Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu ile dava dışı borçlular hakkında, 209.285,37-TL asıl alacak, 6.297,17 TL işlemiş %29,9 temerrüt faizi, 878,44 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam, 216.775,84 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlu ile dava dışı borçlu Nilay Gül tarafından süresi içerisinde, İcra müdürlüğünün yetkisine, borcun tamamına, faize ve tüm fer'ilere itiraz ederek takibin durdurulduğu görülmüştür. Dava, genel sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası İİK 67. maddesinde düzenlenmiş olup, takibin devamını amaçladığından takibe ve itiraza sıkı sıkıya bağlıdır....
Mahkemece davalıların icra takibine karşı kısmi itirazda bulundukları ancak itiraz ettikleri hususu açıklamadıkları bu nedenle geçerli bir itiraz bulunmadığı ve takibin devam ettiği gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davalı Yardaay Onaran vekilince temyiz edilmiştir. Davalı ...’a ödeme emri tebliği üzerine 25.07.2007 tarihli itiraz dilekçesi ile “ödeme emrinde talep edilen %72 faiz haksız olup yasal değildir. Bu sebeple faize itiraz ediyorum.” diyerek icra takibinde temerrüt sonrası uygulanacak faiz oranının tamamına itiraz edilmiştir. Bu durumda mahkemece icra takibinin uygulanacak temerrüt faizi yönünden durdurulduğu gözetilerek bu yönde inceleme yapılarak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken itirazın yorumunda hataya düşülerek yanlış şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine, ödeme emrine, borca, işlemiş faize, uygulanan faiz oranına ve yetkiye davalının itiraz ettiğini, bunun üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek ... 35.İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine, ödeme emrine, borca, işlemiş faize, uygulanan faiz oranına ve yetkiye haksız olarak itiraz ettiğini bunun üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek icra takibine yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, takip konusu alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak açılan davaya cevap vermediği anlaşıldı....
GEREKÇE: Dava, " Davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki nedeniyle faturaya dayalı başlatılan icra takibinde davalının işlemiş faize itirazının iptali ile takibin devamı" istemine ilişkindir. Talep, cevap, ... Esas sayılı icra takip dosyası, faturalar ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı borçlunun aleyhine başlatılan icra takibine itirazında, asıl alacak tutarına bir itirazının olmadığı ve asıl alacak tutarını ödediği sadece faiz tutarına itiraz ettiği sabit olmakla, şartları oluşmayan bir alacak kalemi için icra takibi başlatılması ve itiraz üzerine huzurdaki davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmamaktadır. ( bkz. ... BAM 23. HD'nin 2018/1948 Esas-2020/1528 Karar sayılı ilamı "... davalı borçlu Nilgün Yıldız'ın 15.05.2017 tarihli itiraz dilekçesinde asıl alacağa bir itirazının olmadığı, sadece faiz ve faiz oranlarına itiraz ettiği görülmüştür....
İcra Müdürlüğünün 2019/7757 ve 2019/7759 Esas sayılı dosyaları ile kullanılan krediye istinaden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi açıldığını, aynı borca ilişkin Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2019/7760 Esas sayılı dosyası ile aynı kredi borcuna istinaden ilamsız takip yolu ile daha önce takipler yapıldığını, mükerrer ve hukuksuz açılan aynı borca ilişkin ikinci ve üçüncü icra takiplerinin iptali gerektiğini, borcun tek ve aynı olduğunda çekişme bulunmadığını, serbest irade ile %40 faizin kabul edildiği iddia edilmekle davacının genel işlem şartlarına katılma yoluyla girdiği edimler arasında dengesizlik bulunduğunu, takip sonrası işlemiş faizin fahiş miktarda olduğunu, makul olmayan faiz oranına itiraz edildiğini, aynı borç için ilamlı takip yapıldığını, ikinci takibin iptali gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Başvuru; ilamsız icra takibinde borca ve faize itiraz niteliğindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından taraflar arasındaki sözleşme ve şartnameye bağlı kalınarak davalıya verilen dinlenme oranları ölçüm hizmeti bedelinin tebliğ edilen faturalara rağmen ödenmemesi üzerine 19.388,60 TL alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamını ve %20 icra inkâr tazminatını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetkili icra dairesi ... İcra Müdürlüğü olduğundan takibin iptalinin gerektiğini, yetkili mahkemenin de ......
