den alacak talebinde bulunulmuş, adı geçen borçluya çıkarılan ödeme emrinin tebliğine rağmen 7 gün içinde itiraz edilmediğinden takip kesinleşmiştir. İtirazın iptali davasının koşullarından biri borçlunun, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde borca itiraz ederek takibin durmasını sağlamasıdır. Takip kesinleştikten sonra itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Somut olayda takibin kesinleşmesinden sonra takip borçlusunun ölmüş olması kesinleşen takibin mirasçılarına bildirilerek miras red edilmedikçe mirasçılar aleyhine yürütülmesi sonucunu doğurur. Süresinde itiraz edilmediğinden kesinleşmiş bir takipte sonradan borçlunun ölmesi halinde mirasçılarına yeniden ödeme emri çıkarılmasının hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Bu itibarla icapsız şekilde çıkarılmış bu şekildeki ödeme emirlerinin davaya etkisi bulunmamaktadır....
alacağı, yıllık izin ücreti alacağı, maaş alacakları kalemlerini icra takibine konu ederken brüt tutarların talep edildiği ve gönderilen icra emrinde de brüt tutarların istenildiğini, ayrıca İşlemiş faizin de fazla talep edildiğini, işlemiş faize göre talep edilen faiz oranına da itiraz ettiklerini, ayrıca faiz başlangıç tarihlerinin belirlenmediği icra emri ve takibin hukuka aykırı olduğunu, icra takibini net ücretler ve tazminat üzerinden yapılması gerektiğini, belirtilen nedenlerle davanın kabulü İle Ürgüp İcra Müdürlüğünün 2019/326 Esas salımı dosyasındaki takibin geçici olarak tedbiren durdurulmasını, usul ve yasaya aykırı takibin brüt olarak talep edilen kısmının ve fazla faiz yönünden takibin ve icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı borçlunun, davalı alacaklı tarafından takibe dayanak senedin imzalandığı tarihte borçlu şirketin terkin edildiğini ileri sürerek ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ve takibin iptalini talep ettiği, mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, takibin iptali talebinin reddine karar verildiği, davacının karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
Her ne kadar Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı olup, Dairemizce de benimsenerek içtihat değişikliğine gidilen kararı ile; mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddianın, borca itiraz olduğu ve ödeme emrinin tebliği üzerine takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiş ise de, bu ilke, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde uygulanmaktadır. Somut olayda, muris...'nın takipten önce 29.01.2011 tarihinde vefat ettiği, takibin mirasçılar hakkında 14.4.2011 tarihinde başlatıldığı, şikayetçi borçlulara ödeme emrinin 02.5.2011 ve 14.6.2011 tarihlerinde tebliğ edildiği, mirasın reddine ilişkin davanın, takibin kesinleşmesinden sonra 01.02.2012 tarihinde açıldığı, 03.06.2013 tarihinde mirasın reddinin tesbit ve tesciline karar verildiği, kararın 02.7.2013 tarihinde kesinleştiği görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı vekili tarafından borçlu aleyhinde yazılı sözleşme ile kiralanan taşınmazın kira süresinin bitmesi nedeniyle başlatılan tahliye istemli ilamsız takipte borçlu vekili, takibin ve tahliye emrinin iptali istemi ile İcra Mahkemesine başvurmuş, mahkemece itirazın icra müdürlüğüne yapılması gerektiği nedeniyle takibin görev yönünden reddine karar verildiği görülmüştür. Takip şekli itibariyle İİK'nun 274/1. maddesi uyarınca itiraz etmek isteyen kiracının itirazını tahliye emrinin tebliğinde itibaren 7 gün içinde icra dairesine bildirmesi gerekmektedir....
Takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı ve borca itiraz, İİK'nun 168/5. maddesi kapsamında olup anılan itirazların da yasal beş günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda; bonoya dayalı olarak 26.03.2004 tarihinde takibe başlandığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 08.4.2016 günü tebliğ edildiği, borçlunun usulsüz tebliğ şikayetinin bulunmadığı, icra mahkemesine başvuru tarihinin ise 26.08.2016 olduğu, itiraz dilekçesinde zamanaşımının gerçekleştiğini belirttiği, tarihlere göre başvurusunun takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazı niteliğinde olduğu, ancak itirazın beş günlük yasal süresi içerisinde yapılmadığı görülmektedir. O halde mahkemece, borçlu ...'in zamanaşımı itirazının süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Dairesinin 2020/1950 E. sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı davacı tarafından davalı borçlular aleyhine 22.500,00 TL alacak miktarı üzerinden örnek 13 ödeme emrine uygun takip başlatıldığı, takip dayanağının 01/04/2016 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesi olduğu, ödeme emrinin borçlu Ali Sefa'ya 17/02/2020 tarihinde bila tebliğ iade geldiği, bu tarihten önce borçlular vekili tarafından 13/02/2020 tarihli dilekçe ile "müvekkillerim adına takibe itiraz ediyoruz" şeklinde itiraz dilekçesinin sunulması ile takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklı vekilinin talebi ile borçlu Ali Sefa vekiline ödeme emrinin 30/06/2020 tarihinde e- tebligat ile tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İİK'nın 269. maddesinde ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirip yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının merciden itirazın kaldırılması ve tahliye isteyebileceği öngörülmüştür....
talep olunan % 36 oranındaki faize itiraz ettiğini belirterek, takibin/ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....
İlk derece mahkemesince; davacının takibin iptali ve ödeme emrinin iptali taleplerinin ayrı ayrı reddine, dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davacı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından düzenlenen ödeme emrinde borcun sebebi belirtilmemiş olup, İcra ve İflas Kanunu m.58 gereğince şeklen içermesi gereken zorunlu unsurları mevcut olmayan ödeme emrinin iptali gerektiğini, alacaklı tarafça her iki yükümlülüğün de yerine getirilmediğini, mahkemece ödeme emrine dayanak belgelerin eklendiğinden bahisle karar verildiğini, ödeme emrine borcun kaynağı ile ilgili dayanak belgeler eklense de ödeme emrinin içeriğinin kanuna uygun olarak düzenlenmemiş olmasının takibin iptalini gerektirdiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Davacının usulsüz tebliğ şikayetinin yasal süresi içerisinde şikayet konusu edilmediği dikkate alındığında ödeme emrinin tebliğ tarihinin 16/12/2019 tarihi olduğu, davacı borçlunun icra dosyasında takibe, borca ve ferilere itirazlarının 27/12/2019 tarihli olmakla İİK. 62 maddesi uyarınca 7 günlük yasal süresi içerisinde olmadığı dikkate alındığında icra müdürlüğünce itirazın süresinde olmadığından reddine dair kararı usul ve yasaya uygundur. Yine itiraz süresinde yapılmadığından davacının takibin durdurulmasına yönelik talebi yerinde olmadığı gibi takibin kesinleşmesinden sonra uygulanan maaş haczinin kaldırılmasına yönelik talebi de yerinde değildir. Bu nedenle davacının bu yöndeki şikayeti ve taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekir....