Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2018/34056 Esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, bu takibe konu borca 30/10/2018 havale tarihli dilekçe ile şirket yetkilisi tarafından 10/07/2018 tarihinde Kuveyt Türk Bankasından ödenmesi sebebiyle borca ve tüm ferilerine ferilerine itiraz edildiğini, borca süresinde yapılan itirazda sehven itiraz dilekçesiyle birlikte şirket yetkilisi bir başka yetkili olduğu şirketin imza sirküsünün sunulduğunu, bu durumla ilgili müvekkil şirkete hiçbir şekilde bildirim yapılmadığını, şirket yetkilisi tarafından haricen öğrenildiğini, takibin durmaması ve ödeme emrinin kesinleşmesiyle 10/07/2018 tarihinde ödenmiş olan borcun T3 tarafından icra takibine devam edildiğini ve haciz aşamasına gelindiğini, takibin devam ettiği haciz günü öğrenen müvekkil şirket yetkilisi İstanbul 27....

Davalı cevap dilekçesi incelendiğinde davacının borca itiraz etmeyerek inkar etmediğini, borcun borcun kabulünde olduğunda, icra dosyasına sunmuş olduğu dilekçesi ile sadece kendisine usulsüz tebligat yapıldığı yönünde açıklamada bulunduğunu beyan etmiştir. Her ne kadar borçlu tarafından madden borca itiraz beyanı olmasa da, icra müdürlüğü tarafından davalı borçlu beyanı üzerine takibin durmasına karar verildiği görüldüğünden davacı alacaklı tarafından iş bu dava açılmıştır....

    Bu ödeme emrinde diğer kayıtlarla birlikte, borçlunun (kiracının) kural olarak yedi gün içinde ödeme emrine itiraz edebileceği, itiraz süresi içinde kira sözleşmesini ve varsa yazılı kira sözleşmesindeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse (inkâr etmezse) kira sözleşmesini kabul etmiş sayılacağı, kira borcunu ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren BK’nın 260 veya 288. (TBK’nın 315 veya 362.) maddelerinde belirtilen (on, otuz veya altmış gün) belli bir süre içinde ödemesi, itiraz süresi içinde (İİK m. 62'ye göre) ödeme emrine itiraz etmez ve ödeme süresi içinde borcu (kirayı) ödemez ise kiraya verenin (alacaklının) kesinleşen kira alacağı için haciz isteyebileceği (İİK m.78 vd) ve icra mahkemesinden (kiracının) kiralanan taşınmazdan tahliyesini isteyebileceği ihtar edilir. Borçlu-kiracı ödeme emrine itiraz etmek isterse ödeme emrinin tebliğinden itibaren (İİK’nın 269/son fıkrasında yazılı istisna hariç) yedi gün içinde itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmelidir....

    itiraz olarak açılmış olup, ileri sürülen nedenlerin İİK.168 ve 169 maddelerinde yer alan sebepler içinde yer almadığını, İİK.168/5 maddesinde borca itiraz nedenleri açıkça sayılarak "borçlu olmadığı veya borcun itfa edildiği veya alacağın zamanaşımına uğradığı veya yetki itirazını sebepleri ile birlikte tetkik merciine bir dilekçe ile bildirerek merciiden itirazın kabulüne dair bir karar getirmediği taktirde cebri icraya devam olunacağı ihtarı" şeklinde belirtildiğini, oysaki davacı-borçlular davaya konu itirazlarında maddede sayılan hiçbir sebebe dayanmadıklarını, yersiz şekilde borca itiraz ettiklerini, dava dilekçesinde belirtilen borca itiraz sebepleri ancak ve ancak menfi tespit davasında ileri sürülebilecek sebeplerden olup bu halde davanın genel mahkemede açılmasının gerekli olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    İcra Dairesinin 2019/4499 Esas) Genel İcra Müdürlüğünün 2019/48723 Esas sayılı dosyasıyla ilamsız takibe konu edildiği, borca ve yetkiye itiraz üzerine müdürlükçe 07/05/2019 tarihinde itirazın kabul ile takibin durdurulmasına karar verildiği, aynı takip konusu senedin lehtar tarafından ciro edilerek kambiyo takibi yapılmasının her iki alacaklının aynı vekil ile temsil edildiği, takibin mükerrer takip olduğu, lehtara ödeme yapıldığı iddiasıyla takibin iptalinin talep edildiği görülmüştür....