İcra Müdürlüğünün 2019/3655 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan ilamsız takibin borca itiraz nedeniyle durduğunu, itirazın alacaklı tarafa tebliğinden itibaren 1 yıllık yasal süre içinde itirazın iptali davası açmaması nedeniyle bu takibin düştüğünü, buna rağmen icra müdürlüğünün düşen takipte alacaklının yetki itirazını kabul etmesi ve gönderme talebi üzerine dosyanın Bakırköy İcra Müdürlüğüne gönderilmesi ve takibe şikayete konu dosyadan devam edilmesinin, İstanbul Anadolu 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 04/03/2021 tarihli kararı ile verilen yetkisizlik kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi talebinde bulunulmaması nedeni ile HMK'nın 20. maddesi uyarınca takibin yapılmamış sayılmasına karar verilmemesinin usule aykırı olduğunu ileri sürmüştür....
Sayılı İcra takibine konu alacak kalemlerinden, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, takibe haksız olarak itiraz eden borçlu davalının % 20 aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Dava dosyası incelendiğinde davalıya İcra Müdürlüğünden gönderilen 7 Örnek Ödeme emrinin tebellüğ edilmiş olduğu. Davalıya gönderilen ödeme emrinde asıl alacağa yıllık % 20.4 temerrüt faizi ve faize % 5 gelir vergisi uygulandığı. Söz konusu faiz oranının yasaya ve usule aykırı olduğu. Alacaklı yan tarafından faiz oranına hem de faize gelir vergisine itiraz edildiği. Bu nedenlerle söz konusu takipte uygulanan faize, işleyecek olan faize, faiz oranına ve faize uygulanan gelir vergisine ve ferilerine itiraz edildiği, Davalı ... hakkında açılmış olan İcra takibinin faiz yönünden durdurulmasını talep etmiştir....
Mükerrerlik iddiası da borca itiraz niteliğinde olduğundan yasal sürede icra dairesine yapılmalıdır. Şikayet yoluyla mükerrerlik nedeniyle takibin iptali istenemeyeceği gibi, bu husus re'sen de nazara alınamaz. Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, ipoteğin geçersiz olduğunu belirterek borca ve faize itiraz ettiği görülmektedir.O halde mahkemece itirazın bu nedenle reddi gerekirken başvuru dilekçesinde de ileri sürülmediği halde takibin mükerrer olduğu nedeniyle iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
-TL toplam alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %23 reeskont faizi ve diğer fer’ileri ile birlikte davalıdan tahsili talep edilmiş, itiraz üzerine iş bu itirazın iptali davası açılmıştır. Mahkemece davanın kabulüne itirazın iptali ile takibin devamına şeklinde hüküm oluşturulduktan sonra hüküm fıkrasında “ancak davalı temerrüde düşürülmediğinden davalıdan temerrüt faizi değil yasal faiz hesabı yapılarak bu şekilde faize hükmedilmesine" sözcüklerine yer verilmiştir. HUMK.nun 388.maddesi uyarınca hükmün infazda tereddüt yaratmayacak şekilde açık olması taraflara yüklenen hak ve borçların hükümde açıkça belirtilmesi gerekir. Oysa yerel mahkeme kararı kendi içinde çelişkili olup anılan yasa hükmüne uygun değildir. Zira kararda hem davalının temerrüde düşürülmediğinden söz edilmiş hem de işlemiş faiz talebini de içerecek şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir....