İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/1119 Esas- 2013/954 Karar sayılı kararıyla takibin iptaline karar verilmiştir. Bu durumda takibin iptali ile haksız tahsil edilen paranın İİK'nun 361. maddesine göre tahsili mümkün hale gelmiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, icra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesi gerekmediğinden, paranın iadesi için muhtıra gönderilmesi talebinin reddine dair İcra Müdürlüğü kararının iptali doğrudur. Ancak aynı kuraldan hareketle takibin durdurulması yönündeki kararın da iptaline karar verilmesi gerekir. Aksinin kabulü duran takipten muhtıra çıkarılması gibi imkansız bir sonucu doğurur. Mevcut hali ile mahkeme kararı kendi içinde çelişkilidir. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması yoluna gidilmiştir....
Somut olayda borçlu hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamın icra takibinde, takibin kesinleşmesinden sonra borçlu tarafından icra dosyasına yatırılan 57.281 TL'nin alacaklıya ödendiği, borçlunun şikayeti üzerine....İcra Hukuk Mahkemesi'nin 05.02.2014 tarih ve 2013/1129 E. - 2014/198 K.sayılı kararı ile ödeme emri tebliğ tarihinin 14.09.2011 olarak düzeltildiği, düzeltilen tebliğ tarihine göre 15.09.2011 tarihli itirazın sürede olup takibin durdurlduğu, bu nedenle alacaklının tahsil ettiği paranın iadesi için 07.04.2014 tarihli şikayete konu muhtıranın alacaklıya çıkarıldığı, mahkemece takip kesinleşmediğinden usulsüz tebligata bağlı işlemlerin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Davaya konu takibin dayanağını oluşturan 12.06.2006 tarihli uzlaşma tutanağı ile bu davayla ilgili taahhütname üzerinde imzası bulunan davalı ... hakkında davacı şikayeti üzerine Cumhuriyet Savcılığı’nda soruşturma başlatıldığı ve henüz sonuçlanmadığı anlaşılmış olup, mahkemece anılan bu soruşturmanın neticelenmesi beklenerek uygun sonuç dairesinde bir değerlendirme yapılması gerekirken bu yön üzerinde durulmaksızın hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma biçimine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece tebligatın ıusulsüz olduğunun kabulü doğru ise de; alacaklı tarafından seçilen takibin şekline göre uygulanması gereken İİK.'nun 62. maddesi hükmüne göre; her türlü itirazın, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yapılması zorunludur. Bu durumda, borçlunun itirazlarını, icra dairesi yerine icra mahkemesine bildirmesi fuzuli olduğu gibi bir hukuki sonuç da doğurmaz. Hal böyle olunca, mahkemece, takibin şekli bakımından icra mahkemesine yapılan itirazın geçersiz olduğu göz önünde bulundurularak borçlunun isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yetki itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Zamanaşımını kesen dava ibaresinden, takibin devamına ve alacağın tespitine yönelik davaların anlaşılması gerekir. Usulsüz tebliğ şikayeti, yetki itirazı, ortaklığın giderilmesi gibi davalar zamanaşımını kesen dava niteliğinde olmayıp, anılan davaların devamı süresince zamanaşımı işlemeye devam eder. Ancak ortaklığın giderilmesi davasının açılması için İİK'nun 121. maddesi uyarınca yetki alınması konusunda icra mahkemesine başvurulması, alacaklının takibin devamına yönelik iradesini gösteren bir icra takip işlemi olup, anılan işlem zamanaşımını keseceğinden, alacaklının talebi üzerine, ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 20/01/2012 tarih ve 2012/3 E.-2 K. sayılı kararı ile İİK'nun 121. maddesi uyarınca alacaklıya yetki belgesi verildiği görülmekle, bu durumda 3 yıllık zamanaşımının dolmadığı anlaşılmaktadır....
DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Alacaklı tarafından borçlu aleyhine ilama dayalı olarak başlatılan takipte, alacaklı vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda, borçlunun icra emrinin tebliğine ilişkin şikayeti olmamasına rağmen, İcra Müdürlüğü'nce tebligatın usulsüz olduğu, bu nedenle takibin kesinleşmediği gerekçe gösterilerek, haciz talebinin reddedildiğini, oysa ki tebligatın usulüne uygun olduğunu ileri sürerek, İcra Müdürlüğü kararının kaldırılmasını istemiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin 2 adet faturadan dolayı davalıdan alacaklı olduğunu, alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu, faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, faturalara konu malın teslim edilmediğini, davacı ve davalının muhasebecisinin aynı kişi olduğunu, mal teslimi olmadan muhasebecinin defterlere kayıt işlemi yapmış olabileceğini, müvekkilinin faturada belirtilen malı alacak kapasitesi bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece takip ve dava konusu faturaların tarafların ticari defterlerinde yer aldığı, itirazın haksız olduğu gerekçesiyle davalının itirazının iptaline, takibin devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Tapu Sicil Müdürlüğüne doğrudan yazı yazılarak taşınmaza haciz konulduğu uyuşmazlıkta haczin kaldırılması için asıl takibin yapıldığı icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu İcra Mahkemesine başvurulması gerektiği gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. İİK.nun 4.maddesi gereğince takip hangi icra dairesinde başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasada, koşulların oluşması halinde İİK.nun 79 ve 360.maddeleri bu husustaki yetkiyle ilgili istisnalardır. Somut olayda, ... İcra Müdürlüğünce konulmuş bir haciz bulunmayıp, .... İcra Müdürlüğünün 2008/3731 sayılı icra dosyasında ... Tapu Sicil Müdürlüğüne doğrudan yazılan yazı ile şikayet konusu taşınmazın tapu kaydına haciz uygulanmıştır....
Varlık Yönetim A.Ş. tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından iki adet çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus takipte, borçlu şirketin icra mahkemesine başvurusunda usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunduğu, ilk derece mahkemesince imza itirazına ilişkin rapor alınarak itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği; alacaklının istinaf talebi üzerine ... Adliye Mahkemesince, ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu, buna göre itirazın süresinde olmadığı ancak bu hususun istinaf sebebi yapılmadığı gerekçesi ile HMK’nın 353/...-b-.... maddesi uyarınca istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği görülmektedir....
Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın şirketteki hissesinin haczine dair gönderilen haciz müzekkeresine karşı haczedilmezlik şikayeti ile mahkemeye başvurduğu, mahkemece haczedilmezlik şikayetinin takip borçlusuna tanınmış bir hak olduğundan bahisle aktif husumet yokluğu nedeniyle şikayetin usulden reddine karar verildiği, 3. kişi şirketin istinaf yoluna başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedildiği anlaşılmaktadır....