    Somut olaya gelince; borçluya ödeme emrinin 21/05/2013 tarihinde tebliğ edilmiş olup borçlu vekilinin itiraz dilekçesini 28/05/2013 tarihinde sunmuş olmasına rağmen icra müdürlüğünce itiraz dilekçesinin takip dosyası arasına alınmaması nedeniyle itiraz vaki olmamış gibi işlem yapılarak borçluya bakiye borç muhtırası tebliğ edildiği karar tarihinden sonra 30/09/2013 tarihinde icra müdürlüğünce de takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, yukarıda anılan yasa hükümleri göz önünde bulundurularak borçlunun yasal süresi içerisinde borca itirazı üzerine takibin niteliğine göre takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken şikayetin reddine ilişkin hüküm tesisi isabetsizdir....

      Sayılı dosyasının dayanağı bonodaki T1 adı altındaki imzaların müvekkiline ait olmadığından imza itirazlarının kabulü ile takibin iptaline, borca, borcun ferilerine ve faiz oranına, faize, faiz başlangıç tarihine itirazlarının kabulü ile takibin iptaline, ödeme emrine takip dayanağı senedin örneğinin eklenmeyerek müvekkilinin savunma haklarının kısıtlanması nedeniyle takibin iptaline, takibe konu senedin zamanaşımına uğramış olması nedeniyle takibin iptaline, karşı taraf aleyhine %20'den az olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir. Somut olayda, davalı, davacı yanın icra takibine konu ettiği fatura içeriği ürünün satılıp / teslim edilmemiş olduğunu ve icra takibine konu edilen faturanın teslim / tebliğ edilmemiş olduğunu ileri sürmüştür. Malın teslim edildiğini ispat yükü davacıdadır. Faturaların tebliğ edilip edilmediği temerrüt tarihinin belirlenmesi açısından önem taşımaktadır, faturalar tebliğ edilmemiş olsa bile davacı işlemiş faiz talep etmediğinden irdelenmeyecektir. Kaldı ki, davalı icra takibinde bu yönde itiraz sebebi ileri sürmediğinden davalı faturaların tebliğ edildiğini kabul etmiş sayılacaktır....

        Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir. Somut olayda, davalı, davacı yanın icra takibine konu ettiği fatura içeriği ürünün satılıp / teslim edilmemiş olduğunu ve icra takibine konu edilen faturanın teslim / tebliğ edilmemiş olduğunu ileri sürmüştür. Malın teslim edildiğini ispat yükü davacıdadır. Faturaların tebliğ edilip edilmediği temerrüt tarihinin belirlenmesi açısından önem taşımaktadır, faturalar tebliğ edilmemiş olsa bile davacı işlemiş faiz talep etmediğinden irdelenmeyecektir. Kaldı ki, davalı icra takibinde bu yönde itiraz sebebi ileri sürmediğinden davalı faturaların tebliğ edildiğini kabul etmiş sayılacaktır....

          İcra Müdürlüğü ... esas sayılı dosya ile icra takibine başlandığını, davalı şirket ile davacı müvekkili şirket arasında ki cari hesap ekstre borcu bulunduğunu, davalı tarafça icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, davalının, icra takibine konu yapılan satılmış ürünlerin kusurlu çıktığından depolarında beklediğini belirterek iş bu icra takibine itirazda bulunduğunu, bu sebeple takibin durduğunu, borçlu firma yaptığı bu itiraz ile de davacı müvekkili firmayla aralarında bir satış işleminin gerçekleştiğini ve ödemeyi yapmadıklarını kabul ettiklerini, her ne kadar davalı yanca icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde borca ve ferilerine itirazda bulunulmuş olsa da, söz konusu icra takibinde yer alan takibe dayanak teşkil eden evraklardan ve taraflarınca sunulacak fatura, mutabakat formu vs. gibi belgelerin, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesiyle davalı yanın davacı müvekkili şirkete borçlu olduğunun anlaşılacağını, müvekkili şirketin ticari defter, faturalar, banka...

            UYAP Entegrasyonu