nun 169/a maddesi : ' Hakim, borcun olmadığının veya itfa veya ihmal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. ' hükmünü amirdir. Takip konusu senet mücerret borç ikrarına dayanan hukuken geçerli kambiyo evrakıdır. Dava hukuki mahiyette borca itiraz davasıdır. İspat külfeti iddia edene düşer. Davacının icra takibine dayanak kambiyo senedi üzerindeki imzaya ilişkin herhangi bir itirazları bulunmamaktadır. Davacı borçlu borcu olmadığını iddia etmiş ancak ispat yoluna gitmemiş, borcu olmadığına, borcun itfa veya ihmal edildiğine dair herhangi bir belge ibraz edememiştir.." şeklindeki gerekçe ile, Açılan davanın REDDİNE, 2004 sayılı İcra İflas Kanunun 169/a-6.maddesi uyarınca asıl alacak miktarının %20'si olan 130.000,00- TL icra inkar tazminatının davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine " dair karar verilmiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Davacının icra mahkemesine müracaat ile İstanbul 37.İcra Müdürlüğünün 2019/33635 esas sayılı takibe konu senedin sahte olarak düzenlendiğini, borca, faize, bono içeriğine tüm ferilere, takibe itirazlarının kabulü ile ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece davanın reddine , davalı tarafın yasal koşulları bulunmadığından tazminat talebinin reddine karar verildiği görülmektedir. Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesi, HMK'nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Anılan hüküm, genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup, icra takibine etkisi yoktur....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/10/2021 NUMARASI : 2021/223 ESAS - 2021/464 KARAR DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine ilamsız takip başlatıldığını, yasal süre içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiklerini, takip talebinde borcun sebebi olarak gösterilen İstanbul BAM 48. H.D kararının Yargıtay'da olduğunu, ayrıca ilama dayalı alacak iddiasının ilamsız takip konusu yapılmasının yasaya aykırı olduğunu söyleyerek takibin ve ödeme emrinin iptalini istemiştir....
Bu durumda, borçlunun mirasın reddi nedeniyle kambiyo takibine yönelik başvurusu İİK.'nun 168/5. Maddesi kapsamında borca itiraz olmakla ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde ileri sürülmesi kanunen zorunludur. Davacı tarafça ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde belirtilen nedenle borca itirazda bulunulmuştur. Borçluların bu haliyle icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, bu itirazın kabulü halinde aynı Kanunun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesi kararı da bu yöndedir. HMK'nun 355. Maddesi kapsamında dairemizce resen dikkate alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır....
, borçlunun hiçbir toplantıya katılmadığını, icra takibine konu borcun tutarının likit olduğunu, borçlunun itirazları yasal dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olduğunu, kötü niyetli ----takibin devam edebilmesi ve müvekkil bankanın alacağının tahsil edebilmesi sebebiyle işbu davayı açma zarureti doğduğunu belirterek borçlunun haksız ve kötüniyetli itirazının iptaline ve takibin davamına, haksız itiraz eden borçlunun % 20 icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borca itiraz niteliğindedir. İİK'nın 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı ve itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Gölcük İcra Müdürlüğü'nün 2020/2467 Esas sayılı dosyasının incelenmesinden takibin 18/07/2020 keşide ve 15/11/2020 vade tarihli, 200.000,00 TL bedelli bonodan kaynaklandığı, davacının senette keşideci olarak imzasının yer aldığı, ödeme emrinin 09/12/2020 tebliğ edildiği, davanın süresinde olduğu anlaşılmaktadır....
Davalı iş sahibi ise icra dairesine vermiş olduğu itiraz dilekçesinde, takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığnı, yetkili icra dairesini İlçesinin bağlı olduğ İcra Daireleri olduğunu, takibe konu 2006,2007 ve 2008 yıllarına ait faturalardaki alacakların zamanaşımına uğradığını ileri sürerek yetkiye ve borca itiraz etmiştir. İtirazın iptâli davalarında, Yargıtay'ın istikrar kazanmış uygulamalarına göre, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmişse, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun yada olmasın öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın değerlendirilip sonuçlandırılması gerekir. Oysa mahkemece, icra dairesinin yetkisine yapılan bu itirazla ilgili olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiştir. Sorun, icra takibind İcra Müdürlüğü'nün yetkili olup olmadığında toplanmaktadır....
İcra Müdürlüğünün 2019/7735 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacı aleyhine 189.630,00 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibine başlandığı, takibin konusunu Akhisar 1. İcra Müdürlüğünün 2006/1387 Esas sayılı dosyasında düzenlenen 21/11/2006 tarihli borç ödemeden aciz vesikasının oluşturduğu, 7 örnek ödeme emrinin borçluya 19/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 21/06/2019 tarihinde yetkiye ve borca itirazlarını içerir dilekçe sunduğu, aynı tarihte takibin durdurulmasına karar verildiği, borca itiraz dilekçesi ve durma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmıştır....
İcra Müdürlüğü'nün 2019/4211 Esas sayılı dosyası ile ilgili talebi İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. İİK'nun 169- a/1. maddesi gereğince borçlu, icra mahkemesinde, borcun olmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ettiği takdirde itirazın kabulüne karar verilir. Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre, sunulan ödeme belgesinin takip konusu borca ilişkin olarak verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede, takip dayanağı senede tanzim tarihi, miktar ve vade tarihi belirtir şekilde açıkça atıf yapılması zorunludur....
İcra Mahkemesi, dosya üzerinde veya lüzum görürse ilgilileri davet ederek mürafaa ile yapacağı inceleme neticesinde varacağı kanaate göre takibin devamına veya talikine karar verir. Somut olayda, üçüncü kişi vekili, 25.11.2015 tarihli dilekçe ile borçlu hesabına yanlışlıkla para gönderildiğini belirterek, gönderilen para üzerinde istihkak iddiasında bulunmuştur. Talep üzerine İcra Müdürlüğü tarafından, üçüncü kişi tarafından ileri sürülen istihkak iddiasının alacaklı vekilince kabul edilmemesi sebebi ile İİK’nin 97. maddesi gereğince takibin devamı veya taliki hakkında karar verilmek üzere icra dosyası İcra Mahkemesine gönderilmiştir....