Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2014/1429 esas sayılı dosyası ile mirasın reddine ilişkin dava açıldığı mahkemece mirasın davacılar tarafından reddedildiğinin tespit ve tesciline karar verildiği, bu kararın 25/12/2014 tarihinde kesinleştiği, icra takibinin ise mirasın reddi kararından sonra 27/02/2015 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır....

    İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin mirasın reddi davası açması sebebiyle icra takibinin iptaline ilişkin karar verilmesini talep ettiğini, fakat mirasın reddi işleminin takibi durdurmayacağını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddedilmesinin gerektiğini, mirasın reddi işleminin takip öncesi bir işlem olduğu için miras terekesine değil mirasçıların şahsına yönelik bir takip başlatıldığından mirasın reddi nedeniyle borçlu olunmadığı iddiasının öne sürülmesinin mümkün olmadığını, murisin 28/09/2020 tarihinde vefat ettiğini, takip konusu bononun vade tarihinin 30/09/2020 olduğunu, vade tarihinin murisin vefat tarihinden sonraki bir tarih olduğundan, borçlu terekenin borcundan dolayı değil şahsi olarak borçlu olduğundan takibin iptalini talep etmekte hukuki yararı bulunmadığını beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Konya . İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası istenmiş, Serik ....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca takip borçlusunun mirasının reddi nedeniyle takibin iptali istemine ilişkindir. İzmir 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 21/09/2020 tarihli 2019/1854 Esas 2020/872 Karar sayılı kararı ile Alattin Bayrak mirasçıları T1 ve Bilgehan Bayrak'ın mirası kayıtsız ve şartsız reddettiğinin tespit ve tesciline karar verildiği, kararın 03/12/2020 tarihinde kesinleştiği, takip borçlusu murisin 22/10/2019 tarihinde öldüğü, mirasın reddi isteminin 29/11/2019 tarihinde 3 aylık yasal süre içinde yapıldığı tartışmasızdır. Davacının murisi takip borçlusu Alattin Bayrak'ın 22/10/2019 tarihinde hakkındaki takibin kesinleşmesinden sonra öldüğü, davalı vekilinin İİK'nın 53. maddesinde öngörülen yasal süre dolduktan sonra 24/12/2020 tarihinde takip borçlusunun vefat ettiğini belirterek, takibin mirasçılara karşı devamını ve ödeme emri tebliğini istediği, ödeme emrinin 30/12/2020 tarihinde davacı mirasçıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....

      Davalı Ziraat Bankası vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının her ne kadar mirasın reddi için dava açmış ise de, mirasın hükmen reddi için mirasçıların mirası kabul etmemeleri veya kabul ettiklerine dair bir davranışta bulunmaları gerektiğini, mirasçılar tarafından mirasın kabul edildiğine dair davranışlar sergilenmiş ise, mirasın hükmen reddi davasının kötü niyetle açıldığının ispatlanmış olacağını, dava konusu olayda davacılar tarafından Çaykara Mal Müdürlüğüne Veraset ve İntikal Vergisi Beyannamesi verilmiş olup, bu durumun mirasın kabul edildiğini gösterdiğini, Yargıtay tarafından da mahkemenin mirasçıların mirası kabul ettiklerine dair davranışlarının olup olmadığının araştırılması gerektiği görüşünün benimsendiğini, bilirkişi raporu ile murise ait taşınmazların değerinin düşük belirlendiğini, murise ait taşınmazların değerinin düşük belirlenmesinin murisin alacakları ile ilgili detaylı araştırma yapılmaması nedeniyle yanılgıya düşülerek murisin terekesinin borca batık...

      Maddesine göre; '' Bu davada (itirazın iptali davasında) borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.'' Somut olayda; takibe itirazın yerinde olduğu kabul edildiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalının tazminat isteminin ise davacının mirasın reddi hususunu bilebilecek durumda olmaması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Bu aşamada belirlenmesi gereken davanın reddi nedeniyle davalılar lehine yargılama giderine hükmedilmesinin gerekip gerekmediğidir. Davalılar takibe itirazlarında mirasın reddi hususunda herhangi bir beyanda bulunmamışlar, dava açıldıktan sonra cevap dilekçesi ile murisin mirasının reddedildiğini bildirmişlerdir. Yargıtay 10....

      Maddesine göre; '' Bu davada (itirazın iptali davasında) borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.'' Somut olayda; takibe itirazın yerinde olduğu kabul edildiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalının tazminat isteminin ise davacının mirasın reddi hususunu bilebilecek durumda olmaması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Bu aşamada belirlenmesi gereken davanın reddi nedeniyle davalılar lehine yargılama giderine hükmedilmesinin gerekip gerekmediğidir. Davalılar takibe itirazlarında mirasın reddi hususunda herhangi bir beyanda bulunmamışlar, dava açıldıktan sonra cevap dilekçesi ile murisin mirasının reddedildiğini bildirmişlerdir. Yargıtay ... Hukuk Dairesi ... E ......

        GEREKÇE; Uyuşmazlık, genel haciz yolu ile takipte mirasın reddi ilamına dayalı takibin iptali talebine ilişkindir. Ceyhan İcra Müdürlüğünün 2017/416 esas sayılı dosyası incelendiğinde, takip türünün genel haciz yolu ile icra takibi olduğu, takipteki alacak miktarının 23.208,87 TL olduğu, takip borçlusunun Bayram Ali Polat olduğu, borçlunun 30.06.2016 tarihinde öldüğünün anlaşılması nedeni ile yeni bir örnek 7 ödeme emri düzenlendiği, ödeme emrinin davacı T1'a 24.04.2017 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Mahkemeye 16/09/2019 tarihinde tevzi edilen davanın reddine karar verildiği, kararın davacı borçlu vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır. Mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde borçlunun "mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına" ilişkin iddiası hukuki nitelik olarak borca itirazdır....

        Bölge adliye mahkemesince; davalıların dava devam ederken muristen intikal eden araç ve taşınmazları üzerlerine devralarak mirası kabul yönünde beyanlarını gösterdikleri, mirasın aktif ve pasifleriyle kabul edileceği, mirasçıların tutum ve davranışlarının mirası kabul yönünde iradelerini gösterdiklerini, mahkemenin mirasın reddine yönelik davayı bekletici mesele yapmamasının bu nedenle yerinde görüldüğü, dosyada toplanan deliller kapsamında dayanak belgedeki imzanın murise ait olduğu, ilk derece mahkemesince verilen kararın yerinde bulunduğu gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1) Davalı ...'in temyiz itirazının incelenmesinde; Mirasın reddi, Türk Medeni Kanunu'nun 605 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan Kanunun 605. maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri belirtilmiştir. Mirasın reddi halinde, mirası reddedenler yönünden davaya devam edilemez....

          Sayılı dosyadan gönderilen icra emrinin Mehmet Aydın'a 17/02/2015 tarihinde tebliğ edilmiş olduğunu, Mehmet Aydın'ın ise 21/12/2020 tarihinde vefat etmiş olduğunun öğrenildiğini, takibin muris ölmeden çok önce kesinleşmiş olduğunu, bu halde davacı mirasçının miras bırakanın borçlarından sorumluluğunun 5 yıl süreyle devam etmekte olduğunu, sorumlulukları devam eden davacının takibin iptalini talep etme hakları bulunmadığını, davacının reddi miras halinde dahi sorumluluğunun devam etmekte olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Uyuşmazlık, davacının murisi hakkında başlatılan ilamlı icra takibinde murisin takibin kesinleşmesinden sonra vefatı nedeniyle davacıya yöneltilen ilamlı icra takibinin iptali istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 11. İcra Müdürlüğü 2015/2544 E....

          Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, senedin asıl borçlusunun ölümünden sonra 3 ay beklenildiğini ve akabinde takibin başlatıldığını, davacıların hukuken kötüniyetli olmaları dikkate alınarak ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini ve mirasın reddi durumunu bilebilecek durumda olmamaları nedeniyle davanın kabul edilecek olsa dahi yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu