Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine başlatılan takibin 2016 yılında yenilendiğini ve 103 davetiyesinin müvekkiline tebliğ edildiğini, ancak daha sonra icra takibinin düştüğünü, 2020 yılında yeniden icra dosyasında işlemlerin yapıldığını ve taşınmaza haciz konulduğunu, 2020 yılındaki hacze ilişkin 103 davetiyesinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, müvekkilinin durumu 20/11/2020 tarihinde tebliğ edilen kıymet takdiri raporu ile öğrendiğini, müvekkilinin evli ve iki çocuk babası olduğunu, haczin tatbik edilen yerden başka müvekkilinin adına kayıtlı başka bir gayrimenkulünün bulunmadığını, 2005 yılından beri hacze konu evde ailesiyle birlikte ikame ettiğini ve taşınmaz üzerinde aile konutu şerhinin olduğunun tapu kayıtlarında görüleceğini, müvekkilinin meskeniyet şikayetinde bulunduğu yerin haline münasip bir ev olduğunu ve evin haczinin kabil olmadığını, dosya kapsamında alınan...
İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/523 Esas sayılı dosyasında 09/11/2020 tarihinde meskeniyet ve kıymet takdirine itiraz davası açtığı, yapılan yargılama sonunda, meskeniyet iddiasına yönelik şikayetin süre yönünden reddine, kıymet takdirine yönelik şikayetin reddine karar verildiği, kararın 22/06/2021 tarihinde kesinleştiği, meskeniyet iddiasına ilişkin davanın kesinleşmeden sonra 31/08/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, HMK'nın 114/1- i ve HMK'nın 115. maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Takibin durması gereken tarihten sonraki yapılan tüm takip işlemleri usulsüz olup, süresiz şikâyeti tâbi işlemlerdir. Yapılan ihale de usulsüz ve yolsuz olduğundan satışın da iptali gerekir. Öte yandan borçlu ve ailesinin yaşamını sürdürebilmesi için borçluya ait bir kısım mal ve hakların haczedilemeyeceğine yönelik düzenlemeler mevcuttur (İİK’nın 82,83 md.). Bu düzenlemeler kapsamında borçlunun hâline münasip evi haczedilemez. Borçlu vekili meskeniyet şikâyetinde bulunduğu ve henüz şikâyet sonuçlanmadığı hâlde taşınmazın satışının yapılmasının fesih nedeni olarak kabul edilmesi gerekir. Nitekim 12. H.D. 04.10.1991 tarihli 2496 Esas, 10097 Karar sayılı kararında haczedilmezlik şikâyeti kesin olarak sonuçlanmadan yapılan ihalenin feshi gerekeceğine karar vermiştir. Yasa'da mevcut bir düzenlemeye dayalı olarak borçlu meskeniyet şikâyetinde bulunduğu hâlde bu şikâyet sonuçlanmadan taşınmazın satılması, yasal düzenlemeleri işlevsiz hâle getirir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu vekili meskeniyet şikayetinde bulunmuş, Mahkemece meskeniyet iddiasının kısmen kabulüne, ... .......
gerçek değerinin belirlenmesini talep ettiğini, yapılan yargılama neticesinde Tire İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/60 Esas ve 2021/175 sayılı Kararı ile taşınmazın değerinin 270.000,00 TL olarak tespit edildiğini ve kararın kesinleştiğini, süresinde yapılmayan şikayet sebebiyle iş bu davanın usulden reddi gerektiğini, davacının kıymet takdirine itiraz davası sonrası açtığı iş bu dava ile haksız olarak meskeniyet iddiasında bulunduğunu, ancak davacının haczin öğrenildiği tarihten itibaren süresi içerisinde meskeniyet şikayetinde bulunmadığı gibi kıymet takdiri raporunun tebliğinde de bu şikayet yoluna başvurmadığını, ayrıca açmış olduğu kıymet takdirine itiraz davasında alınan yeni kıymet takdiri raporu sonrasında da meskeniyet iddiasının öne sürülmediğini, kaldı ki yeni bir kıymet takdirinin yapılmasının davacıya meskeniyet şikayeti hakkı tanımayacağının açık olduğunu, meskeniyet şikayeti haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süreye tabi olduğundan ve davacı bu iddiaya yönelik dava...
Diğer taraftan alacaklı meskeniyet şikayetinde bulunulmayan takip dosyasından taşınmazı sattırıp alacağını tahsil imkanına sahiptir. Meskeniyet şikayetine konu taşınmazda borçlunun rızası ile kurduğu zorunlu ipotek meskeniyet şikayetinde bulunulmasını engeller. Ancak haciz tarihinden önce ipotek bedeli ödenmiş ise hukuki değerini kaybeden ve terkini gereken ipotek meskeniyet şikayetine engel olmaz. İpotek alacaklısı banka vekili tarafından ipotek borcunun 05.10.2016 tarihinde tamamen ödendiğini bildirmiş olup taşınmazda kayden bulunan ve terkini gereken ipoteğin varlığı meskeniyet şikayetinde bulunulmasına engel değildir. Borçlu ile eşi arasında boşanma davasının bulunması da meskeniyet şikayetine engel olmayıp borçlu gerek kendisi, gerekse birlikte yaşadığı kişiler bakımından meskeniyet şikayetinde bulunabilir. Kaldı ki davalı, dava sırasında tarafların boşandıklarına ilişkin kesinleşmiş bir ilam da sunamamıştır....
ve hacizden bu tarihte haberdar olduklarını, müvekkillerinin meskeniyet şikayetinde bulunmuş oldukları yerin haline münasip bir ev olduğunu, hacze konu evin konumunun gerek müvekkilinin sosyal çevresi içerisinde yer alması, gerekse evin fiziksel koşullarının bir ailenin ihtiyaçlarını asgari düzeyde karşılayacak nitelikte olması sebebi ile İİK md.82/1- 12 maddesi uyarınca haline münasip ev olduğunu ve haczi kabil olmadığını belirterek meskeniyet iddialarının kabulü ile şikayet konusu mesken üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/214 KARAR NO : 2021/902 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : YENİŞEHİR İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/10/2020 NUMARASI : 2018/58 2020/46 DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edilldikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, savunma haklarının kısıtlandığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 08/12/2017 tarihli haciz ile ilgili olarak yaptıkları meskeniyet şikayetlerinin kısmen kabulüne karar verildiğini, alacaklı tarafça bu hacizle ilgili süresinde satış talebinde bulunulmadığını, sonradan aynı taşınmaz için haciz konulmasının dürüstlük ve iyiniyet kuralına aykırı olduğunu, daha önceki meskeniyet şikayetleri kısmen kabul edildiği için aynı taşınmaz için gerçekleştirilen sonraki haciz yönünden aynı şikayette bulunmalarının usul ekonomisine aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda dava konusu taşınmazın değeri, taşınmazın bulunduğu mevkii, meskenin üzerinde bulunduğu arsa ile birlikte ve objektif veriler esas alınarak, davacının haline münasip meskenin değeri ise davacının sosyal ve ekonomik durumu ile tek başına yaşıyor olması v.b. kriterler esas alınarak hazırlandığından hükme esas alınmasında, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bu rapor ve ek rapor gözetilerek mahkemece davacının meskeniyet şikayetinin kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....