Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflarınca Hendek İcra Hukuk Mahkemesine yapılan başvurunun şikayet değil, icra takibine itiraz (borca itiraz) niteliğinde olduğunu, müvekkili kendisine hiçbir aktif mal varlığı değeri bırakmayan murisinin terekesinin borca batık olduğunu iş bu davaya konu icra takibi neticesinde öğrendiğini, alacaklıya herhangi bir borcu bulunmayan müvekkilinin derhal Hendek 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde mirasın hükmen reddi davası açtığını, ayrıca takibin kesinleşmesini önlemek için de Hendek İcra Hukuk Mahkemesine başvurarak borca itiraz ettiğini, Hendek İcra Hukuk Mahkemesi tarafından Hendek 1....

Aile Mahkemesinin 2018/70 esas sayılı dosyasında 29/01/2018 tarihli ara karara dayanarak nisan 2018 ayına ait 2.500,00- TL tedbir nafakası ile takip tarihinden itibaren devam eden aylara ilişkin tedbir nafakası alacağının tahsili için ilamsız icra takibine gidildiği, 11/05/2018 tarihinde ödeme emrinin borçlu vekiline tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 18/05/2018 tarihli icra müdürlüğüne borca itirazlarını içerir dilekçe verdiği icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Her ne kadar davacı takip borçlusu vekili istinaf dilekçesinde ödeme iddiasında bulunarak borca itiraz nedeniyle takibin iptalini istemiş ise de takibin konusu itibariyle borçlunun itirazlarını icra müdürlüğüne yapması gerektiği, takibin ilamsız icra takibi olması nedeni ile borca yönelik itirazın icra mahkemesine yapılması ve ödeme iddiasında bulunulmasının sonuç doğurmadığı anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Örnek 7 ilamsız takipte, borçlu T3 icra dairesine verdiği 10.01.2020 tarihli itiraz dilekçesinde, borcu bulunmadığını ileri sürerek takibe, borca, ödeme emrine faize itirazlarını ileri sürdüğü, ödeme emrinin 15.01.2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, icra müdürlüğüce 10.01.2020 tarihinde, ödeme emrinin tebliğinden önce takibin itiraz nedeni ile durdurulmasına karar verildiği, alacaklı tarafından tebliğden önce yapılan itirazın geçerli bir itiraz olmadığı, bu sebeple takibin durdurulmasına ilişkin icra müdürlük kararının hatalı olduğu gerekçesi ile şikayet yoluna başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirip yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının merciden itirazın kaldırılması ve tahliye isteyebileceği öngörülmüştür....

Sayılı sayılı dosyası incelendiğinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçludan asıl alacak ve geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 796,39 TL alacağın tahsili talebinde bulunulduğu, ödeme emrinin 18/02/2021 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından süresi içerisinde 25/02/2021 tarihli dilekçe ile ödeme emrine itiraz edildiği ve takibin davalı borçlu yönünden durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğine ilişkin bilgi ve belge bulunmamakla birlikte itiraz ve dava tarihlerine nazaran davanın da hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Taraflarca sunulan dilekçe ve belgeler ile getirtilen kayıtlar incelenmiş, dosya kapsamı ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/645 KARAR NO : 2022/743 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : OSMANCIK İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/12/2021 NUMARASI : 2021/42 ESAS- 2021/56 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; İcra takibine konu borcun takip başlatılma tarihinden önce büyük bir kısmının ödenmiş olması sebebiyle borca ve tüm ferilerine ilişkin kısmi itirazları ile takibin kısmen iptali; ödenmiş borca ilişkin olarak kötü niyetli olarak başlatılan icra takibi sebebiyle telafisi güç ve imkansız zararların önüne geçilmesi amacıyla takibin teminatsız olarak durdurulması taleplerinden ibaret olduğudur....

    Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir. Somut olayda, davalı borçlu takibe itirazında HGS'de parasının bulunmasına rağmen ceza kesildiğini, bu durumu kabul etmediğini, kendisinden kaynaklanan bir hata olmadığını ileri sürdüğünden bu iddialarını ispat yükü davalı borçludadır....

      Esas sayılı dosyası ile müvekkilinin icra takibi başlattığını, icra takibinde davalıdan cari hesap alacağı olarak 7.190,36 TL 21.12.2018 tarihinde alacaklı olduğunu beyan ile karşı tarafa 07.01.2019 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine 10.01.2019 tarihinde davalı tarafın icra takibine yetkili icra dairesinin Bursa icra daireleri olduğunu beyan ile yetkiye, takibe, borca ve tüm ferilerine itiraz ederek takibin durdurulmasını talep ettiğini, İstanbul 25. İcra Dairesinin 12.02.2019 tarihinde, Bursa İcra Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verildiğini, Bursa 14. İcra Müdürlüğü 2019/... Esas numarası ile 21.02.2019 tarihinde tevzi olduğunu, davalının 27.02.2019 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine 01.03.2019 tarihinde itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, itirazın iptaline ve takibin devamını ve davalının icra inkar tazminatına % 20 den az olmamak üzere ,yargılama masraflarının ve avukatlık ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....

        İcra Müdürlüğünün 2018/10951 E. sayılı icra takibine itirazlarının haklı olup, icra takibine, ödeme emrine, faize, faiz oranına, borca itiraz etmeleri nedeniyle haklarında başlatılmış olan hukuka aykırı icra takibinin durdurulmasına ve alacaklının haksız ve kötüniyetli icra takibe konu bedelin %20'sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizce istinaf incelemesi HMK'nun 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf sebepleri ile bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılmıştır. Kısmi davanın kesinleşmesi üzerine bakiye alacak için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında icra inkar tazminatının kabul edilip edilemeyeceği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır....

        İcra Müdürlüğünün 2017/8852 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine bir adet protokole dayanılarak genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 ödeme emrinin 20.07.2018 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 23.07.2018 tarihinde borca, faiz ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür. Her ne kadar davalı borçlu tarafından takip dayanağı protokolün boş olarak verildiği ve üst kısmının anlaşmaya aykırı olarak sonradan doldurulduğu ileri sürülmüşse de, bu husus yazılı belge ile ispatlanamamıştır. İİK'nun 68/1. maddesi gereğince, talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar ve noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir....

        Dava, TTK.nun 1301.maddesinden kaynaklanan tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı ... şirketi, Şişli 1.İcra Müdürlüğü’nün 2006/8302 Esas sayılı takip dosyası ile davalılar aleyhinde icra takibinde bulunmuş, davalılar icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş, sadece borca itiraz etmiştir. Borca itiraz üzerine duran icra takibine karşı, itirazın iptali istemi ile açılan iş bu dava HUMK.’ndaki genel yetki kuralları uyarınca, davalıların ikametgahı olan yetkili Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılmıştır. İİK.nun 67.maddesine dayanan ve İcra Dairesinin yetkisine itiraz olmayan itirazın iptali davasının, takibin yapıldığı İcra Dairesinin yetki çevresinde görüleceğine dair bir usul hükmü de yoktur. O halde, mahkemece, işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

          UYAP Entegrasyonu