Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/01/2020 NUMARASI : 2019/1090 ESAS-2020/25 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Takip Sonrası Zamanaşımı İtirazı) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davalı şirket yetkilisi tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine Ankara 24 İcra Müdürlüğünün 2002/7327 Esas sayılı dosyasında kambiyo senedine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, safahatta sözkonusu dosyanın bir kaç kez yenilenerek en son 2018/7721 Esas numarasını aldığını, ancak 09/10/2006 tarihinden itibaren dosyayı ilerletecek herhangi bir taraf işlemi yapılmamış olduğunu, 31/05/2011 tarihinde dosyanın yenilenmesinin talep edildiğini, bu haliyle kambiyo takibindeki 3 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, 31/05/2011 tarihinde dosyanın yenilenerek 2011/6922 Esasını almış olduğunu, yenileme emrinin...

Somut olayda, davacının dava konusu taşınmazı ihale ile satın aldığı, davalı tarafından ihalenin feshi davası açıldığı ve ihalenin feshi davasının reddi kararının kesinleşmesi üzerine icra müdürlüğünce, 09/03/2015 tarihinde tapu müdürlüğüne yazılan yazı sonucu taşınmazın davacı adına tescil edildiği, davacı tarafından İzmir 20. İcra Müdürlüğünün 2015/5692 esas nolu dosyası üzerinden 19.600,00TL asıl alacak, 2.148,33TL işlemiş faiz toplamı 21.748,33TL ecrimisil alacağı için 16/04/2015 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, davalı tarafından itirazın iptali ve takibin devamı talepli iş bu davanın açıldığı görülmüştür....

    Dava İİK'nun 16. maddesi uyarınca açılmış usulsüz tebligat şikayeti ile İİK'nun 170/a maddesi uyarınca açılmış kambiyo şikayeti davasıdır. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, davacılar T3 ve T1 Manisa 2. İcra Müd.'...

    Bütün bu yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında çekler yönünden zamanaşımı süresinin başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise o yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği kabul edilmelidir. Buna göre, çek hakkında zamanaşımı süresi ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağına göre çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınması zorunludur. Bu nedenle 6762 Sayılı TTK.'nun 726.maddesini değiştiren 6273 Sayılı Kanunun 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde zamanaşımı süresi 6 ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise 3 yıldır. Somut olayda, takibe dayanak 05.02.2011, 05.03.2011, 05.04.2011, 05.05.2011, 05.06.2011 ve 05.07.2011 keşide tarihli çeklerin, ibraz süresi 03.02.2012 tarihinden önce dolduğundan, altı aylık zamanaşımı süresine tabidirler. Bu durumda takip tarihinden önce çeklerin ibraz süresi dolmadan önce yürürlükte olan TTK.'...

      Şti. hakkında bu takipten kısa bir süre sonra 24/04/2013 tarihinde cari hesap alacağına dayalı olarak ilamsız takip yapması bu takibin itirazsız olarak kesinleşmesi, 31/12/2012 tarihi itibariyle borçlu ... Bağlantı Elemanları San. ve Tic. Ltd. Şti. kayıtlarında 522.831,25 TL borç görünmesine alacaklı ... Gemi Yan. San. ve Tic. Ltd. Şti. kayıtlarında ise; 514.598,72 TL alacak görünmesine rağmen ve takip tarihi itibariyle 31/12/2012 tarihinden takip tarihine kadar işleyecek yaklaşık 60.000,00 TL civarında işlemiş faiz talep etme imkanı bulunmasına rağmen işlemiş faiz talep edilmemesi, takibe konu miktarın her iki davalı şirkete ait alacak ve borç kayıtları ile örtüşmemesi, davalı/borçlu ... Bağlantı Elemanları San. ve Tic. Ltd. Şti. kendi kayıtlarındaki borç miktarına göre fazlaca miktar talep edilen takibe karşılık hiç bir itirazda bulunulmaması, takibin itirazsız olarak kesinleşmesi, takip tarihinde her iki şirketin %50 hissesine sahip büyük ortağın ... olması, davalı ......

        Somut durumda davacı, borçlu konumuna geldiği takipte istinafa konu dava ile takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımı itirazında bulunmuş, ayrıca İzmir 1. İcra Hukuk Mahkemesinde açtığı davada da İİK'nın 53. Maddesine dayanarak şikayette bulunmuştur. Bu anlamda İİK 53. Maddeden hareketle açtığı dava sonucunda verilecek karar davacının takipte borçlu sıfatının var olup olmadığını belirleyecektir. Bunun sonucu olarak açılan takibin iptali talepli davanın, istinafa konu davayı etkileyeceği açıktır. Bu nedenle bu davanın sonuçlanması ve kararın kesinleşmesinin beklenilmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Dairemizin kesinleşen 2019/1071 Esas, 2019/2788 Karar sayılı ilamı ile davacı aleyhine yapılan davaya konu takip iptal edildiğinden istinafa konu zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılması talepli davanın konusunun kalmadığı, zira karar tarihi itibarı ile ortada davacı aleyhinde takibin bulunmadığı açıktır....

        Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, ilk derece mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ilgili verilen kararın doğru olduğunu, ancak itirazlarının reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira tebligatın usulsüz olması nedeniyle takibin kesinleştirilmesi ve müteakip işlemlerinin yapılmasının hukuken bir anlam ifade etmediğini, bu durumda takip tarihi olan 2012 yılından sonra 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunun açık olduğunu, zamanaşımı itirazının kabulü yerine reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, yine borca itiraz yönünden takibe konu senedin kredinin teminatı olarak verildiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan bir diğer takip dosyasında kredi borcunun tahsil edildiğini, bu dosyada tahsil edilen miktarın dava konusu kambiyo takibindeki borçtan mahsup edilmemesinin ve hatta kambiyo takibinin kapatılmamasının usulsüz olduğunu, mahkemece borca itirazların değerlendirilmediğini, ayrıca usulsüz tebligat şikayeti kabul edildiği halde mahkemece...

        Urla İcra Müdürlüğünün 2019/1178 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine ilamlı icra takibine başlandığı, icra emrinin borçluya 02.12.2019 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleşmesi üzerine borçlu adına kayıtlı 34 XX 184 plaka sayılı araç kaydı üzerine haciz konulduğu, hacze ilişkin 103 davetiyesinin borçluya 04.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, şikayete konu hacze ilişkin olarak icra dosyasından borçluya 04.07.2020 tarihinde 103 davet kağıdının tebliğ edildiği, borçlunun 02.11.2020 tarihinde haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu, şikayetinde 103 davet kağıdı tebligatının usulsüz olduğunun ileri sürülmediği anlaşılmıştır....

        yapıldığı, dayanak ilamın itiraz edilerek düzeltilmesi sonrası verilen ilama uygun olarak takibin kaldığı yerden devam edeceğinden ikinci bir icra emrinini düzenlenip tebliğ edilmiş olması harç oranına bir etkisi olmayacağından, bu sebeple tahsil harcı oranı %9,10, icra vekalet ücretininde tam olarak hesaplanması usule yasaya uygun olduğundan şikayetin reddine karar verilmiştir....

        HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-6100 Sayılı HMK'nun 307 ve devamı maddeleri gereğince, davacı tarafından açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE, 2-Alınması gereken (80,70-TL/3) 26,90-TL harcın, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 15.083,79-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 15.056,89-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE, 3-Taraf vekillerince vekâlet ücreti talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-6100 Sayılı HMK'nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 Sayılı HMK'nun 341/1 vd....

          UYAP Entegrasyonu