip borçlusunun dayanak çeke yönelik zamanaşımı iddiası takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkindir. Takip dayanağı belge çek olup iddia edildiğinin aksine poliçe ve bonolarda uygulanan 3 yıllık zamanaşımına değil TTK.nun 726. maddesi uyarınca, 6 aylık zamanaşımına tabidir....
Bu durumda, yukarıda da açıklandığı üzere, iflasın ertelenmesi davası sırasında 04.01.2016 tarihinde ihtiyati tedbir kararı ile yeni takip yapılmamasına karar verilmiş olup, takibin anılan tedbir kararından sonra 08.03.2016 tarihinde başlatıldığı anlaşılmış olmakla mahkemece takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, takibin durdurulmasına hükmedilmesi isabetsiz olup kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile...3....
İİK'nun 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı Kanun'un 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" düzenlemesi yer almakta, İİK'nun 33/a-1. maddesinde ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır. Mahkemece, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi halinde İİK'nun 71/2. maddesi göndermesiyle İİK'nun 33/a-1. maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....
O halde, mahkemece, anılan tedbir kararı uyarınca borçlu yönünden şikayetin kısmen kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 1....
Takip borçlusunun takibin işlemsiz bırakıldığını iddia ettiği dönem, takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin olup, başvuru bu hali ile İİK'nun 169a/4-5. maddesine göre takibin kesinleşmesinden önceki dönemde bononun zamanaşımına uğradığına yönelik itiraz niteliğindedir. Mahkemece, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımının gerçekleştiği kabul edildiğine göre, İİK'nun 169a/4-5. maddesi gereğince zamanaşımı itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılmasına hükmedilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İzmir 10....