İcra Müdürlüğünün 2018/18427 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, 20/09/2018 tarihinde ödeme emrini tebliğ aldıklarını, takibe konu çekin vade tarihinin 25/10/2014 olduğunu, bu nedenle zaman aşımına uğradığını ve kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, takibin iptali gerektiğini, ayrıca ödeme emrinde icra dairesine ait banka adı ve hesap bilgilerinin bulunmadığını, ödeme emrinin iptali gerektiğini söyleyerek takibin iptaline, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı temlik alacaklısı Sümer Varlık vekili duruşmadaki beyanında; davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Tüm dosya kapsamı ve icra dosyası birlikte değerlendirildiğinde; İcra dosyasında yer alan tebligata göre davacı borçluya örnek no10 ödeme emrinin 20/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile .... sayılı ödemem emrinin 16.462.26 TL yönünden kurum işleminin ve ödem emrinin iptaline, birleşen dosyada ise 10996291 sayılı ödeme emrinin 1.470.72 TL yönünden kurum işleminin ve ödemem emrinin iptaline , bakiye kısım yönünden takibin devamına karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 1. ve 3. maddelerine göre uygulanmaya devam edilmekte olan HUMK'un 427. maddesine göre 2011 yılında mahkemelerce verilecek kararların temyiz edilebilmesi için, temyize konu dava değerinin 1.540,00 TL.’yi geçmesi gerekir. İnceleme konusu birleşen dosya olan 2009/797 E. Sayılı dosyada 1.470.72 TL yönünden kurum işleminin ve ödeme emrinin iptaline, bakiye kısmın yönünüden takibin devamına ilişkin 14.04.2011 tarihli hüküm kesin nitelik taşıdığından 1.6.1990 gün ve 1989/3 E. 1990/4 K....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; öncelikle davanın konusu memur muamelesini şikayet olup icra emrinin iptali istemli olduğu sabit olan dosya kapsamında yerel mahkemenin yapacağı değerlendirme ödeme emrinin iptali nedenleri ile sınırlıyken, bu yetkinin sınırlarının aşılarak res'en neden gözetilmesinin herhalde hatalı olduğunu, dava konusu ödeme emrinde ve takip talebinde bunların iptalini gerektirecek bir usulsüzlük mevcut değilken davanın kabulü ile takibin iptaline karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, davanın konusunu memur muamelesini şikayet oluşturmakta olup, yapılacak değerlendirmede ödeme ve takip talebinin iptalini gerektirebilecek bir usulsüzlüğün mevcut olup olmadığı noktasında olduğunu, ancak ne zamanaşımı defi ne de borca itiraz ödeme emrinin iptalini gerektirecek bir neden teşkil etmediğini, bunun yanı sıra bononun zaman aşımına uğramamış olduğu da sabit olmakla birlikte yerel mahkeme tarafından şikayet konusu yapılmayan bir nedenin...
Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre; icra takip dosyasında ödeme emrinin borçlu ...'...
K sayılı ilamı; "Adalet Bakanlığının 21/04/2022 tarihli yazısında; mahkemece, ödeme emrinin tebliğinden önce ödeme yapılmış olduğu gözetilerek davalı borçlunun itirazında haklı olduğu ve itiraz üzerine duran takip için itirazın iptali isteminde bulunulmasında davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı bulunduğu ileri sürülerek; hükmün, kanun yararına bozulması talep edilmiştir. Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Takip tarihinden sonra fakat ödeme emrinin tebliğinden önce borcun haricen alacaklının banka hesabına yatırılmak suretiyle ödendiği, davanın kısmi ödeme nedeniyle itirazın iptali ve takibin devamına ilişkin olduğu noktaları çekişmesiz ve dosya kapsamı ile de sabittir....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/621 E. 2007/136 K. sayılı kararı ile iflasın ertelenmesine karar verildiği, takibin bu suretle durduğu, davalı alacaklı vekilinin haciz talebi üzerine 09/05/2019 tarihli müdürlük kararı ile takibin takibin harçsız yenilenmesine, şirket için ödeme emri ve yenileme emri, Haluk için yenileme emri gönderilmesine, haciz taleplerinin ise reddine karar verildiği, uyuşmazlığın, ödeme emri tebliğ işleminin iptalinin gerekip gerekmediğinde ve kambiyo senedine dayalı takipte zamanaşımı iddiasına dayalı borca itiraza ilişkin olup, davanın 5 günlük yasal süre içinde açıldığı, somut olayda, her ne kadar davacı borçluya gönderilen ilk ödeme emrinin 22/09/2006 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin bu suretle kesinleştiği görülmekte ise de, davalı vekilinin haciz talebinin reddine yönelik 09/05/2019 tarihli müdürlük kararı üzerine, davalı alacaklı tarafça davacı borçlu şirkete yeniden ödeme emrinin (yenileme emri değil) tebliğe çıkarıldığı ve ödeme emrinin 17/05/2019 tarihinde...
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Takibin kesinleşmesinden sonra borçlunun sadece itfa, mühlet ve zaman aşımı sebeplerine dayanarak talepte bulunabileceğini, dayanak belgelerin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmemiş olmasının takibin iptalini gerektirmediğini, dayanak belgelerin takip dosyasına sunulmamış olması ve borçluya gönderilmemesinin sadece ödeme emrinin iptalini gerektirdiğinden ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken takibin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğun belirtmiş ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE; Uyuşmazlık, takip talebinde ve ödeme emrinde borç sebebinin belirtilmemesi nedeni ile takibin iptali sebebine ilişkindir....
Mahkemece toplanan delillere göre; iş bu davaya konu icra takibinde davalının şikayet yoluna başvurarak ödeme emrinin iptalini talep ettiği ve bu davaya ilişkin yargılama devam ederken icra hukuk mahkemesi kararıyla ödeme emrinin iptaline karar verildiği ve kararın kesinleştiği, buna göre bu davaya konu icra takibindeki ödeme emri iptal edildiğinden ortada geçerli bir ödeme emrinin bulunmadığı, davacı tarafça yeni bir takip de yapılmaması nedeniyle devamına karar verilebilecek bir takibin mevcut olmadığı gerekçesiyle konusu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, davacının takibinde kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından ve koşulları oluşmadığından davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Hal böyle olunca; her ne kadar İlk Derece Mahkemesinin ödeme emrinin iptaline yönelik kararı yerinde ise de, mükerrerlik şikayetinin esasının incelenmesi hatalı olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle, borçluların İİK’nın 58 ve 61. maddelerine dayalı şikayetlerinin kabulü ile ödeme emrinin iptaline, ödeme emrinin iptali sebebiyle sair şikayet nedenlerinin incelenmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde öncelikle mükerrerlik iddiası incelenerek takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23....
karar üzerine bu kez İİK'nın 43 maddesi kapsamında iflas takibi talebinde bulunulduğunu, örnek 12 ödeme emri gönderildiğini, şikayet üzerine ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, bunun üzerine örnek 11 ödeme emri tebliğ edildiğini, İİK'nın 43 maddesi kapsamında bir kez takip hakkının değiştirilebileceğini, davalının ikinci kez takip hakkının değiştirmesinin mümkün olmadığını, ayrıca örnek 11 ödeme emrinin borçlu asil yerine vekile tebliğ edilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, bunun yanında borçlunun iflasa tabi şahıslardan olmadığı gibi mal varlığınnı alacağı karşılamaya yeter miktarda olması sebebiyle iflas takibi yapılması şartlarının da bulunmadığını beyan etmiş, şikayet ve itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....