Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ortaklarının ayrı ayrı takip talebinde ve ödeme emrinde gösterilmesi ve adlarına ayrı ayrı ödeme emri düzenlenerek tebliğe çıkarılması gerektiğini belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

İş Mahkemesinin duruşma zaptının eklendiğini, icra dairesi tarafından kendilerine gönderilen "icra emri posta zarfı" içerisinde ödeme emrinin bulunmadığını, her ne kadar borçluya gönderilen tebligat içerisinde ödeme emrinin bulunduğu yazılmış ise de dosyada ödeme emrine ilişkin ödeme emrinin suretinin olmadığını,İİK’nun 58/3. maddesinde; ”Alacak belgeye dayanmakta ise, belgenin aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş, borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine tevdii mecburidir” hükmüne yer verildiğini, aynı Kanun’un 61/1. maddesinin 2. cümlesi gereğince ise; takip bir belgeye dayanıyor ise; onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesinin zorunlu olduğunu, bu nedenle de takip ve ödeme emrinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, başlatılan takibin veya ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacının 26.08.2011 tarihinde kooperatif aidat borcunun tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibi yaptığı, ödeme emrinin davalıya 06.09.2011 tarihinde tebliğ edildiği, davalının icra takibinden sonra, ödeme emrinin kendisine tebliğinden ve itirazın iptali davası açılmadan önce 29.08.2011 tarihinde borcu kooperatif banka hesabına ödediği, dolayısıyla takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödemeler yönünden davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Takip tarihinden sonra, fakat ödeme emrinin tebliğinden önce aidat borcunun haricen alacaklının banka hesabına yatırılmak suretiyle ödendiği, davanın ödenmeyen takip masraflarına ve vekalet ücretine yönelik itirazın iptali ve takibin devamına ilişkin olduğu noktaları çekişmesiz ve dosya kapsamı ile de sabittir....

    Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde, takibin ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. İstanbul 20. İcra Müdürlüğünün 2021/28210 Esas sayılı dosyası ile davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 09/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 15/11/2021 tarihinde açıldığı görülmektedir. Davacı - borçlu icra hukuk mahkemesine başvurusunda; Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı kararda değişiklik yapılmasına dair Cumhurbaşkanlığı Kararı ile yapılan değişiklik sonucunda Türkiyede yerleşik kişilerin kendi aralarında döviz cinsinden ya da dövize endeksli sözleşmeler akdetmelerinin yasaklandığını ileri sürerek, ödeme emrinin ve takibin iptali talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince itirazın icra dairesine yapılması gerektiğinden bahisle davanın reddine dair karar verilmiştir....

    gönderilen ve ekte bulunan ödeme emrinde borçlu olarak gözükmediğinin dikkate alınmadığını, ödeme emrinin takip talebine aykırı düzenlenmesi halinde, borçlu yönünden geçerli bir ödeme emrinin varlığından söz edilemeyeceğinden, ödeme emrinin iptali ile takip talebine uygun bir ödeme emri düzenlenerek tarafına tebliği gerektiğini, tarafına gönderilmeyen ikinci ödeme emrinde icra dairesi numarası, dosya numarası, icra dairesi hesap bilgisi ve mührün olmadığının yerel mahkemece dikkate alınmadığını, icra dairesinde haricen dosyayı incelemesi neticesinde aynı gün bu davayı açtığını, icra dosyasında takip talebine aykırı ve birbirinden farklı 2 ödeme emri olması sebebiyle tarafına gönderilen ve ekte sunduğu ödeme emrinin muteber sayılmasıyla birlikte ödeme emrinin iptali gerekirken, yerel mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, takip talebinde alacaklı veya vekilinin banka hesap bilgilerinin olmadığını, yerel mahkemenin bu durumu da dikkate almadığını belirterek, kararın kaldırılmasına ve...

    kısmının 10 yıllık zamanaşımına girmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptali isteminin reddine, takibin devamına, 2008/038883 takip numaralı ve 20.12.2017 tarihli ve 154729.. sayılı ödeme emrinde yazılı 2008/4, 5, 6, 7, 8 aylarından tahakkuk ettirilen 20755,66TL. işsizlik sigortası primi, 19.12.2017 tarihine kadar hesaplanan 34473,04TL. gecikme zammı olmak üzere toplam 55228,70TL. borcun imza yetkili yönetim kurulu üyesi olması ve zamanaşımına girmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptali isteminin reddine, takibin devamına, 2008/038882 takip numaralı ve 20.12.2017 tarihli ve 15472950 sayılı ödeme emrinde yazılı 2008/4, 5, 6, 7, 8 aylarından tahakkuk ettirilen 240103,29TL. prim, 19.12.2017 tarihine kadar hesaplanan 398803,79TL. gecikme zammı olmak üzere toplam 638907,08TL....

      SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 2. bendinin 2. cümlesindeki "ödeme emrinin iptaline" sözcüklerinin silinerek yerine "takibin durdurulmasına" sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 17/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 2. bendinin 2. cümlesindeki "ödeme emrinin iptaline" sözcüklerinin silinerek yerine "takibin durdurulmasına" sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 17/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İlk derece mahkemesi kararında da açıklandığı gibi takip tarihinde borçlunun kısıtlı olduğu halde takibin kısıtlının adı gösterilmek sureti ile vasiye yönlendirilmesi gerekir, doğrudan kısıtlı hakkında takip yapılması yerinde değildir, ödeme emri vasi adına tebliğe çıkarılmış ise de; borçlunun adı belirtilmeyerek, doğrudan vasiye ödeme emri tebliği de usulsüzdür. Ancak dava dilekçesinde ödeme emrinin iptali talep edildiği halde talebin aşılarak ödeme emri yerine takibin iptaline karar verilmesi yerinde değildir. Bu nedenle istinaf talebinin kısmen kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ödeme emrinin iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalının istinaf talebinin KISMEN KABULÜ ile İstanbul Anadolu 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 13/03/2020 tarih, 2020/82 esas ve 2020/235 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA; 2- Şikayetin KABULÜ ile İstanbul Anadolu 20....

          İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, icra dosyasından gönderilen icra emrinin iptaline ilişkin kararın temyiz edildiğini, takibin iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yapılan temyiz incelemesi temyiz sonucunda takibin iptali halinde müvekkilinin telafisi zor durumlara düşebileceğini, bu nedenle ödeme emrinin iptalinin gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca icra emrinin iptaline ilişkin karar kesinleşmeden düzenlenen ödeme emrinin iptali şikayetidir. İzmir 17....

          UYAP Entegrasyonu