İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/1057 esas, 2015/944 karar sayılı ilamı ile de 02.06.2015 tarihindeki ödeme emri tebliğatının usulsüzlüğünün tespiti ile ödeme emrinin davalı borçluya 01.10.2015 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına karar verildiği anlaşılmış, ayrıca icra takip dosyasının incelenmesinde de, davalı borçlunun yeni belirlenen ödeme emrinin tebliğ tarihinden sonra yasal itiraz süresi içerisinde 06.10.2015 tarihinde icra takibine itiraz ettiği görülmüştür. Bu durumda davaya dayanak icra takibindeki ödeme emrinin, 01.10.2015 tarihinde davalıya tebliğ edildiği subuta erdiğinden, takibe de süresinde itiraz edilmiş olduğundan, 06.07.2015 tarihinde süresinden önce açılan dava ile tahliye isteminde bulunulamaz. Bu sebeplerle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tahliyeye karar verilmesi doğru olmayacağından kararın bozulması gerekmiştir....
Maddesi gereğince icra emrinde gösterilmesi gereken ödeme süresinin 30 gün olduğu, şikayet edilen icra emrinde ise ödeme süresinin 7 gün olduğunun belirtildiği, bu nedenle icra emrinin iptalinin gerektiği gerekçesiyle asıl ve birleşen dosya yönünden şikayetin kabulüne, şikayetçiler adına çıkartılan icra emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı T1 İş. Mak. Tic. San. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; takibin iptali talebine yönelik şikayet sebepleri incelenmeden icra emrinin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığını belirtmiş ve ayrıca şikayet dilekçesi içeriğini tekrar ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, takibin ve icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı Beyka İnş. Hafriyat Nak. İş. Mak. San. Tic. Ltd....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1098 Esas sayılı dosyasında verilen geçici mühlet kararı sunularak müvekkilleri yönünden takibin durdurulmasının talep edildiğini, tüm taraflar adına borca itiraz adı altında sunulan dilekçeyle tüm davalıların vekilleri tarafından icra takibine itiraz edildiği açık iken bu durumun mahkemece göz ardı edildiğini, 2. dilekçe ile de açıkça tüm davalılar yönünden icra takibine, ödeme emrine, borca ve ferilerine aynı gün 13.12.2018 tarihinde itiraz edildiğini, Yargıtay 12....
Öte yandan İİK. nun 53. maddesi gereğince mirasçılar hakkındaki takip, ilk takibin devamından ibaret bulunduğu için; borçluya ödeme emri tebliğ edildiği halde borçlu süresinde itiraz etmeyerek takip kesinleşmiş ve daha sonra borçlu ölmüş ise, takibi mirasçılara yöneltmek isteyen alacaklının, mirasçılara ödeme emri çıkarmasına gerek yoktur. Takibin kendilerine karşı devam ettirilmesi yönündeki alacaklı isteminin mirasçılara muhtıra gönderilerek tebliği ile yetinilmesi yeterlidir. Buna rağmen ödeme emri çıkarılması halinde, mirasçılar murisin ölümünden önceki ve kesinleşmiş işlemlere karşı murisin itiraz hakkı bulunmadığı sürece itiraz edemezler. Muris yönünden kesinleşen hususlar, mirasçılar tarafından ileri sürülemez. Takibin kesinleşmesinden sonra murisin ölümü halinde mirasçıların, mirası usulüne uygun reddettiklerine ilişkin mahkeme kararı almaları halinde mirasçılar aleyhinde takibe devam edilmesi ve mirasçıların mal ve haklarına haciz konulması mümkün değildir....
İcra Müdürlüğü’nün 2015/523 E.sayılı dosyası ile 123.339,10 TL’nın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalının takip tarihinden sonra 30.1.2015 tarihinde şirkete haricen 93.673,75 TL ödeme yaparak icra takibinde talep edilen borca ve ferilerine yapılan ödeme kadar itiraz ettiğini, ödemenin takipten sonra fakat ödeme emrinin tebliğinden önce yapılması nedeniyle takibin başlatılmasına davalı sebebiyet verdiğinden vekalet ücretinden sorumlu olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın hukuki yarar bulunmadığından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ile hacizlerin kaldırılması ve ödeme emrinin iptali şikayeti sebebiyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabul kısmen reddi ile, borçlu yönünden ödeme emri tebliğ tarihinin 17.10.2021 tarihi olarak düzeltilmesine, takibin kesinleştirilmesi işleminin iptali ile varsa konulan hacizlerin kaldırılmasına, ödeme emrinin iptali talebinin reddine karar verilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/10/2020 NUMARASI : 2020/61 ESAS 2020/322 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Adana 5. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 15/10/2020 tarih 2020/61 esas 2020/322 karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Adana 11....
Yargıtay’ca incelenmesi istenen icra emrinin ve takibin iptali istemine ilişkin talep, kesin nitelik taşımadığından temyizi kabildir. Borçlunun karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 09/09/2016 tarih ve 2016/25869 E. - 18895 K. sayılı onama ilamının ve ... 13. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 21.06.2016 tarih, 2015/789E.- 2016/615K. sayılı ek kararının oybirliğiyle kaldırılmasına karar verilerek temyiz incelemesine geçildi. Borçlunun takibe dayanak ilamın kesinleşmeden icra edilemeyeceğinden bahisle icra emrinin ve takibin iptali talebi ile ilgili olarak, mahkemece, olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir....
Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, İİK'nın 62. maddesine göre itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. Bu durumda, İİK'nın 66. maddesi uyarınca icra müdürü takibi durdurur. Somut olayda, davacı borçluya ödeme emrinin 18/05/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 20/05/2020 tarihinde borçlu vekilinin vekaletnamesi ile birlikte farklı bir mahkemeye hitaben yazılmış bir dilekçe sunduğu tartışmasızdır. Bu halde, yasal 7 günlük süre içinde usulüne uygun bir itiraz dilekçesi sunulmamıştır. Borçlu vekilinin sunduğu bu evrakın vekaletname ve borca itiraz olarak nitelendirilmesi, usulüne uygun bir itiraz dilekçesi bulunmadığı sonucuna etkili olmadığından, İİK'nın 62. maddesinde belirtildiği şekilde yasal süresi içinde yapılmış bir itiraz bulunmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır....
Ancak anılan hüküm, borçlulardan birinin ikametgahındaki (onun için genel yetkili) icra dairesinde takip yapılması hali içindir.Somut olayda; itiraz eden borçluya ödeme emrinin 15.12.2014 tarihinde tebliğ edildiği, yetki itirazında bulunmayan diğer takip borçluları ... ve ...'e ödeme emrinin ... adresine 12.12.2014 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçen borçlular yönünden takibin itiraz tarihi olan 22.12.2014 tarihinden önce kesinleştiği anlaşılmış olup ... İcra Dairesinin yetkisi de kesinleşmiştir. Takibin yapıldığı ... İcra Dairesi borçlular ... ve ...'in ikametgahındaki ve onlar için genel yetkili icra dairesi olduğundan, borçlu ... İnşaat Turizim Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti'nin yetkiye yönelik itirazı yerinde değildir. Mahkemece borçlunun yetki itirazının reddine karar vermesi gerekirken yazılı gerekçeyle yetki itirazının kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsizdir....