İİK.nun 67.maddesinin 2. fıkrasına göre, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının da alacağını mahkemede dava ederek, haklı çıkması zorunlu ve yeterlidir. Ayrıca borçlunun kötü niyetli olarak takibe itiraz etmiş olması koşulu aranmaz. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı olarak; alacağın likit ve belli (muayyen) olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile alacağın, gerçek miktarının belli ya da belirlenmesi için bütün unsurların borçlu tarafından bilinmesi veya bilinebilecek durumda olması yeterli olup başka bir kıstasa gerek yoktur. Başka bir ifade ile borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur....
(M) KARŞI OY YAZISI İleri sürülüş şekli bakımından itiraz sebeplerini borca itiraz ve imzaya itiraz şeklinde ikiye ayırmak mümkündür. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlar borca itirazdır. Borçlu ödeme emrine itiraz ederken borca itiraz sebeplerini ayrıca ve açıkça bildirmek zorunda değildir. Borçlunun yalnız "itiraz ediyorum" demesi yeterlidir. İcra İflas Kanun'unun 63. maddesi gereğince borçlu itirazında bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı olduğundan borçlunun senet metninden anlaşılamayan borca itiraz sebeplerini itirazında ayrıca ve açıkça bildirmesi kendi yararınadır. Dava konusu olayda; Davalı borçlu, mükerrer takip yapıldığını bildirerek itiraz etmiştir. Davalı borçlunun bu itirazı borca itiraz olup, itirazı üzerine icra takibi durmuştur. Davacı alacaklı icra takibinin devamı için icra mahkemesine başvurmuş, icra mahkemesi davalı borçlunun itirazının haksız olduğuna karar vermiştir....
Esas sayılı dosyası ile ilamsız bir icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve ferilerine itiraz ettiğini, davalı tarafından icra takibine itiraz edildiği ve takibin durdurulduğunu, dava öncesinde arabuluculuk başvurusu yapıldığını, ancak anlaşma sağlanamadığını, davalının tacir olduğu ve faturalara süresi içerisinde bir itirazının olmadığını, fatura içeriğini kabul eden davalının icra dairesine borcu ödediğine dair herhangi bir belge sunmadığını, bu nedenle itirazın iptaline dair dava açılması zaruri hale geldiğini, borca itiraz eden fakat borcu ödediğine ilişkin hiçbir belge sunamayan davalının icra takibine itirazın amacının yalnızca süre kazanmak ve müvekkilini zarara uğratmak olduğunu, İcra ve İflas Kanunu’nun 257.maddesi hükmü uyarınca müvekkilinin alacağını alamama ve borçlunun mal kaçırması halinde zarara uğrama ihtimali bulunduğundan borçlunun mal ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ettiklerini, davalının, müvekkilinin alacağını sürüncemede bırakmak amacı...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/10/2020 NUMARASI : 2017/182 ESAS- 2020/548 KARAR DAVA KONUSU : TAKİBİN TALİKİ VEYA İPTALİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Haklarında yürütülen takipte hem takip borçlusu şirket yetkilisi olduğunu hemde ipotekli taşınmaz maliki bulunduğunu, taraflarına yapılmış usulüne uygun bir tebligat olmadığını, ihale sonucu takibi öğrendiğini,ipoteklerin üst sınır ipoteği olduğunu kendisine yapılan hesap kat ihtarı ve hesap özeti tebligatı olmadığını,haklarında İİK nun 150/ı maddesi gereğince icra emri tebliğ edilemeyeceğini, 24.01.2017 tarihli dilekçe ile icra dairesine başvurarak 08.12.2016 tarihinden itibaren tutuklu olduğunu İİK 54. Maddesi gereğince takibin durdurulmasını istediğini, taşınmazın 27.01.2017 tarihinde ihalesinin yapıldığını, ailesinin kendisini ziyaret ettiği 31.01.2017 tarihinde takibi öğrendiğini belirterek takip ve icra emrinin iptalini talep etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/03/2020 NUMARASI : 2019/827 ESAS, 2020/508 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİANIN ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine İstanbul 6....
Noterliği'nde düzenlenen 19.04.2013 tarih, 06905 yevmiye, 55764 sözleşme numaralı düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesi düzenlendiğini ve sözleşmeye konu ekipmanın finansal kiralama yoluyla kiralandığını, davacı aleyhine başlatılan takipte ödeme emrinin 20/12/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, asla kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının iddiasına konu ödemelerin takibin kesinleşmesinden önceki evrede yapıldığının belirtildiğini, İcra İflas Kanunu'nunda İcra mahkemesinin itfa sebebine dayanarak icra takibinin iptaline karar verebilmesi için, borcun icra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde itfa edilmiş olmasının şart olduğunun belirtildiğini, takip tarihinden önceki ve takip tarihi ile ödeme emrine itiraz tarihine kadar ki itfa/ödeme, ancak ödeme emrine itiraz yoluyla ileri sürülebileceğini, Finansal Kiralama Sözleşmesi’nden doğan kira bedellerinin zamanında ödenmemesi nedeniyle sözleşmenin kiracısına ve ilgili kefile Beşiktaş 27....
İcra Dairesi'nce borçlulara kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine ilişkin örnek 10 numaralı ödeme emri gönderildiği anlaşılmıştır. Borçluların yetkili icra dairesinden gönderilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde borca, imzaya itiraz ve şikayet hakkı bulunmaktadır. O halde mahkemece yapılacak iş, öncelikle tebligat usulsüzlüğü şikayetinin incelenmesi bu şikayetin sonucuna göre diğer itiraz ve şikayetlerin yasal süresinde olması durumunda esastan inceleme yapılması gerekirken yasal ve yerinde olmayan gerekçe ile borçluların takipten haberdar oldukları ve takibin kesinleştiği gerekçesiyle istemin süreden reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
TL alacağın tahs ili amacıyla borçlular hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu ........in vekilinin süresinde imzaya, borca ve yetkiye itiraz dilekçesi sunduğu, diğer borçlular yönünden yapılmış herhangi bir itiraz bulunmadığı, İcra müdürlüğünce..... tarihinde takibe itiraz eden borçlu yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği, ..... tarihli kararla da takibin borçlu .......in yönünden durdurulmasına karar verildiğini, borçlunun itirazının alacaklı vekiline ..... tarihinde tebliğ edildiği, eldeki itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, diğer davalılar tarafından icra takibine yapılmış herhangi bir itiraz bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Davacı vekili yetki ile birlikte borca itiraz edilmesi halinde MTS ekranında bu şekilde işlem yapılmasına imkan olmadığını iddia etmekte ise de, davacı vekilinin takip başlatırken icra dairesinin yetkisine veya borca ya da her ikisine birlikte itiraz edilebileceğini, yetkiye ve borca birlikte itiraz olunması halinde ekranda yapılabilecek işlemleri bildiği, bilmesi gerektiği halde yetkisiz icra dairesinden takip başlattığı anlaşılmaktadır. Davacı vekilince yetki itirazının kabulü yönünde icra müdürlükleri aracılığıyla fiziksel olarak sunulmuş bir dilekçe de bulunmamaktadır. İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK'nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Aynı Kanunun 10.maddesine göre ise sözleşmeden doğan takiplerde, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkilidir....
İş bu itirazın iptali davası, 31.05.2013 tarihinde, İstanbul Anadolu 24.İcra Müdürlüğü’nün 2013/10730 Esas sayılı icra dosyasında çıkarılan ödeme emrine itirazın iptali için açılmıştır. Oysa, sözü geçen icra dosyasında borçlu-davalı vekili esas yönden itirazı ile birlikte Sakarya İcra Dairesinin yetkili olduğunu savunarak 09.05.2013 tarihinde yetki itirazında da bulunmuştur. Bunun üzerine alacaklı vekili takip dosyasının yetkili icra müdürlüğüne intikalini sağlayarak Sakarya 5.İcra Müdürlüğü’nün 2013/4903 Esas sayılı dosyasından borçlu-davalıya yeni ödeme emri tebliğini yaptırmış, bu icra dosyasında da, borçlu süresinde (29.07.2013 tarihinde) borca itiraz etmiştir. Her dava, dava tarihindeki hukuki duruma göre değerlendirilir. İtirazın iptali davasının dava koşullarından birisi de, geçerli ilamsız icra takibi yapılmış ve bu dosyadan çıkarılan ödeme emrine itiraz edilmiş olması koşuludur. Bu davanın açıldığı tarihte bu koşul mevcut değildir....