Mahkemece, davacının ödeme emrine itirazı, icra dosyasında 27.06.2011 tarihinde yaptığı işlem nedeniyle bu tarihte öğrendiğinden, öğrenme tarihi ile dava tarihi arasında, İİK.'nun 67. maddesinde öngörülen bir yıllık dava açma süresinin geçirildiği sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir. İİK.'nun 67/1. maddesinde, açıkça bir yıllık dava açma süresinin ödeme emrine vaki itirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı öngörülmüştür. Aynı kanunun 62/2. maddesinde de itirazın alacaklıya tebliği zorunluluğu getirilmiştir. Borçlu ... icra takibini haricen öğrenmesi üzerine, 28.01.2010 tarihinde borca itiraz etmiştir. İcra müdürlüğünce alacaklı vekiline itiraz dilekçesinin tebliğ edildiğine ilişkin bir belge dosya içinde bulunmamaktadır....
İcra dosyasının incelenmesinde; Alacaklı T3 vekili tarafından T1 aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı ve takibin yürütülmekte olduğu anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili müvekkili aleyhine yapılan ilamsız icra takibinde, takibin mükerrer olmasına, borca ve imzaya itiraz etmiştir. Tüm bunlar borca itiraz niteliğindedir. İİK 62/1 Maddesi gereğince ilamsız takiplerde her türlü itirazın icra dairesine yapılacağı, bu nedenle icra mahkemesine yapılan itirazın reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, davacının davasının reddine karar verilmiştir. Davacının istinaf başvurusunda özetle; müvekkili şirket ile T3 arasında İstanbul 8....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, davalının cari hesap bakiye borcunu uzun zamandır ödemediğini, bu nedenle takip başlatıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, mahkemenin de yetkisiz olduğunu, yetkili icra dairesi ve mahkemenin ... icra daireleri ve mahkemeleri olduğunu, ayrıca borca da itiraz ettiklerini, borcun çeklerle ödendiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılamaya göre; davalının ikametgahının Ankara olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemine ilişkindir....
ve icra takibine itiraz ettiğini, borçlunun itirazında icra dairesinin yetkisine, takibe , takibe konu borca , borç miktarına, faize , faiz oranına, ödeme emrine asıl alacak ve fer'ilerine külliyen itiraz ettiğini, takibin durdurulmasını talep ettiğini, borçlunun itirazı ile mezkur icra takibinin durdurulmasının akabinde işbu dava konusunun her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hasebiyle huzurdaki itirazın iptali davası için dava şartı teşkil eden 6102 S.'...
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Somut olayda mahkemece, kabul edilen ve itiraz edilen alacak miktarının tam olarak açıkça belirtilmemesi nedeniyle itirazın takibin tamamına itiraz olarak değerlendirilmesi gerektiğine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 62/4. maddesinde; "Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır" hükmü yer almakta olup, bu hükme göre borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun, hangi kısma itiraz ettiğini ve miktarını açıkça belirtmesi gerekmektedir. Davacı alacaklının genel haciz yolu ile yaptığı takipte davalı borçlunun; “..Müvekkil şirketin alacaklının iddialarında yer aldığı gibi bu miktar da borcu mevcut olmamakla birlikte bu borçtan ötürü gönderilen ödeme emrinde kaynaklanan borca kısmi itiraz ediyoruz....
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci: Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, davalının (borçlunun) icra takibine (ödeme emrine) süresinde itiraz etmediği, bu nedenle davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davacı temyiz etmiştir....
Asliye Hukuk (Ticaret mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi ise itirazın iptali davalarında yetkili mahkeme takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yerdeki mahkemedir. İcra İflas Hukukuna ilişkin özel bir dava olan bu tip davalarda Mahkemenin yetkisi kesin yetki olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; ... tarafından ... Anadolu 15. İcra Müdürlüğünün 2012/5891 E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibine başlandığı, davalı taraf söz konusu borca, vekalet ücretine, faize ve tüm fer'ilerine süresinde itiraz ettiğinden takibin durduğu; davacı taraf ... Anadolu 15. İcra Müdürlüğünün 2012/5891 E. sayılı dosyası üzerinden gönderilen ödeme emrine karşı borçlu tarafça yöneltilen itirazın iptali ve takibin devamına ilişkin ... Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinde itirazın iptali davası açtığı, davalının 09/04/2013 tarihli cevap dilekçe ile süresinde; ikametgahının ...'da olduğundan ......
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/10/2020 NUMARASI : 2018/804 ESAS 2020/1178 KARAR (BIRLEŞEN 2018/804 DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 4.İcra Müdürlüğü 2018/30661 Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine örnek no:10 icra takibi başlatıldığını, bu takibe dayanak, örnek no ödeme emrini içerir tebliğin 06/09/2018 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, yasal süresi içerisinde itirazda bulunduklarını, müvekkiline ait 3.000.000 TL 'lik bononu takibe dayanak yapıldığını, bu miktarın 1.500.000 TL lik tutarının takibe konu edildiğini, borca, ödeme emrine, takibe ve faize itiraz ettiğini, takibe konu bononun teminat maksadıyla verildiğini, takibin iptaline, alacaklının tüm...
veya sözlü olarak yapabileceğini ancak davacı tarafın bu süreç içerisinde hiçbir itiraz beyanında bulunmadığını, mirası red kararını dosyaya bildirmediğini, bu sebeple müvekkili bankanın davacı bakımından mirası reddettiği bilgisi bulunmadığını ve takibe devam etmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını, davacı tarafından açılan davanın konusu borca itiraz olduğunu ancak ilamsız takiplerde öngörülen yasal süre geçtikten sonra yapılan borca itiraz taleplerinin reddi gerektiğini, davacının yasal süre içinde ödeme emrine ve takibe itiraz sunmadığından kendisine yöneltilen borcu zımnen kabul ettiği sonucuna varılması gerektiğini, usûl esasa mukaddem olduğunu, yasal süreler geçildikten sonra yapılan itirazların yok hükmünde kabul edilmesi gerektiğini, mirası reddettiği resmi bir belgeye dayanan borçlunun, icra takibine itiraz süresi geçtikten sonra bu belgeye dayanarak süresiz olarak şikayette bulunmasında hukuki yararı mevcut olmadığını belirterek, istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece...
Ödeme emrine itirazın geçerlilik koşullarından biri de itiraz edenin itiraz ehliyetinin ve sıfatının bulunmasıdır. Kendisine ödeme emri gönderilmeyen, takipte borçlu olarak gösterilmeyen kişi takip konusu borcun tarafı olsa bile ödeme emrine itiraz edemez. Ödeme emrine itiraz ehliyetine sahip olan kimse, takip talebi ve ödeme emrinde borçlu olarak gösterilmiş ve kendisine bu sıfatla ödeme emri tebliğ edilmiş olan borçlu olabilir. Bunun yanında ödeme emrine itirazın bazı mali sorumlulukları kendiliğinden doğurduğu da gözden kaçırılmamalıdır. Somut olayda takip davalı şirket aleyhine yapılmış, takip ve ödeme emrinde borçlu olarak davalı şirket gösterilmiş , ancak takibe itirazı davalı şirketin temsilcisi olmayan ... kendi adına yapmıştır. Ortada usulüne uygun yapılmış bir itiraz olmadığından geçersiz itiraz ve takibin durduğu söylenemeyeceğinden itirazın iptali davası açmakta davacının hukuki yararı bulunmadığı kabul edilerek davanın reddine dair aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur....