Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2019/94 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takip kapsamında 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 24/11/2020 tarihine kadar müvekkiline usule uygun hiçbir tebligat yapılmadığını, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 24/11/2020 tarihi olarak kabulü gerektiğini, takibin usulüne uygun kesinleştirilmediğini, davacının borcunun bulunmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacıya ait ve haciz konulan İstanbul ili Üsküdar ilçesi Kuzguncuk Mahallesi 571 ada 8 parsel sayılı taşınmazın borçlunun haline münasip evi olduğunu, bu nedenle haczedilemeyeceğini bildirerek, takibin kesinleştirilmesi işleminin iptali ile takibin öğrenme tarihinin 24/11/2020 olarak tespitine, zamanaşımı nedeniyle takibin iptaline, haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesini istemiştir....

*İcra emri usulsüz tebliğ şikayeti yönünden yapılan incelemede; Mahkeme dosya üzerinde yaptığı inceleme sonucunda kıymet takdiri raporunun bizzat kendisine 11/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tarih itibariyle takipten haberdar olduğu kabul edilerek süre aşımı sebebiyle icra emrinin iptali istemi ile borca ve faize itiraz istemlerinin reddine karar vermiş ise de, borçlu bu tebligattaki (11/10/2018 tarihli) imzaya kendisine ait olmadığını ileri sürerek itiraz ettiğini bildirmiş, mahkemece bu iddia yönünden bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Borçlunun tebligattaki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasının bilirkişi marifetiyle tespit edilerek araştırılması, bunun sonucuna göre usulsüz icra emri tebliğ şikayetine ilişkin bir değerlendirme yapılması gerekir....

Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Borçlular usulsüz tebliğ şikayetlerinin kabulü ile T.K'nun 32 inci maddesi gereği, ödeme emrinin davacılara tebliğ tarihinin 01.04.2019 olarak düzeltilmesi talebi ile birlikte alacağın dayanağı icra kefilliği 30.12.2008- 01.04.2019 tarihleri arasında on yıllık zamanaşımına uğraması nedeniyle, İİY 71 ve 33/a maddesi gereği takip dosyasında icranın geri bırakılmasını istemiş, mahkemece özetle, usulsüz icra emri tebliğine yönelik şikayetin süre aşımından reddine davacı borçlular yönünden değişik tarihlerde takibin devamını sağlayacak taleplerde bulunulması nedeniyle zamanaşımının kesildiği, takibin kesinleşmesinden sonra 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesi ile zamanaşımı itirazının esastan reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından gönderilen dosya içerisinde dava konusu İstanbul 14....

Borçlu; ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, ödeme emrinden 18/08/2015 günü haberdar olduğunu ileri sürerek 18/08/2015 tarihli itirazları gereğince takibin durdurulmasını istemiştir. Borçlunun bu yöndeki istemi tebligat usulsüzlüğü şikayeti olmakla İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda; 13/07/2015 günü tebliğ edilen örnek 7 ödeme emrinden borçlu 18/08/2015 tarihinde haberdar olduğunu beyanla yasal yedi günlük süreden sonra 27/08/2015'te icra mahkemesine başvurduğuna göre mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'...

    , İİK.' nun 71 ve bu madde de atıf yapılan aynı kanunun 33/a maddelerindeki zamanaşımı şikayeti, takibin kesinleşmesinden sonraki devreye ilişkin olup olayda anılan maddelerin uygulama yeri bulunmadığı gerekçesiyle istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

      İcra müdürü kendi verdiği karardan dönemez ise de, bilahare, daha önce verdiği kararın dosya kapsamı ve yasa hükmüne uygun olmadığını fark edip, onun yerine yasaya uygun olan kararı vermesine engel bir düzenleme de bulunmamaktadır. Bu halde icra müdürlüğünce takibin durdurulması kararından dönmesi dosya kapsamına uygun olup, bu karar usulsüz tebliğin ileri sürülmesi için şikayetçiye yeni bir hak bahşetmez. Şikayetçi, hakkındaki takipten 04.09.2019 tarihinde verdiği beyan dilekçesinde haberdar olduğunu beyan etmiş, tebliğ tarihini 03.09.2020 olarak yazmış olmasına rağmen 7 gün içinde usulsüz tebliğe ilişkin şikayette bulunmadığından öğrenme tarihine göre 25.09.2020 tarihinde yapılan usulsüz tebliğ şikayeti süresinde değildir....

      Alacaklı tarafından seçilen takibin şekline göre uygulanması gereken İİK.'nun 168. maddesi hükmüne göre; her türlü itirazın, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine yapılması zorunlu olup, bu haliyle, borçlunun itirazlarını, icra mahkemesi yerine icra dairesine bildirmesi yasal olmadığı gibi, yanlış merciye başvurusu hukuki sonuç da doğurmaz. Somut olayda, borçlunun, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borçlu muris Şemsettin Suruç'un borca batık olarak vefat etmiş olması nedeniyle, TMK'nun 605/2. maddesi uyarınca mirası reddetmiş sayıldığını, mirasın reddedildiğinin tespiti için Van 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/153 Esas sayılı dosyası ile mirasın hükmen reddinin istendiğini, davanın derdest olduğunu, bekletici mesele yapılmasını, kendisine ödeme emri gönderilmesinin hatalı olduğunu, muhtıra gönderilmesi gerektiğini ileri sürerek, ödeme emrinin ve takibin iptali talebiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır....

        Taraflar arasındaki kambiyo senedine özgü takipte usulsüz tebligat şikayeti, imza, borca itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile; davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ... 3. İcra Müdürlüğünün 2020/8179 Esas sayılı dosyasında davacıya yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespitine, öğrenme tarihi olan 10.12.2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne, davacının imzaya itirazının, tahrifata ilişkin itirazının ve borca itirazının reddine, takibin geçici olarak durdurulmasına karar verildiğinden ... 3. İcra Dairesinin 2020/8179 Esas sayılı dosyasında asıl alacağın %20 oranında inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacı borçlunun asıl alacağın %10'u oranında para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Kararın davacı/borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....

          İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; vekaletnameyi icra doyasında uyap ortamına sunduğunu, uyap ortamında tüm evrakların bulunmadığı, bu sebeple dosyayı tam olarak inceleyemediklerini ileri sürerek, usulsüz tebliğ nedeni ile şikayette bulunduklarını, ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada verilen kararın bu sebeple usul ve yasaya uygun olmadığını, kıymet takdirinden de geç haberdar olduklarını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanunu yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava; usulsüz tebliğ şikayeti ve kıymet takdirine itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

          Sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu iddia ile, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça alacağın dayanağı olarak sunulan işlemlerin hukuka aykırı olduğunu, hukuka aykırı idari para cezasına dayalı olarak müvekkilinin kuruma borçlu olmasının mümkün olmadığını, idari para cezasının tebliğine ilişkin tebligatın usulsüz olduğunu, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR VE GEREKÇESİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulüne karar verilmek suretiyle, İstanbul 25....

          UYAP Entegrasyonu