Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İtirazın iptali davası, İİK'nun 67. maddesinde düzenlenmiş kendine özgü bir dava türü olup, icra takibine sıkı sıkıya bağlıdır. Geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması, borçluya gönderilen ödeme emrine süresi içerisinde itiraz edilmesi bu dava için özel bir dava şartı olarak öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış icra takibi bulunması dava şartı olup HMK'nın 138 ve 140. maddeleri gereğince dava şartlarının öncelikle incelenmesi gerekmektedir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 50/1. maddesine göre "para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur." Davalı icra takibinde borca ve yetkiye itiraz ederek adresinin bulunduğu Ankara İcra Müdürlüğünün takipte yetkili olduğunu belirtmiştir. İcra Müdürlüğünce itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiştir....

    Burada borçlunun dilekçesinden genel olarak “borca itiraz iradesi” çıktığından, bu geçerli bir itiraz olarak kabul edilmelidir. Davalı borçlu T3 vekili 26/01/2019 tarihide Uyaptan gönderdiği dilekçeyle borca, ödeme emrine, yetkiye, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz etmiştir. Davalı şirkete ödeme emrinin ödeme emri 22/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği göz önüne alındığında borçlu şirket vekilinin itiraz dilekçesi süresindedir. İlk derece mahkemesince davacının takibin durdurulmasına ilişkin işlemin iptaline ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi isabetlidir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2015/18489- 25475 E.K. sayılı ilamında da açıkça belirtildiği üzere; HMK'nun dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin (h) bendinde, davacının dava açmakla hukuki yararının olması gerektiği belirtilmiştir. Borçlu itirazında yetkiye ve borca birlikte itiraz ettiğine göre alacaklının sadece yetki itirazının kaldırılması istemesinde hukuki yararı bulunmamaktadır....

    Davalıların ödeme emrine karşı sundukları itiraz dilekçesinin içeriğinden itirazın sadece icra dairesinin yetkisine yönelik olduğu, borçluların takip konusu borca dair itirazlarının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Haciz yoluyla ilamsız icra takibinde ödeme emrini alan borçlu icra dairesinin yetkisine, takip konusu borca ve takip dayanağı belgedeki imzaya itiraz edebilir. İtiraz dilekçesinde yetkiye, borca ve imzaya itirazını açıkça belirtmesi gerekir. Borçlu sadece icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ise görevli mahkeme icra mahkemesidir. (Yargıtay 19. HD. 29.03.2012 T. 13640/5218; 21.02.2011 T. 8115/2209, ) Somut olayda borçlular 15/10/2019 tarihli itiraz dilekçesinde , takip yapılan Bursa 13. İcra Müdürlüğü'nün yetkisiz olduğunu, Bandırma Nöbetçi İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu belirterek bu sebeple yetkiye itiraz ettikllerini bildirmişlerdir....

      İcra Müdürlüğünün 2021/14943 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, 29/12/2021 tarihinde tebliğ olan ödeme emrine ve borca itiraz ettiklerini, müvekkilin söz konusu çekin keşidecisi olmadığını, takip konusu çek rehin teminat cirosu olarak Zefer Kalyoncu'ya verildiğini bu sebeplerle müvekkilinin işbu çekten sorumlu olmadığını, bu nedenlerle çek tazminatı istenmesinin hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu, ödeme emrinin iptalini talep ettiklerini, icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasını, olmadığı takdirde uygun bir teminat karşılığı durdurulmasına, takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Sakarya 2. İcra Müdürlüğünün 2021/14943 Esas sayılı dosyası....

      Mahkemece, davacının ödeme emrine itirazı, icra dosyasında 27.06.2011 tarihinde yaptığı işlem nedeniyle bu tarihte öğrendiğinden, öğrenme tarihi ile dava tarihi arasında, İİK.'nun 67. maddesinde öngörülen bir yıllık dava açma süresinin geçirildiği sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir. İİK.'nun 67/1. maddesinde, açıkça bir yıllık dava açma süresinin ödeme emrine vaki itirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı öngörülmüştür. Aynı kanunun 62/2. maddesinde de itirazın alacaklıya tebliği zorunluluğu getirilmiştir. Borçlu ... icra takibini haricen öğrenmesi üzerine, 28.01.2010 tarihinde borca itiraz etmiştir. İcra müdürlüğünce alacaklı vekiline itiraz dilekçesinin tebliğ edildiğine ilişkin bir belge dosya içinde bulunmamaktadır....

        Yapılan icra takibi henüz kesinleşmeden borçlunun ödeme emrine itiraz hakkı bulunduğu süre içerisinde ödemenin yapılması halinde bu ödemenin cebri icra tehdidi altında yapılan bir ödeme olarak kabul edilmesi mümkün değildir." şeklindeki kararında da açıkça belirtildiği gibi somut duruma bakıldığında davacının dava konusu takip henüz hakkında kesinleşmeden borca itiraz süresi içerisinde icra veznesine de değil davalıya haricen rızaen ödeme yapmış olduğu, dava konusu takipte cebri icra aşamasına gelmeden, bir başka deyişle cebri icra tehdidi olmaksızın davacının borcu haricen kapattığı, icra takibinde süresinde borca itiraz mümkün iken davacının toplanan delillere göre davasının hukuki menfaat taşımadığı anlaşılmaktadır....

        Bu tebliğ üzerine borçlu, yedi gün içinde, itiraz sebeplerini 62'nci madde hükümleri dahilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında, kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse, akdi kabul etmiş sayılır..." İİK'nın 63. maddesi gereğince borçlu icra takibine yapmış olduğu itiraz sebepleri ile bağlıdır. Borçlu bu itirazındaki sebepleri değiştiremez ve genişletemez. İcra İflas Kanunu’nun 269/c maddesi ise; Borçlu akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini bildirerek itiraz etmiş ise itiraz sebeplerini ve isteğini noterlikçe re’sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya vesika ile ispat etmeye mecburdur." hükmünü ihtiva etmektedir....

        Maddesinde ödeme emrine itiraz üzerine yapılacak işlemler düzenlenmiştir. Kanunda borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri üzerine nelere itiraz edebileceği sayılmıştır. Yetkiye, borcun tamamına veya bir kısmına ya da alacaklının takibat icrası hakkına itiraz yolu açıktır. Ancak 7155 sayılı yasanın 7/5.maddesine göre , sadece yetkiye itiraz hâlinde alacaklı avukatı, yetki itirazında gösterilen icra dairesinde haciz işlemlerini başlatabilir. Takip talebinde belirtilen icra dairesinde haciz işlemlerinin başlatılabilmesi için bu dairenin bağlı bulunduğu mahkemede yetki itirazının kaldırılması şarttır. Sadece yetkiye itiraz hâlinde, alacaklı avukatı MTS üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğini seçerek, UYAP üzerinden entegre bilişim sistemleri vasıtasıyla borçlunun mal, hak veya alacağı olup olmadığını sorgulayabilir veya yetki itirazında gösterilen icra dairesinde haciz işlemlerini başlatabilir....

        Maddesinde ödeme emrine itiraz üzerine yapılacak işlemler düzenlenmiştir. Kanunda borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri üzerine nelere itiraz edebileceği sayılmıştır. Yetkiye, borcun tamamına veya bir kısmına ya da alacaklının takibat icrası hakkına itiraz yolu açıktır. Ancak 7155 sayılı yasanın 7/5.maddesine göre , sadece yetkiye itiraz hâlinde alacaklı avukatı, yetki itirazında gösterilen icra dairesinde haciz işlemlerini başlatabilir. Takip talebinde belirtilen icra dairesinde haciz işlemlerinin başlatılabilmesi için bu dairenin bağlı bulunduğu mahkemede yetki itirazının kaldırılması şarttır. Sadece yetkiye itiraz hâlinde, alacaklı avukatı MTS üzerinden yetki itirazının kabulü seçeneğini seçerek, UYAP üzerinden entegre bilişim sistemleri vasıtasıyla borçlunun mal, hak veya alacağı olup olmadığını sorgulayabilir veya yetki itirazında gösterilen icra dairesinde haciz işlemlerini başlatabilir....

          - K A R A R - Davacı vekili, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, davalının cari hesap bakiye borcunu uzun zamandır ödemediğini, bu nedenle takip başlatıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, mahkemenin de yetkisiz olduğunu, yetkili icra dairesi ve mahkemenin ... icra daireleri ve mahkemeleri olduğunu, ayrıca borca da itiraz ettiklerini, borcun çeklerle ödendiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılamaya göre; davalının ikametgahının Ankara olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemine ilişkindir....

            UYAP Entegrasyonu