Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra ve İflas Kanunu'nun 71/1. maddesinde, " Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman tetkik merciinden isteyebilir." hükmü yer almaktadır. Somut olayda ,davacı ... , alacaklı (davalı) ... tarafından genel haciz yoluyla başlatılan Anamur İcra Müdürlüğünün 2008/2546 esas sayılı takip dosyasına karşı, borçlarını ödediğini ileri sürerek, ödeme nedeniyle İİK.'nun 71. Maddesi gereğince takibin iptaline ve hacizlerin fekkine karar verilmesi istemi ile dava açtığı, İİK.'nun 72/1.maddesinde sözü edilen " Boçlu,icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir." hükmü gereğince menfi davası açmadığı anlaşılmıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 06/02/2020 tarihli ve 2019/14182 Esas - 2020/984 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair karar düzeltme itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı takipte borçlunun icra mahkemesine başvurusu, takip konusu alacağın takipten önceki dönemde itfa edildiğinden bahisle takibin iptali talebine ilişkin olup, icra mahkemesince istemin kabulü ile takibin iptaline ve icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır....

      Borçlunun zamanaşımı ve itfa itirazı, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin olup takibin şekline göre İİK' nun 62. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren icra dairesine yapılması gerekir. Somut olayda borçlunun yasal sürede borca itirazı üzerine takip kesinleşmemiştir. İcra dairesi yerine, icra mahkemesine yapılan itiraz sonuç doğurmayacağından, mahkemece, bu gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...

        Takibin kesinleşmesinden sonraki safhada borçlu İİK'nun 71. maddesine göre itfa imhal veya zamanaşımı itirazında bulunabilir. Somut olayda bononun vadesi gelmeden takibe konulduğu şikayeti süresinde yapılmadığından takip asıl alacak ve ferileri ile birlikte kesinleşmiştir. Borçlu takibin kesinleşmesi sonrası dönemde ise icra mahkemesine başvurarak ödeme nedeniyle borcunun kalmadığını da ileri sürdüğüne göre mahkemece icra dosyasına yapılan ödeme dikkate alınarak borçlunun isteminin İİK'nun 71. maddesi kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, süresinde yapılan bir şikayet bulunmadığı halde takip tarihinde borcun vadesinin gelmediği dolayısiyle muaccel olmadığı gerekçesiyle takibin iptali yönünde hüküm tesis isabetsizdir....

          İİK'nun 53. maddesi gereğince mirasçılar hakkındaki takip, ilk takibin devamından ibaret bulunduğu için mirasçılara ödeme emri çıkarılmasına gerek yoktur. Takibin kendilerine karşı devam ettirilmesi yönündeki alacaklı isteminin tebliği ile yetinilmesi yeterlidir. Yeni ödeme emri çıkarılması fuzuli bir işlem olduğundan mirasçılar, murisin ölümünden önceki kesinleşmiş işlemlere karşı murisin itiraz hakkı bulunmadığı sürece itiraz edemezler. Mirasçıların başvurusu, mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği gibi itirazlarla, imhal, itfa, takibin kesinleşmesinden sonra oluşan zamanaşımı (İİK.71) ve benzeri itirazlar olabilir. Bu nedenle, mirasçılara ödeme emri gönderilmesi esasa etkili olmayıp, yapılan tebligatın muhtıra olarak kabulü gerekir (Y.12.HD. 01/03/2016 T. 2015/28765 E., 2016/5790 K.). Kaldı ki, müteveffa borçlu tarafından imzaya yahut borca itiraz edilmemiş ve muris hakkında yapılan takip kesinleşmiştir....

          İcra Müdürlüğünün 2021/14257 Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine takip yapıldığını, takibin kesinleştiğini, dosyada 06/06/2014 tarihinden sonra yaklaşık 7 yıl boyunca işlem yapılmadığını, dosyanın alacaklı vekilinin yenileme talebinden sonra 2021/14257 esas numarasını aldığını, takip dayanaklarının çek olup TTK 778. Maddesi yollaması ile aynı kanunun 749 ve İİK 71/son maddesi yollaması ile 33/a maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zaman aşımının oluştuğunu beyanla, davanın kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra dosyasının incelenmesi halinde TTK'nın 814. Maddesi gereğine uygun olarak üç yıllık devreler halinde işlem yapıldığı ve zamanaşımının oluşmadığının anlaşılacağını beyanla, davanın reddini istemiştir....

          inceleme neticesinde itirazın kaldırılmasına ve takibin devamına karar verilmiş olması nedeniyle huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, Yargıtay içtihatlarının bu yönde olduğunu, itirazın kaldırılmasına karar verildiğini, ancak davacı tarafından kötü niyetli olarak takibin iptali davasının borcun ve fer'ilerilerinin itfa edildiği itirazının takibin kesinleşmesinden sonra ki devrede olduğunu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun itfa edilmiş olması halinin düzenlendiğini, takibin iptali davasının süreden reddinin gerektiğini, ödeme emrinin davacı tarafa 06.12.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, dava tarihinin 21.02.2022 tarihi olduğunu, davacının İİK 71/1 maddesi mucibince borcun itfa edildiğini, noterden tasdikli veya imzası borçlu tarafından ikrar edilmiş belge ile ispat edilmesinin gerektiğini, davacı tarafından ödemeye ilişkin sunulmuş herhangi bir belge bulunmadığını, davacı borçlu tarafın İİK uyarınca gösterdiği itiraz sebepleri ile bağlı olduğunu, genişletilemeyeceğini...

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, borçlunun takipten önce veya sonra menfi tespit davası açması için hukuki yararının bulunması gerektiği, somut olayda taraflar arasında borcun varlığı ve miktarı konusunda uyuşmazlık olmadığı, davacının iddiasının icra takibinden sonra bedelin icra veznesine ödendiğine ilişkin olduğu, İİK 71.maddesine göre borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcu ve ferilerinin itfa edildiğini ispat ederse takibin iptal veya talikini icra dairesinden her zaman isteyebileceği, İİK 71.maddesine göre icra mahkemesine dava açabilecekken menfi tespit davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı, diğer yandan Çanakkale İcra Hukuk Mahkemesi 2018/293 sayılı dosyasında dava açıldığı gerekçesiyle davanın dava şartı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir....

          Şti.tarafından verilen ve karşılıksız olan 60.000,00.TL almış bulunmaktayım.Bu dosya ile hiçbir alacağım yoktur." şeklinde olduğunu, İİK 71.maddede "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli ve imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir" düzenlemesi karşısında dosyada takibin devam etmesinin ve müvekkiline ait araçlara ve gayrimenkullere haciz konulmasının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle şikayetin kabulü ile Çerkezköy İcra Müdürlüğünün 2017/3780 Esas sayılı takibin şikayet yolu ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Somut olayda, genel haciz yolu ile ilamsız takipte, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ödendiği iddiasıyla takibin iptali istendiğinden bu talep İİK'nın 71/1 maddesi kapsamında bir taleptir. Mahkemece hukuki nitelendirme hatalı yapılarak talebin İİK'nın 62. maddesi uyarınca takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin borca itiraz olduğu kabul edilerek, İİK'nın 71/1 maddesi kapsamında taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmalar ile sunulan deliller irdelenerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır....

          UYAP Entegrasyonu