evinde fiili haciz yapıldığı, bu arada davacı tarafından muhtıranın iptali için 18/07/2012 tarihinde dava açıldığı, icra mahkemesince olayda İİK 40 ve 361 maddelerin uygulama yeri olmadığı, takibin derdest olduğu, sunulan bir menfi tespit ilamı bulunmadığı gerekçesi ile muhtıranın iptali ile bu muhtıra nedeniyle konulan hacizlerin hükümsüz sayılmasına karar verildiği, bu kararın Yargıtay ilgili dairesince onandığı anlaşılmıştır....
İM .../... sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına , %20 tazminatın hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesinde; dava konusu icra takibiyle ilgili ödeme emrinin iptali talebiyle İzmir 4. İHM nin .../... sayılı dosyasında dava açıldığını, açılan davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini ,davanın alacak davası olmayıp itirazın iptali davası olduğunu , davacının dava açarken dayanak olarak gösterdiği , icra dosyasındaki takip talebinde ileri sürdüğü borcun sebebiyle bağlı olduğunu , takip talebindeki borcun sebebi bölümünde " 01.07.2019 tarihli , 67.990,28 USD tutarlı " cümlesinin yazılı olduğunu , açılan davada ise dayanak olarak 2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defterlerin gösterildiğini , bu hususun kabul edilmediğini , davacı iddiasının aksine davalının davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını belirtmiş , öncelikle İzmir 4....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/487 E, 2020/366 K sayılı ilamı incelendiğinde; Davanın, tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat talebiyle açıldığı, 11/10/2018 tarihli duruşmada davacı vekilinin tapu iptali ve tescil talebinden vazgeçtiklerini belirterek tazminat talebinin kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüş ise de, dayanak ilamın gerekçesine göre, dava konusu edilen taşınmazın şarta bağlı olarak idareye bağışlandığı, mahkemece bağış şartının gerçekleşmesinin imkansız hale geldiğinin tespit edilmesi nedeniyle davanın kabulüne karar verilerek tazminata hükmedildiği, temelde davanın taşınmazın aynına taalluk etmesi nedeniyle kesinleşmeden takibe konulamayacağı anlaşıldığından (Yargıtay 12 HD'nin 2019/11697 E, 2020/6037 K sayılı emsal kararı), icra mahkemesince takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yukarıda yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur....
-TLfatura alacağının tahsili için ----- sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durması sebebiyle itirazın iptali, takibin devamı ve inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. ----esas sayılı dava dosyası uyap üzerinden getirtilerek incelenmiş, mahkememiz dosyası davacısı ---- davanın açıldığı, davanın konusunun da yine mahkememiz dosyasına konu olan ---- faturalardan kaynaklanan 4.928,74.-TL bakiye alacağın tahsili talebiyle -----esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durması sebebiyle itirazın iptali, duran takibin devamı ve inkar tazminatına hükmedilmesi talebiyle davanın açıldığı anlaşılmıştır. ---- esas sayılı dava dosyasının 05.11.2020 tarihinde açıldığı, mahkememizdeki davanın ---- dava konusunun , taraflarının ve konusunun mahkememiz dosyasıyla aynı olduğu,her iki dosya arasında fiili ve hukuki anlamda geniş irtibat bulunduğu anlaşılmıştır....
in 04.08.2010 tarihli talebiyle düştüğünü ileri sürerek, sıra cetveliinn iptalini talep ve şikayet etmiştir. Birleşen 2012/117 E. sayılı dosyada şikayetçi hazine vekili, 05.03.2010 tarihli menkul haczinin, ... İcra Müdürlüğü'nün 2008/1349 E. sayılı dosyasındaki 04.08.2010 tarihli satışın düştüğüne dair yazıda ve 1 yıllık sürenin sonu olan 05.03.2011 tarihine kadar yeniden satış istenmediğinden düştüğünü ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Asıl ve birleşen dosyalarda şikayet olunanlar ... ve .... Şirketleri vekili, asıl ve birleşen şikayelerin reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, uyulan Yargıtay bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; ......
İş Mahkemesinin 2020/97 Esas sayılı dosyasında verilen 08/04/2021 tarihli karara dayanılarak 13/07/2021 tarihinde ilamlı takip başlatıldığı, takibin kesinleştiği, davacı takip borçlusunun 09/06/2021 tarihli 7326 sayılı kanun gereğince alacağın yapılandırıldığından bahisle 07/10/2021 tarihinde takibin iptali istemli dava açtığı, icra dosyası kapsamına göre takip tarihi itibariyle bir yapılandırma başvurusu olmadığı, takibin kesinleşmesinden sonra başvuruda bulunduğu ve ödeme taahhüt tarihininde şikayet tarihinden sonra Kasım ayı olduğu, bu nedenle takibin iptali istemli açılan davanın haksız olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İcra Müdürlüğünün 2011/7952 esas sayılı dosyasındaki takibin iptali istemine ilişkindir. İcra Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın tüketici kredisinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Tüketici Mahkemesi ise, istemin İİK 16. maddesi uyarınca şikayet yoluyla takibin iptaline ilişkin olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. İİK'nun 16. maddesinde “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir.” hükmü yer almaktadır. Davacı, davalı şirketin daha önce ... 2. İcra Müdürlüğünün 2010/10647 esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaptığını, bu dosyadaki itiraz üzerine İcra Mahkemesince takibin 6583-TL üzerinden devamına karar verildiğini, ayrıca ......
İcra Dairesinin 2020/11135 Esas sayılı dosyasında başlatılan takibin iptaline” karar verilmiştir. Davalı alacaklı vekili istinaf başvurusunda özetle; birinci takipten feragat edilerek ikinci takip başlatıldığını, mükerrer takip olmadığını, birinci takipten usulüne uygun surette vazgeçildiği yerel mahkemece de tespit olunduğu halde, şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesinin haksız olduğunu, şikayetin sürede olmadığını, duran takip hakkında şikayette bulunulamayacağını, uyuşmazlık mükerrerlik ve derdestlik itirazı ile memur işlemini şikayet ise, davacının talebini aşar şekilde takibin iptali kararı verilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Başvuru; takibin iptali şikayetine ilişkindir. Ankara 18....
İlk takibin feragat veya infazla ortadan kalkmadığı durumlarda başlatılan ikinci takip HMK'nin 30. maddesi uyarınca usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil edecektir. Ancak somut olayda, her ne kadar bozma kararı sonrasında verilen ilama ilişkin ikinci takip 08.10.2015 tarihinde başlatılmış, takibin iptaline ilişkin şikayet 03.11.2015 tarihinde yapılmış ve bu tarihte ilk takipten henüz feragat edilmemiş ise de; mahkemece şikayet hakkında 06.11.2015 günü karar verilmeden evvel, alacaklı tarafından 04.11.2015 tarihinde ilk takipten feragat edildiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, yargılama devam ederken önceki takipten feragat edilmiş olması nedeni ile konusuz kalan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, dava tarihi itibari ile şikayette haklı olan borçlu lehine vekalet ücreti ile yargılama giderlerine hükmedilmesi yerine takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğü’nün 2012/5696, 2012/5697 Esas sayılı takiplerin açıldığını ileri sürerek takibin iptali ve İİK’nun 266. maddesine göre ihtiyati hacizlerin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; ipoteklerin, şikayetçi şirketin kefalet borcuna münhasır olarak verilmediği, İİK'nun 45. maddesinin işletilemeyeceği, ayrıca takibin ilamsız olması nedeniyle bu iddianın itirazın iptalinde itiraz konusu yapılması gerektiği, ihtiyati hacizlerin kaldırılması isteminin şikayet konusu yapılmasında hukuki yarar bulunmadığı, uygun görülecek teminatla ihtiyati haczin kaldırılabileceği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....